Kaldırım işgalleri meselesi Eskişehir’de artık kangrene dönmüş bir sorun. Bir süredir hem vatandaşlardan hem de kent merkezinde yürümeye çalışan herkesten aynı şikâyeti duyuyoruz: “Kaldırımlar yürünmez halde.” İşte bu noktada Eskişehir Büyükşehir Belediyesi geçtiğimiz günlerde önemli bir adım attı. Yoğun şikâyetler üzerine zabıta ekipleri şehir genelinde kapsamlı bir denetim gerçekleştirdi. Kaldırıma konulan ne varsa, duba, flama, masa, sandalye, reklam tabelası, ürün sergileri… Hepsi tek tek kaldırıldı. “Kaldırımlar yayalarındır” kuralı yeniden hatırlatıldı.

Aslında benzer bir çalışma daha önce Odunpazarı Belediyesi tarafından da iki kez yapılmıştı. Odunpazarı bölgesinde birçok noktada ciddi bir temizlik yapıldı. Uzun süredir işgale dönüşen görüntüler ortadan kaldırıldı, düzen yeniden sağlandı. Odunpazarı Belediyesi’nin kararlı duruşu o bölgede fark edilir bir rahatlama yarattı. Bugün Hamamyolu’nda, Arifiye’de ya da dar sokaklarda yürürken bunu hissediyorsunuz.

Gelelim Tepebaşı’na… Ne yazık ki aynı hassasiyeti burada göremiyoruz. Tepebaşı bölgesinin birçok noktasında kaldırım işgalleri artık günlük hayatın bir parçasına dönüşmüş durumda. Yer yer kaldırımdan yürümek mümkün değil. Vatandaş yola inmek zorunda kalıyor. Masa koyan var, askılık çıkaran var, ürün sergileyen var. Sadece bir iki örnekten bahsetmiyoruz; iş öyle büyümüş ki neredeyse “kaldırım işgal edilmemişse eksik kalmış” gibi bir tablo var.

Elbette esnaf zor bir dönemden geçiyor. Ekonomik şartlar ortada. Kimsenin zor durumda olmasını istemeyiz. Ancak bütün bu zorluklar, kamusal alanın işgal edilmesini haklı kılmaz. Esnafın durumu üzerinden bu görüntülere göz yumarsak işte o zaman düzen tamamen ortadan kalkar. Kaldırımlar, yollar, geçiş güzergâhları; hepsi birbirine karışır. Ki şu anda Tepebaşı’nda gördüğümüz tam olarak bu.

Büyükşehir Belediyesi Zabıta Dairesi Başkanlığı yapılan son denetimlerde çok net bir hatırlatma yaptı: Kaldırım ve yol kenarlarının ürün, duba, tabela gibi malzemelerle işgal edilmesi Kabahatler Kanunu ve Karayolları Trafik Kanunu’na aykırı. Uyarıya rağmen ihlale devam eden işletmelere cezai işlem uygulanıyor. Zabıta Trafik Şube Müdürü Evren Mutlu’nun, “Kaldırımların işgal edilmesi yasaktır. Kamu düzeni ve yaya güvenliği bizim önceliğimizdir.” sözleri aslında tüm belediyeler için yol gösterici nitelikte.

Yine Zabıta Destek Şube Müdürü Yunus Boyacıoğlu’nun esnafa yaptığı, “Yaya ve araç güvenliğini riske atan her türlü uygulamadan kaçınılmasını önemle rica ediyoruz.” çağrısı da çok açık. Kimse ceza yemek zorunda değil; tek yapılması gereken kurallara uymak.

Büyükşehir bu denetimleri kararlılıkla sürdüreceğini ve kurallara uymayanlara 2 bin 953 TL’ye kadar ceza uygulanacağını belirtti.

Peki ya Tepebaşı? İşte bu yüzden yazının başlığını özellikle böyle koydum: Darısı Tepebaşı’na.

Tepebaşı Belediyesi’nin de artık bu konuda güçlü ve kararlı bir adım atması gerekiyor. Çünkü sorun sadece görüntü kirliliği değil; yaya güvenliği, kamu düzeni ve kent yaşamının kalitesi söz konusu. Vatandaş yürüyemediği kaldırımın yükünü sırtında taşımak zorunda değil.

Kent düzeni bir bütünse, bu bütünün her parçası aynı özeni göstermek zorunda. Büyükşehir yaptı, Odunpazarı yaptı. Darısı Tepebaşı’na.