Gündem; güncelliği ifade eden konuların, sorunların ifadesini içerir. O günlerin tartışılan konuları geçmişten de gelebilir, geleceğe yönelik de olabilir. Yukarıdaki uzun yazı başlığını da bu amaçla tercih ettim.

Gelelim bunları olabildiğince özetlemeye…

O konunu 10 günü aşkın bir süredir siyasetin, dolayısı ile kamuoyunun gündeminde. Özetlersek;

-Bir vakıf adı altında örgütlenmiş bir dini yapının kurucusu/şeyhinin, 6 yaşındaki kız çocuğunu, 29 yaşındaki müridine iğrenç bir şekilde adeta “Peşkeş” çekmesi. Artık herkesin bildiği bu iğrençliğin irdelenmeye bir yanı kalmadı. Ben de bunu takip ettim kuşkusuz. Ne var ki, konuyu yazmak üzere bilgisayarın başına otursam;

-Yüreğim sıkıştı, parmaklarım bir türlü tuşlara dokunmaya varmadı!.

Öylece öfke ile seyrettim. Ama meslektaşlarım, özellikle de bu iğrençliği kamuoyuna mal eden Timur Soykan hiç gündemden düşürmedi.

Neden, bu yavrumuzun o yaşlardan başlayarak sistemli bir şekilde suiistimal edilmesini irdelediler.

Neden bu iğrençliğin suçluları Anne, baba ve (sözüm yazıdan dışarı) kocanın tutuklanmadığını sorgulayıp durdular.

Muhalefet liderleri de öyle. En güçlü ses ve eylem CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’ndan geldi. Gurubundaki milletvekilleriyle birlikte Adalet Bakanlığına yürüdü, söyleyeceklerini buradan haykırdı.

Sonuçta 6 ay sonrasına verilen duruşma tarihi,  lütfen Ocak ayına alındı!.

İmamoğlu Davası!

Çarşamba’nın bir başka “gündem” maddesi İstanbul Büyükşehir Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, İçişleri Bakanı Soylu ile aralarındaki “Ahmak” polamiği üzerine “Sen, Yüksek Seçim Kurulu Üyelerine hakaret ettin” davası.

Duruşma 11.20 gibi başladı. Kartal Adliyesi önünde yine panzerli polislerin önlemleri ve 50-60 kişinin sığabileceği bir salonda. Geçen duruşmada dinlenme gereği görülmeyen iki tanığın dinlenmesinin yanı sıra üç Ceza Hukukçusu Profesörün “suç yoktur” bildirimli raporları da heyete  sunuldu. Ve diğer deliller ve usul tartışmaları ile birlikte.

Sonuçta savcı, bir önceki duruşmada okuduğu mütalaasında ısrar  etti. Yani;

-İmamoğlu’na 4 yıl hapis ve siyasi yasak!..

Ardından mahkeme başkanı kararını bildirmek , bu arada sanık avukatlarının son savunmalarını almak saat 16.00’ya kadar ara verdi. Aradaki 3 saatte avukatlar savunmalarını hazırlayıp sunacaklar. Hukukçular böyle bir uygulama ve usule şimdiye dek rastlanmadığını söylüyor.

Ne olacağını göreceğiz de bizim yazıyı gazeteye iletme zamanına kadar yetişmeyecek!. Karar ne olursa olsun önümüzdeki günlerde de her yönüyle tartışılacak.

Bu arada Ekrem İmamoğlu Karar saatinde herkesi Saraçhaneye çağırısında bulundu.

-Kutlama ya da protesto yapılacak orada!..

Zeytinin gözyaşları!..

Bunların yanı sıra en azından siyaseten “ciddi” sayılacak iki gündem daha vardı. İlki “herkesin giyim kuşam özgürlüğünü sağlayacak” Anayasa değişikliği. Cumhurbaşkanı ve partisi bu teklifi Meclisten nasıl bir sonuç alınsa alınsın seçimlerde bir de “referandum” sandığı eklemek inadını sürdürmekte.

Bunun için epey bir süreç gerekli.

***

Meclise getirilen bir de “torba yasa” teklifi var. CHP  Gurup Başkan Vekili Özgür Özel yaptığı açıklama ile o torbaya konulan 3 teklifin de Anayasa’ya aykırılığını savundu.  Bunlardan biri de;

-Maden sahası açılacak gerekçesiyle Zeytinliklerin yok edilmesi.

O açıklamadan önce Milaslı bir avuç zeytin üreticisi köylü, TBMM önünde gözyaşları içinde isyanlarını dile getirdi. O nedenle de Özgür Özel açıklamasının bir yerinde “zeytinin gözyaşı” betimlemesini yapmak gereğini duşmuş olmalı…

***

Seçime doğru bir güne sığdırılan bu konular ve yaratılacak “suni” gündemleri tartışmaya devam edecek gibiyiz..