Kolay mı, sigarayı bırakmak? Kolay, hem de çok kolay! Ben bıraktım, eminim isteyen bırakır. “Nasıl olacak?”…Akıl kazanında gayret ile iradeyi tavlayınca kolaylaşır. Sigarayı bıraktığım gün 1984’ün Nisan ayı doğum günüm oldu.  Yaklaşık on beş yıl sigara ile behemehâl oldum. Keşke, olmasaydım. Yazık oldu gençliğimin o güzel yıllarına… İşin mali boyutu bir tarafa… Sigara yüzünden sağlık ve sosyal konum kayıplarım hayatımın negatif yönleri oldu.

Orta öğretimde okuduğum yıllar sigara yüzünden endişeli zamanlar yaşadım. Özellikle yurtta kaldığım beş yıllık dönemde...Bizim dönemde yurt ve okulda sık sık sigara kontrolleri olurdu. Okuldan uzaklaştırılmak, yurttan atılmak gibi cezai müeyyideler uygulanırdı.Ya yakalanırsam endişesini hep taşıdım. Yaklaşık 15 yıllık sigara içtiğim dönemin son beş yılında iki pakette çıkmıştı. Melanet sigarayı 29 yaşımda bıraktım. Çocuklarım her gün akşam yemeği sonrası “Baba, sigarayı bırak kanser olmadan.” telkininde bulunurlardı.

1984 Nisan’ında oğlum dünyaya geldi. Eskişehir Hava Hastanesinin arka sokağında bahçe içi sobalı 2+1 evde oturuyorduk. Havalar soğuktu. Evde küçük çocuk olduğu için sigarayı bahçeye çıkıp içiyordum.  Bu durum bir hafta devam etti. Bir hafta sonra birden sigaraya karşı öfkem kabardı. Ey sigara! Kerametin ne de beni bir içeri, bir dışarı sürükleyip duruyorsun. Üç farklı sevgi bir arada olmayacak.Seçim yapmak zorundayım. Seni çocuğumdan, kendimden fazla sevecek kadar gafil değilim. Doğrusu seni terk etmek, dedim. Sigara paketini buruşturup çöpe attım. O günden bugüne bir daha sigarayı ağzıma koymadım.

Babam, bir yıl öncesi kırk yıl içtiği sigarayı bırakmıştı. Babam okuryazar değildi ama arifti. Akıllı ve izan sahibiydi. Babam bırakmışsa ben de bırakırım, inadına bindirmiştim işi. 1983 Yılında Eskişehir Devlet Hastanesinde yatılı tedavi görmüştüm. İki kişilik oda da Karani Öğretir isminde bir arkadaşla kalıyorduk. Ünlü Cildiye Mütehassısı merhum Erçin Özüntürk bizim odaya gelir sık sık muhabbet ederdik. Özellikle sigaranın zararları üzerine… Erçin Bey: “En iyisi bırakıp kurtulmak.” derdi. Daha sonraları Karani ile ziyaretine giderdik. O ara ben sigarayı bıraktım. “Örnek davranışınla bize cesaret verdin. Biz de bırakacağız.” dediler ve kısa bir süre sonra da bıraktılar.

Bir zamanlar sigara içenler güya üst sınıfmış gibi toplumda örnek gösterilirdi. Aslında sigara kullanmayanlar, kullananlara örnek olmalı. Doğrusu, sigara insandan çok şey alıp götürüyor.  Epeycede hasar bırakıyor. Sigaranın zararları sağlıktan ekonomiye, sosyal çevreden iş hayatına olumsuzluk yaşatıyor, içene.İnsani değerler fiziksel ve zihinsel sağlık bağlamında önemli. İnsan varlığının âlemlere bedel olduğu bilinmeli. İnsanın her kazanımı yaratanın birer lütfu. İnsan kendisine emanet olarak verilen her uzvu ziyan etmeden yerli yerinde kullanıp vakti geldiğinde emaneti hak sahibine teslim etmeli.

İnsan varlığına her hangi bir gereksiz kullanımda bulunmadan hakkın terazisine çıkmalı ki, tartı kolay olsun. İnsan için kendi varlığından daha değerli ne olabilir? İnsanın kendisini sevmekten daha makbul sevgi düşünülebilir mi? Kendisini seven varlığını sigaraya kurban eder mi? İnsan kendi değerini, sigara gibi bir zararlıya feda eder mi? Sigara yüzünden canlar yok oluyor… Yuvalar yıkılıyor… Yangınlar çıkıyor.Sigara kokusuyla karşı tarafa verilen iğrentiyi de unutmamak lazım. İşin sevindirici tarafı sigarayla mücadelenin günümüzde devlet eliyle olması…

Umarım! Sigaraya karşı el birliğinde tüm milletin koyacağı tavır yakındır. Yaratanın insana yüklediği birincil sorumluluk sağlıklı yaşam sorumluluğudur.  Düşünmek gerek: Tıp ilminin sigara kullanımını tasvip edip etmediğini… İslam dininin sigaraya karşı duruşu sağlık, israf ve haklara tecavüz babındandır. Atmosferdeki sigara dumanı kirliliğindeki vebalin bedelini kimin ödemeye gücü yeter?

Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!





Yunus Emre GÜLLÜ - 17 ŞUBAT 2024 / Milli irade