Yaz aylarında bu çağlayanın suyu kesilir. Değirmen yaz aylarında kapalı olur. Sular akmayınca değirmenin dolabı dönmez. Dolap dönmeyince buğdaylar un olmaz!
Anadolu kültürü gereği misafirler için köylerde köy odaları olur. Buraya yakın köylerde de köy odaları var. İsteyen oralara gider. O odalarda kalır. Köy odaları ücretsiz birer han gibidir. Misafirler o odalarda yer içer. Yatar kalkar. Misafirlerin hayvanları da, odanın ahırında barınır. Misafirler,köy odalarında hiçbir ücret ödemez. Oda sahiplerinin misafirlerden bekledikleri tek söz; misafirlerin oda sahipleri için “Allah razı olsun!” sözüdür. Köy odalarının masrafını ya oda sahipleri karşılar ya da köylüler ortaklaşa karşılarlar. Köylülerin bu davranışları basite alınacak bir davranış değildir. Onların bu davranışları toplumun temel yapısını oluşturan sosyal etkinliklerden biridir. Sosyal etkinlik diye ben bu tür davranışlara derim. Sosyal etkinlik diye ihtiyaç sahibini sahiplenmeye derim. Gelişen bu Anadolu kültürü İslam’ın dayanışma ve yardımlaşmaya yönelik esaslarından kaynaklanmaktadır.
Külkedisi için değirmende gün, sıra beklemekle geçti. Külkedisi, ömründe ilk defa değirmende bir gece geçirdi. Külkedisinin buğdaylarına un yapma sırası ikinci günü öğle vakti geldi.
Değirmenci, sıra sahibi gönül rızası ile hakkını bir başkasına devretmedikçe sıra bekleyenlerin nöbetinde asla sıra değişikliği yapmaz. Değirmenci, kendisinden öncelik isteyenlere de şöyle der:
-Sıra verme hakkı bana ait değil. Hak, sıra bekleyenindir. Sıra almak istiyorsan sıradaki hak sahibinden gönül rızası ile sırasını al. Ben, Allah’ın adaletinden korkarım. Hak değirmende olur sözü adaletin önemini vurgulamak için söylenmiş bir sözdür. Allah’ın yeryüzünde halifem dediği bir insan olarak irade ve yetkim dâhilinde adil davranmak zorundayım.Allah’ınbir günyakamdan yapışacağından korkarım. Buradaki yakadan yapışmak mecazidir. Hak ve adalet tanımayanlara bir gün hesap sorulacağı Kur’an buyruğudur.İlk insan ve ilk peygamber olan atamız Hz. Âdem’i Allah, yaratmak istediğinde Kur’an’ın Bakara suresinin 30’uncu ayetindemeleklere şöyle buyurdu:
-Ben, topraktan kendime yeryüzünde bir halife yani bir temsilci yaratacağım!
O zaman, Kur’an’ın Bakara suresi 32’inci ayetinde bildirilen şekilde melekler, Allah’a dediler:
-Ya Rab! Biz seni her türlü noksanlıktan sürekli tenzih ve takdis ederken yeryüzünde bozgunculuk yapacak, fesat çıkaracak, kan dökecek insanoğlunu mu yaratacaksın?
Allah, meleklere buyurdu:
-Ben, sizin bilemediklerinizi bilirim.
Melekler, ilahi emrin ağırlığını anlayıp Allah’a dediler:
-Ya Rab, biz senin bildirdiğinden başkasını bilemeyiz. Her şeyin en iyisini bilen sensin. Her şeyin en iyisini yapan sensin! Diyerek melekler, bugün yeryüzünde mevcudiyeti olan “Kâbe’nin” Arş’ı Alâ’ya kadar olan Beyt’i Mukaddes denilen üst kısım etrafında yedi defa tavaf ettiler. Kâbe’yi tavaf etmek oradan kalmıştır.Meleklerin bu tutumu asla Allah’ın emrine karşı gelmek değildir. Meleklerin meramı, Allah’ın insanoğlunu yaratmasındaki sırrı anlamaktı. İnsanoğlunun Allah katındaki değerini kavramaktı.
Allah kendi rahmet, azamet, vahdaniyet, güç ve kudretimin yeryüzünde bilinmesi ve tanınması için insanı topraktan yaratacağını bildirdi. Allah, insanı yeryüzünde Halifetullah mealen Allah’ın halifesi olarak yaratmıştır. Allah’ın, insanı yaratıp yeryüzünde ona yaşam hakkı vermesi;Allah kendisinin sıfat özelliklerinin insanın üzerinde temsilen görülmesini istemiştir. Allah,bu sıfat özelliklerini insanın üzerinde yansıtıp yansıtamadığından insanı imtihan etmektedir. Allah adildir, adaletli olanları sever. Allah, insanın ne pahasına olursa olsun adil olmasını ister. Allah, kısmen ve temsilen insanoğlu üzerinden adaletinin yeryüzünde yansımasını istemiştir. Allah, adaletli davranmayanlardan mahkemeyi Kübra’da iltimas ve kayırmanın işlemediği o büyük mahkemede hesap soracaktır.
Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!