turizm karik

Tepebaşı Belediyesi’nin Atila Özer Karikatürlü Ev Sergi Salonunda 13.Uluslararası Turizm Karikatürleri Yarışmasının Sergisi vardı. Dünyanın değişik ülkelerinden karikatürcülerin turizm konusundaki bakışını,  espirilerini ve anlatım tekniklerini gördük.

      Turizm insanların yaşam ortamlarından uzaklaşarak farklı coğrafyalarda dinlenmek, eğlenmek, başka yaşamları, başka kültürleri görmek ve tanımak için yaptıkları gezmelerdir. Ülkelerin “bacasız sanayi” diyerek büyük yatırımlar yaptığı, gerek ekonomik yanı gerekse kültürlerini, kendilerini tanıtmak için gösterdikleri büyük çabalardır.

Turizm sözcüğü ilkin 20. yüzyılda bazı İngilizlerin Avrupa'ya yaptığı yolculuklar için kullanılmış. II. Dünya Savaşı'ndan sonra da dünya çapında yaygınlık kazanmış. Eskiden sadece zenginlerin yaptığı bu gezmeler yıldan yıla herkesin yaptığı bir ihtiyaça dönüşmüş ve ülkelerin en önemli gelir alanlarından biri olmuştur.

turizm karikatürleri (1)

      Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi Öğretim üyesi Prof.Dr. Nazmi Kozak ile yine aynı üniversiteden uluslararası karikatür ödülleri olan ve Eskişehir’deki Karikatür Müzesi’nin de kurucusu, yöneticisi olan Prof.Dr. Atila Özer Turizm konusunu alan bir uluslararası karikatür yarışması düzenleme fikri ve girişimleri ile başlamış.Anatolia Turizm Akademisi, Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği(TUYED) ve  Anatolia Turizm Araştırmaları Dergisi ile işbirliği yaparak  gerçekleştirilmiş ve bugün ülkemizin adını duyuran, 13 yıldır da sürdürülen ve uluslararası karikatür yarışmaları arasında en saygın yarışmalarından biri olurken ülkemize önemli bir uluslararası karikatür etkinliği kazandırılmış.  Şimdi her yıl ortalama 60 ülkeden karikatür sanatçısının katıldığı bu yarışmaya 13 yılda 4bine yakan sanatçının 11bin 324 karikatür katılmış.

      13. Uluslararası Turizm Karikatürleri Yarışmasına baktığımızdayarışmaya 56 ülkeden 400 karikatür sanatçısının 744 eser katılmış. Yarışmanın konusu;“Turizm Sektöründe Çalışanlar” olarak belirlenmiş. Mehmet Kahraman (Karikatürcü), Raşit Yakalı (Karikatürcü), Akdağ Saydut (Karikatürcü), Dr. Cüneyt Mengü (Seyahat işletmecisi), Musa Gümüş (Karikatürcü), Halit Kurtulmuş (Karikatürcü), Fehmi Köfteoğlu (Turizm Gazetecisi), Musa Alioğlu (Turizm gazetecisi) ve Mehmet Zeber (Karikatürcü) görev alırken, final değerlendirme seçici kurul üyeleri olarak ise MarilenaNardi (Karikatürcü, İtalya), LubomirMihailov (Karikatürcü, Bulgaristan), LeilaAlaıy (Karikatürcü, İran) ValeriuKurtu (Karikatürcü, Almanya), Vicdan Bulunmaz Özer (Prof. Atila Özer Müze Evi, Türkiye), Vladimir Kazanavsky (Karikatürcü, Ukrayna (Ali Mırakee (Karikatürcü, İran), Ahmet Aykanat (Karikatürcü, Türkiye) ve Muhittin Köroğlu’dan (Karikatürcü, Türkiye) oluşan jüri değerlendirmiş. Ödülleri 17 ve daha üst yaşlardaki karikatürcülerin katılımına açık olan Yetişkinler kategorisinde Birincilik ödülünü Hırvatistan’dan Nikola Listes kazanırken ikincilik ödülünü  Bulgaristanlı karikatürcü çift Alla &Chavdar, üçüncülük ödülünü Türkiye’ den Engin Selçuk almış. Turizm Karikatürleri Yarışması’nın başlatılmasının öncülerinden Prof. Atila Özer adına verilen özel ödülü ise İtalya’dan Marco De Angelis, gençler kategorisinde iseBirincilik ödülünü 10 yaşındaki İranlı karikatürcü HasstiSoltani alırken, ikincilik ödülünü Türkiye’den 14 yaşındaki Ümmühan Zeynep Akyürek ve üçüncülük ödülünü ise yine Türkiye’den 12 yaşındaki Poyraz Din  almış.

