İş başa düşmüşken doğruyu söylemek, dürüst davranmak gerek. Yarın çok geç olabilir. İstemezdim, böyle bir yazı kaleme almayı. Toplumsal zafiyete düşmemek için kirli bilgi servisinden kaçınmalı.  Eşitlik farklı, adalet daha farklıdır. Sevmek ya da sevmemek başka şey… Dürüst olmak daha başka şey! 17 Mart 2024 Günü akşamı Trabzon’da Trabzonspor, Fenerbahçe arasında oynanan olaylı lig maçı vicdan sahiplerini üzdü. Çözüm, yangına körükle gitmek değil. Nemrut’un İbrahim’i yakmak için çattığı ateşi söndürmeye giden karıncanın niyeti gayretinde olmalı.Maçtan üç gün sonra 20 Mart günü Çarşamba akşamı saat 21’30 suları ulusal bir spor TV’nde sözde yorumcunun yanıltıcı bilgi ile ahkâm kesmesi…

 Moderatör: “Futbolun üç duayeni olaylı maçı yorumlayacak.” diyerek programı açtı.Güya yorumcu: “Ben hakem olsaydım devre arası üst mercii arar maç kötüye gidiyor maçı tatil edeyim mi, diye sorardım.” demesi, tam bir garabet. O kişi, iyi ki hakem olmamış. Olay olmuş, olmasaydı iyi idi. Hakem elbet maçı kurallara, talimatlara göre yönetir.Maçı yönetmek için daha ne lazım! Yeter ki hakem maçı dirayet ve liyakatle yönetsin. Adaletince yönetilen hiçbir hadise zıvanadan çıkmaz. Adalet oldukça toplumsal güven sarsılmaz, ümitler kararmaz. Hâkimleri var. Savcıları var.Adalet tecelli eder. Kamera görüntüleri en doğru kanıt değilmi? Bazı yorumcuların meseleyi şekilden şekle sokup değişik mesaj verme çabaları daha da üzücü. Sağduyulu olup gürültü kirliliğine prim vermemek lazım!

Çağımızda futbol önemli sektör…  Para ve insanın olduğu yerde iyiden kötüye, kötüden iyiye her şey olur.Mesele deliye,kuyuyu taşlatmamak…Kuyu taşlanmış bir kere. Vicdan sahibi insanların vazifesi akılla,insafla, kararlılıkla doğruları yapmak... Kurtuluş Savaşı ruhuyla Türk’ün sağduyusunu yedi düvele göstermek. Kirli dilli art niyetlilere paye vermemek insaf işi. Kafaların karışmasına, zihinlerin kirlenmesine fırsat tanımamak lazım! Olan olmuş, gereken adaletince neticeyi tecelli ettirmek…Nisa suresi 58’inci ayette, Allah: “Haberiniz olsun! Allah, size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında karar verdiğinizde adaletle vermenizi emrediyor. Allah, size ne güzel öğüt veriyor…” buyuruyor. Öğrencilik yıllarımdan bir anı geldi aklıma.

1974’de Lisede okurken 15-16 arkadaş bir futbol takımı kurduk. Mahalleli gençlerle maçlar düzenliyorduk.

Eskişehir’in Gültepe mahallesinde oynadığımız bir futbol maçında taşlandık. Bugünkü üniversite evlerinin bulunduğu mahalde Gültepe gençleri ile futbol maçı yapıyorduk. Kadın, kız, yaşlı, genç pek çok mahalleli izlemeye gelmiş. Tezahüratta haddi aşıyorlardı. Bizim takımın kalecisi bendim. Maçta bizim takım 2-0 öne geçince karşı takım taraftarları yüzlerce kişi taşlı sopalı bize saldırdılar. Karşı takım oyuncularından arkadaşlarımız olmasına rağmen… Tabana kuvvet kaçtık.  Bugün Yeni kent semti olarak addedilen mevkide askeri levazımat depolarının nöbetçilerine sığındık. O günden sonra keyfimiz kaçtı, takım dağıldı.

1992’nin Nisan’ındaEskişehir’de milli takım için bölgesel güreşçi seçimi yapılıyordu. Lisanslı Bölge Hakemi idim… Dönemin Güreş Ajanı, hakemlere: “Amil Bey, S. K’yü milli takım kampında görmek istiyor.” dedi. Bir grup hakem: “Hakkınca yenip gitsin. Başkasının hakkını yemeyiz.” dediklerinde, ajan bir süre ortalıkta görünmedi. Geldiğinde: “Lise mezunu hakemlere görevyok.” dedi. Üniversite mezunu iki hakem kaldık. Ben de, öbürleri gibi hak eden gitsin, dedim. Ajan bir süre yine kayboldu ortalıktan. Geldiğinde: “Otuz yedi yaşından gün almış hakemlere de görev yok.” dedi. O gün itibariyle hakem düdüğünü duvara astım. Lisans ile düdüğü o gündür bugündür hatıra olarak saklarım.

Toplumsal huzur için barış, uzlaşı, adalet kaçınılmaz gerekçe... Hz. Peygamber’in toplumsal barış adına buyruklarından iki uyarıya dikkat çekmek isterim. “Ya hayır söyle ya da sus!” ikincisi ise “Müslüman,  başkaları tarafından kendisine güven duyulan kişidir.” bu iki ilkenin değerini bilip gereğini yapmak lazım! Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!






Yunus Emre GÜLLÜ / 30 MART 2024 – Milli irade