“İngiliz İmparatorluğu’nun sözde bir parçası olan Kıbrıs’ta her gün üzerine Yunan bayrağı çekilen bir belediye salonunda ortak bir yerimiz kalmış değildir. Bundan böyle bizi buna sevk edecek kuvvet de ortada görünmüyor. Türk halkı son senelerde gösterdiği olgunluk ve kendi kendini idare kudretini bir kere daha ispat edecek. Bizim bundan böyle kendini bilmez Rum Belediye azalarının hakaret ve ne de kirli salyalarına muhatap olmayacağımızı kendilerine anlatmış olacağımıza eminiz. Çünkü bunu azmederek yola çıkıyoruz”. Dr. Fazıl KÜÇÜK/1958

             Avrupa’nın ortalık yerinde bir yılı aşkın süredir Ukrayna ile Rusya arasında sürgit ettirilen savaşın kısa sürede durdurulmasının olanaklı olmayacağı biliniyor. Başta Amerika ve AB ülkeleri bu savaşa kendileri katılmamalarına karşın Ukrayna’yı maşa gibi kullandıkları ortalıklara çıkıyor. Amerika başta olmak üzere AB ülkelerinin Ukrayna’ya sürekli olarak ya parası ya da bağış olarak silah gönderdikleri biliniyor. Bu yaklaşımı savaş kışkırtıcılığı olarak da okumak olanaklıdır. Bu ortamda Rusya’nın önde gideninin Uluslararası Ceza Mahkemesinde yargılanması tezi ortalıklara atıldı.

            Gelinen bu noktada tek bir kişinin sorumlu olarak kabul edilmesinin adil bir yargılama olmayacağı diğer tarafların da aynı mahkemede yargılanmaları gerektiği bilinmelidir. Ukrayna’da bir adım önde görülen Devlet Başkanı Zelenski’nin ağzına “sizi AB’ne alacağız balı sürüldüğü anlaşılıyor. Geniş bir toprağa sahip olan Ukrayna’nın kısa sürede AB üyeliğine alınması olanaklı değildir. Türkiye’nin AB üyeliği gündeme taşındığı dönemde de ülkenin geniş toprağa sahip olması ve nüfus yoğunluğu gerekçe gösterilerek oyalama taktiği uygulanıyor.     

            Diğer yandan görevine hızlı başlayan Nikos Hristodulidis bölge ülkeleri ile bir dizi görüşmeler yapıyor. Buna koşut AKEL Genel Yazmanı Stefanos Stefanu da partisinin Londra Temsilciliğinin açılışının 50. Yılı nedeniyle yaptığı konuşma-da, “Başkan çözümle ilgili siyasi iradesinin gerçekliğine uluslararası unsuru ikna etmeli. Bölünmüşlük kalırsa Kıbrıs bir saatli bomba üzerinde oturuyor olacak” diye uyarıyordu. Partisinin yayın organı olan Haravgi gazetesindeki açıklama-sında, BM Genel Yazmanının yeni inisiyatifler alarak sürece ivme kazandırması gerekliliğine vurgu yapıyordu. 2017 yılında Crans Montana’da görüşme masasını tekmeleyerek deviren kişiden müzakerelerin kaldığı yerden başlatılmasını da istiyor.

            Son günlerde BM Temsilcilerine koşut AB’nin de Kıbrıs’a tam yetkili temsilci ataması için Nikos Hristodulidis Brüksel’de çağrıda bulunuyordu. Adadaki çözümsüzlüğün 50 yılı aşkın süredir çözülememesinin sorumluluğunu üstlenmeyerek AB’nden yardım istiyor olmaları ibretlik bir durumdur. Bay Stefanu, “Kıbrıs sorunu BM Çerçevesinde ve BM kararları zemininde çözülmeli, AB’nin oynayacak rolü var. AB, BM’in rolünün yerine geçemez geçmekte istemez” vurgusunu yapıyor. Ağır aksakta olsa BM zemininde yapılan görüşmelerden sonuç alınmayacağının sorumluları olduklarını unutarak bu şekilde çözümden uzaklaşmak istedikleri biliniyor.

            Rum Temsilciler Meclisi Başkanı Annita Dimitriu, Baf’ta düzenlenen anma toplantısında bir sürü suçlamalarda bulunduktan sonra Kıbrıs’ın birleşmesi için ve tüm halkın temel özgürlüklerinin ve haklarının sağlanmasına ilişkin mücadeleyi hiçbir zaman bırakmayacaklarının türküsünü çığırıyordu.

            Kıbrıs uyuşmazlığının çözümünün Türk-Yunan ilişkilerinin düzelmesi ile bağlantılı olduğu bilinerek çözümün ortak stratejide uzlaşılarak çalışma yapılmasının bilinmesi gerekiyor mu ne…

            SEVGİ ile kalınız…






 

Ahmet GÖKSAN
[email protected]