Mesleğin içinde olduğum 60 yıldan bu yana, öğrendiğim ilk şey, Gazetelerin resmi ilan alma şartları neymiş, onu öğrendim! Öyle ki bendenizin İstikbal ve Sakarya gazetelerinde işe alınmamın “önemli” nedeni de bu imiş!..

-Asgari  kadro,,,

Neymiş, onu da öğrenecektim. 27 Mayıs sonrasının yeni kuruluşlarından Basın İlan Kurumu’nun yönetmenliğinden bu asgari kadro ilk koşul bu. Anadolu Basını için yazayım;

-1 Yazı işleri 4 muhabir!..

Yine o zamanlar 212 sayılı yasaya göre gazetenin “Fikir işçisi” olarak kadroya alınanların sözleşmelerinin noter kanalı ile yapılması şartı bile getirilmişti yasayla..

Kuşkusuz bunan yanında başka koşullar da aranmaktaydı. Üçte ikisinin “yerel haberlerden” oluşması, hazır kalıp denilen klişelerin belli ölçüyü aşmaması, belki inanmayacaksınız;

-Haber ve yazıların düzgün Türkçe ile kaleme alınması!..

Ve de bu koşullara uygunluklarının  valiliklerce oluşturulan “denetleme kurullarınca” incelenmesi..

Yıllar içinde, bunlara yeni şartlar eklendi ve gazeteler bunlara uygun davranmaya çalışarak “resmi ilan” alabilme mücadelesi vermeye çalıştılar.


Sırada internet gazeteleri…

Bu hatırlatmaları niye yaptım. Bugünlerde değişen medya yapısına uygun yeni bir düzenleme çalışmasının hükümetçe yürütülüyor olmasından. Yeni yapılanma başta “internet Gazeteciliği” denen yeni iletişim modelinin giderek önem kazanması nedeniyle ve onların da doğal olarakak  ilan pastasından pay almak istemeleri.

Yeni çalışma yerel yazılı basının da ilan alma koşularında değişiklikler yapmakta. Bunlar henüz kesinlik kazanmış değil. Bir-iki hafta önce Eskişehirli meslektaşlarla bir sabah kahvaltısında idik. Yanımda “ailecek gazeteci” Mustafa Demiral oturuyor. Onunda bir internet gazetesi olduğunu bildiğimden sordum;

-Ne oluyor bu ilan alma konusu, Eskişehir’de kaç adet haber amaçlı internet gazetesi var?

Yanıtında “30’un üzerinde abi” deyince şaşırdım gerçekten. Anadolu’nun diğer illerinde de benzer sayıda var olduklarını ekledi.

Anladığım kadarıyla tasarı bunları belli bir yasal düzenlemeye almak üzere hazırlanmış. Demiral kardeşim “Ama taslak metindeki şartlar hiç uygun değil” diyerek ekledi.


***


O “uygun olmayan” şartları da milletvekilimiz Sevgili Utku Çakırözer’in birkaç gün sonraki açıklamalarından öğrendim. Buna göre iller büyüklüklerine göre kategorize edilmiş. Eskişehir ili için asgari (en az) 8 kişilik kadro öngörülmekte imiş. Bu sayının alınacak resmi ilanlarla karşılanması olanaksız elbet… Diğer işletme giderleri fazlası, malum!..

Çakırözer önümüzdeki günlerde çok tartışılacak diğer bilgilere de yer verdiği açıklamasında, basın örgütlerini “İlan alma şartlarını düzenleyen taslak yönetmeliğe” karşı mücadele etmeye de çağırıyor ayrıca.

Bu konu, şimdilik bu kadar. Anlaşılacağı üzere “bizim alemi” daha çok meşgul etmeye aday. Gelişmeleri de yaşayarak göreceğiz…

________________ 

Sende mi Orhan Abi?

Önceki yazım “Uğursuz Ocak ayı” ana başlığını taşıyordu. Ana fikri ile geçmiş yılların Ocak aylarında katledilen gazeteci ve aydınları anmak amaçlı idi. Katledilenlerden başta Uğur Mumcu olmak üzere…

Ayrıca o “uğursuz  ayda” doğal nedenlerle hayata veda edenleri de hatırlayarak,anarak.


***


Muhtemelen o yazıyı yazdığım anlarda, bir başka meslek büyüğümüz, sevgili “Orhan Erinç”de hayata veda etmek üzereymiş. Meslekte 60 yılı aşkın bir süre, muhabirlikten başlayarak genel yayın yönetmenliğine kadar pek çok kademede hizmet veren  bir basın emekçisiydi Orhan Abi. Ki, bu sürecin hemen tamamı Cumhuriyet Gazetesinden geçen bir usta ve de insani değerleri üst düzeyde özümsemiş bir usta…

Bab-ı Ali’nin kimi ünlüleri gibi Anadolu’dakilere “Taşra Gazetecisi” gibisinden küçümser bir tavır içinde olmadı hiç. Bir süre Genel Başkanlığını da yaptığı TGS Genel kurullarında karşılaştığımız, meslek sorunlarına ilişkin fikir alışverişlerinde bulunduğumuz bir ağabeyimdi.

Ayni zamanda İstanbul Gazeteciler Cemiyeti’nin uzun süre genel sekreterliği ve başkanlığını  yürüttüğü süreçlerde de…

Seni, “Ocak’ta kaybettiklerimizin” yanına uğurlarken, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Toprağın bol olsun Orhan Abi…