Değerli vakitler gibi kıymetli mekânlar da vardır. Kıymetli mekânların kadrini bilmek gerek. Değerli zamanların farkındalığı gazap rüzgârlarının rahmet rüzgârlarına dönüşmesine vesile olduğu gibi kıymetli mekânlardaki akıllı davranışlar gazap rüzgârlarının rahmet rüzgârlarına dönüşmesine sebeptir.

 

Kutsal mekânların diğer mekânlara göre mukaddesat değerleri yüksektir. Her biri, tarihsel mukaddes anıların yaşandığı yerlerdir. Mescid-i Haram, Mescid-i Nebevi, Mescid-i Aksa, Meş’ar-i Haram, Arafat, Müzdelife, Safa ve Merve tepeleri gibi.  Mukaddes mekânları ziyaret insani ve ilahi duyguları canlandırır. Mukaddes mekânları bazı vakitler ziyaret ibadet olarak itibar görür. Hac ve umre gibi… Mukaddes mekân ziyaretleri düşmanlık hislerinin şefkate dönüşmesine etkendir.

 

06 Mayıs 2019’da Ramazan umresine gitmiştim. O Ramazan umresinden sonra Ramazan umreleri covid-19 salgını nedeniyle umuma yasaklandı. İlk teravih namazını Eskişehir’de kıldık. Sahuru Eskişehir’de yaptık. Aynı gün öğleden sonra uçağımız saat 15.30 sularında Eskişehir’den havalandı. Havalimanında umre için ihrama girdik.  Uçağımız Sudi’nin Cidde Havalimanına inişe geçtiği sırada oruçları açtık. İniş sonrası işlemler ikmal edilirken havalimanında iftar yaptık. Müteakiben Mekke’ye o gitmek üzere otobüslerle yola çıktık. Aksama olmadan otele ulaştık.

 

Umre vecibelerini ifaya başladık. İlerleyen günlerde yine Kâbe’yi tavaf, Safa ile Merve arası “say” görevini tamamlayıp iki rekât nafile namaz kıldım.  Akabinde, Safa tepesinde bir yere ilişip tavaf edenleri, say yapanları ve muhtelif hâlde bulunanları izledim. Her birinin Rabbinden bir şeyler istediği malum!  Kimi tefekkür, kimi namaz, kimi tavaf, kimi say ve kimi de dua vaziyetinde Allah’a hâllerini arzın ediyorlardı. Yetmiş iki milletten insan vardı. Akın akın gelip gidenlerin ibretlik ahvâlleri kıyamet vaziyetini hatırlatıyordu.  

 

Niyaz halindeki o insanları izlerken Bakara suresinin “Gerçekten Safa ile Merve, Allah’ın sembollerindendir. Her kim Hac ve umre niyetiyle Kâbe’yi ziyaret ederse tavaf yapmasında sakınca yoktur. Kim de iyilik yaparsa, Allah mükâfatını veren ve her şeyi bilendir.” mealindeki  158’inci ayet aklıma geldi.   Ocaklarda kaynayan tencerelerin her birinde farklı şeylerin kaynadığı gibi insanların çeşitli ibadet usulleri ile Allah’tan istekleri belli oluyordu. O sıra Bakara suresinden 197’den 202’inci ayet meallerini hatırladım.     

 

O ayetlerin meallerinden özetle: “Afattan Meş’ar-i Haram’a indiğinizde Allah’ı anın ve bağışlanma dileyin. Hem dünyalık ve hem de ahretlik isteyin. Onlara kazandıklarından nasip vardır. Allah, hesabı çabuk görendir.” ilahi buyruktan hem korktum ve hem de ümitlendim. Korku ve ümitli duygular zihnimde sel gibi akmaya başladılar. Duyguları düzensiz akıştan kurtarıp bir sistem dâhilinde yön vermek rahmet rüzgârlarının celbine ve gazap rüzgârlarının reddine sebeptir, diyerek Safa tepesinde duaya başladım. Bir arkadaş o hâlde fotoğrafımı çekmiş.  Görüntüyü telefonla gönderip facebook’ta paylaşmamı istedi. Dua halindeki bu görüntüyü iki yıl önce facebookta paylaşmıştım.

 

15 Mayıs 2019’da paylaşılan görüntü, ikinci yıl dönümü anısına “facebook” tekrar gündeme taşındı.  Onlarca, yüzlerce kişinin paylaşım yorumları beni çok duygulandırdı. Yorum sahipleri arasında ilkokul, ortaokul, lise, üniversite, iş ve sosyal çevreden arkadaş ve dostlarımın isimlerini gördüm. Köylülerimi, hemşerilerimin adlarını gördüm. Gönül isterdi, hepsini burada ismen zikretmek… Kendilerine sağlık ve başarı diliyorum.

 

Mukaddes mekânlardaki duaların kabulüne dair Allah’ın vadi var. Yöntem dâhilinde yapılan dualar Allah’ın beğendiği dualardır.  Dualar, umumdan hususiye doğru istendikçe kutsiyet kazanırlar.  Kişinin kendisi için istediklerini başkaları adına istemesi duaya değer kazandırır.  Mağdurları, mazlumları dua ve yardımda unutmamak lazım!  Mağdurları ve mazlumları unutanlar, elbet bir gün unutulurlar.  Haşr suresinde Allah: “Allah’ı unutan ve Allah’ında kendilerine kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. İşte onlar fasıkların ta kendileridir.” buyuruyor. Allah hiç kimseyi unutan ve unutturulanlar güruhuna dâhil etmesin!

Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!