1922’de kazanılan Büyük Taarruz Zaferi, milletimizin kaderini değiştirmiş, özgür ve bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti’nin temelini atmıştır.

Kurtuluş Savaşı’nda Anadolu’nun dört bir yanından yükselen direniş bugünümüzün temellerini atmıştır. Anadolu insanının işgal güçlerine karşı sergilediği güçlü birlik sayesinde Türk milleti özgür ve bağımsız bir ülkenin yolundaki engelleri yıktı.

Tüm Anadolu’da olduğu gibi Eskişehir’de de en kanlı ve kritik çatışmalara sahne olmuştur. 1921’deki I. ve II. İnönü Savaşları, Eskişehir topraklarında gerçekleşmiş ve Türk milletinin direniş azmini bütün dünyaya duyurmuştur. Bu savaşlar, yalnızca askeri bir başarı değil; aynı zamanda milletin moral gücünü yükselten, “Türk milleti asla boyun eğmeyecek” mesajını veren tarihi zaferler olmuştur. Eskişehir, demiryolları ve stratejik konumuyla Anadolu’nun kilit noktalarından biriydi. Şehir, hem cephe gerisinde lojistik destek sağlamış hem de işgaller sırasında büyük acılar yaşamıştır. Yunan ordusu 1921’de Eskişehir’i işgal etmiş, ancak Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde yürütülen mücadele, 2 Eylül 1922’de Eskişehir’in yeniden Türk topraklarına katılmasıyla taçlanmıştır. Eskişehir halkı, bu süreçte hem ordusuna destek olmuş hem de bağımsızlık mücadelesinde büyük fedakârlıklar göstermiştir.

Tarihte böyle önemli bir role sahip olan Eskişehir, bugün sadece bir askeri zaferi kutlamıyor. Anadolu halkının işgallere karşı dik duruşunu, birlik oluşunu ve vatan sevgisini anıyor. Bu topraklarda verilen mücadele sayesinde, bizler özgür bir vatanda, bağımsız bir devletin yurttaşları olarak yaşamaktayız.

Günümüzde 30 Ağustos’un önemi, birlik ve beraberlik ruhuyla daha da anlamlı hale geliyor. Çünkü bağımsızlığımızı korumak, sadece geçmişte verilen mücadeleyle değil; bugün ortak değerlerimize sahip çıkmakla da mümkündür. Eskişehir’in gençleri, tıpkı dedeleri gibi, bilimin, sanatın ve özgürlüğün bayrağını taşımaktadır. Bu da zaferin yalnızca geçmişte kalmadığını, geleceğe de yön verdiğini göstermektedir. 30 Ağustos Zafer Bayramı, bizlere şunu hatırlatır: Bir millet, ne kadar zor durumda olursa olsun, eğer birlik olursa, inanç ve kararlılıkla her türlü işgali ve zorluğu aşabilir. Eskişehir’in kurtuluşu ve Büyük Taarruz’un zaferle sonuçlanması, bunun en büyük kanıtıdır. Bugün bizlere düşen görev, bu emanete sahip çıkmak; birlik, beraberlik ve kardeşlik ruhunu yaşatmaktır. Çünkü zafer yalnızca cephede kazanılmaz; eğitimde, ekonomide, teknolojide ve kültürde de kazanılır.

O yıllarda olduğu gibi, bugünde birlik ve beraberlik içinde yaşama bilinciyle, her birimiz saygı ve sevgi içinde bu topraklarda yaşamaya devam etmeliyiz. Bu bilinçle, 30 Ağustos’u yalnızca geçmişe bir bakış değil, aynı zamanda geleceğe dair bir yol haritası olarak görmeliyiz.

Zafer Bayramımız kutlu olsun! Eskişehir’den yükselen bağımsızlık ruhu hiç sönmesin!