Neredeyse iki yılıdır, 2023 yılının 18 Haziran’ını konuşuyoruz.

Ne olacak(tı)  o tarihte? Anayasa’nın “son değişiklik” maddesine göre 2018 seçimlerinin üzerinden 5 yıl geçmiş ve ardından gelecek bir seçim daha yaşanacaktı. Yasanın “amir hükmü gereğince o tarih de Haziranın 18’ine denk gelmekteydi. Muktedir iktidarımız hesaplarına uygun gelecek şekilde seçim gününü yaklaşık bir 40 gün önceye almaktı, O tarih de 14 Mayıs’a denk gelmekteydi. O hesap uygunluğunun dışında bir başka “hesabı” daha vardı 14 Mayıs’la ilgili.

-Demokrat Parti’nin, 73 yıl önce o tarihte yapılan seçimle iktidarı Cumhuriyet Halk Partisi’nden almış olması!..

Yani halkımızın ilk demokrasi sınavını verdiği tarih. Üstelik de Demokrat Parti’nin seçim sloganı da belleklerdeydi henüz.

-Yeter, söz milletin!..

Tam 22 yıldır iktidarda olan AKP’nin Genel Başkanı, aynı zamanda Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan bu tarih ve slogana “dört el” sarılacaktır;

-Milletimiz bir defa daha yeter, söz benim diyecektir!

Erdoğan çok geçmeden bu sloganın kendi aleyhine kullanılacağını fark etmiş olmalı ki bir daha da ağzına almayacaktır.



Slogan değil, proje!

Gelelim 14 gün kala partiler arasındaki seçim yarışına.. Daha doğrusu “ittifaklar” yarışmasına!.. Öyle ya, seçimlere katılma hakkına sahip 20’ye yakın siyasi parti, çeşitli adlardaki dört ittifak olarak yarışacak bu seçimdi;

-Millet, Cumhur, Hak ve Özgürlükler, Ata ittifakları…

Ve tabii ittifakların Cumhurbaşkanı adayları da… Ancak nasıl bir “yarışmadır” bu? Kamuoyunca  bilindiği şekliyle;

-Eşitsiz ve adaletsiz!.. 

Millet İttifakı, adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun önderliğinde “kahramanca” bir mücadeleye girişmiş görünüyor!. Ramazan rehavetinden sonra özellikle.

Kılıçdaroğlu beraberinde iki büyükşehrin Belediye Başkanı İmamoğlu ve Yavaş’ın dışında, kurucusu olduğu ittifakın Genel Başkanları Meral Akşener, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan. Gültekin Uysal ve de Temel Karamollaoğlu olduğu halde.

-Miting alanlarına inmiş bulunuyorlar.

Unutmadan, bu altı lider dün ilk kez “Büyük İzmir Mitinginde” ilk kez bir aradaydılar.

Kemal Bey’in bu kaçıncı seçmen buluşmasıdır, kolayca hatırlamak pek mümkün değil. Hatırladıklarımızı sayarsak, Balıkesir, Giresun, Burdur, Artvin ve elbet Eskişehir. Görece nüfusu az il merkezleri. Buna karşın büyük, kimi yorumculara göre “beklenmedik” kalabalıklar topladı Kılıçdaroğlu; Bu kadar da değil, aynı zamanda;

-Coşkulu. Kıpır kıpır kalabalıklar!..

Yani, moral değerlerini ve rüzgarı arkasına almış şekilde devam ediyor Kemal Bey ve ittifaktaki partiler. Ne demiştik Eskişehir mitingini değerlendirirken;

-Eskişehir tamam, yola devam!..
Buradan hareketle diyebiliriz ki:

-Türkiye’de tamam, devam!..

Yani Kemal Bey’in toplumun her kesimine seslenen kampanya videolarında seslendiği gibi;

-Yine baharlar gelecek…




Baharı beklerken…

Buna karşılık, Millet’in karşısındaki diğer “büyük” ittifak ne yapıyor? Daha doğrusu ne yapamıyor söyleyelim;

-Söyleyecek bir şeyleri kalmadığı için gerçek dışı söylemlere sarılmış, Milleti gerçek dışı söylemlerle hiç değil tabanlarını bir arada tutmaya çalışıyorlar..

Öyle ki, aralarından bir “Bakan” çıkmış “14 Mayıs bize karşı darbedir” diyebiliyor. Güler misin, ağlar mısın?

Boş verelim!

-Millet güleceği baharlara hazır bekliyor!