Daha önceki yıllarda yarışmasın konusu; “Her Şey Dahil Sistemi”, “Turizm ve Barış”, “Turizmin Geleceği, Geleceğin Turizmi”, “Dünden Bugüne Tatiller”, “Seyahat Anıları”, “Havalimanı”, “Covid19 ve Turizm” idi.

Nilgün Salur’un “ESHO”Sergisi

Nasıl bir tüketim dünyasında yaşadığımızı, tükettiklerimizin ambalajlarının çöpe atılmasında görürüz. Çoğu da içeceklerin metal kutuları ya da plastik şişelerdir. Hele çikolata türü yiyeceklerin parlak kağıtları… Çoğu zaman acırız. Yapacak bir şey de yoktur, kıyamıyakıyamıya atarız.

nilgün salur

      Sanatçı Nilgün Salur, sanatçı duyarlığı ile onlara bakıp geçmemiş. Bilhassa onları, dikkate çekmek için “Geridönüşüm sanatı” denilen eserler üretmiş ve Odunpazarı’ndaki o şirin sanat evi olan Oda Sanat Galerisi’nde “ESHO” adını verdiği sergisini açmış.

     Galeriyi böcekler sarmış gibi, içecek kutularından yapılmış böcekler…

     Sanatçı sergisi için hazırladığı manifestosunda: “Günümüzde içecekler için  yılda yaklaşık 370 milyar metal kutu üretilmekte ve bu kutuların en iyi koşullarda bile yalnızca yüzde ellisi geri dönüştürülebilmektedir. Aynı zamanda insan nüfusunun hızla artması ve önlenemez tüketim tutumları, habitat ve biyoçeşitlilik kaybına neden olmaktadır.

Biyoçeşitliliğin sağlıklı bir ekosistem için gerekli olduğunu ve sorumsuz tüketim nedeniyle gördüğü zararı vurgulamak için topladığım metal kutuları  böceklere dönüştürmeye başladım.  Tasarımlarımın her birine soyu tükenmiş bir böcek türünün adını verdim.

     Hedefim, böceklerimle biyoçeşitlilik hakkında farkındalık yaratmak ve insanların bu içecekleri tüketirken, dünya üzerinden yok olan türleri hatırlatmaktır” diyor.

     Nilgün Salur, duyarlı sanatçı kişiliği ile tükettiklerimize dikkatleri çekerken metal kutulardan neler üretilebilineceğini de sergilemiş.Öyle ki sorumsuz yaşamanın çevreye, ekosistemle bir çok canlıya verdiğimiz zararı da gösteriyor...

     Nilgün Salur,1970 Ankara Polatlı doğumlu.1992yılında Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümünü bitirmiş. 1994 yılında Anadolu Üniversitesi Engelliler Entegre Yüksekokulu Grafik Lisans programında araştırma görevlisi olarak göre başlamış. 1995 yılında Anadolu Üniversitesi  Sosyal Bilimler Enstitüsü Grafik Dalı’nda yüksek lisansını tamamlayıp.  2014 yılında Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Plastik Sanatlar Anasanat Dalı’nda Sanatta Yeterlik programını tamalamış. Sanatçı 2018 yılında Doçent olmuş. Ulusal ve uluslararası çok sayıda sergi, konferans ve sempozyumlara katılmış. Eskişehir Sanat Derneği 2020 Grafik dalında Sanat Ödülünü almıştır. Anadolu Üniversitesi Engelliler Entegre Yüksekokulu Grafik Lisans programında Bölüm başkanı olarak görevini sürdürüyor.

      Sanatçı sadece güzel, göze, gönüle hoş gelenleri göstermez. Görüp geçtiklerimizdeki terslikleri daha güzel yaşam için gösterir. Görevi de budur. Nilgün Salur da bunu yapıyor.