İstinca, insan bedenindeki ön ve arka bölgelerin temizliği demektir. İslam’da temizlik, dinin esasıdır. Temiz olmayanın ibadeti de temiz olmaz. Temiz olmayan ibadette Allah katında kabul olmaz.

Temizlik hem maddi ve hem de manevidir. Gözle görülen ve görülmeyen pislikler iki çeşittir. Her iki pislik türünden temizlenmek Müslümanın üzerine farz olan bir ibadettir. Gözle görülen ve görülmeyen pislikler hususuna daha önce genişçe değinmiştim. Temizlik, başlı başına bir ibadet olduğu gibi diğer ibadetlerin de özünü teşkil eder.

İstincada ön ve arka bölgeleri temizlerken dinen bazı hassasiyetler gerekir. Aşırılığa kaçmadan özellikle küçük abdest bozarken duruma göre erkelerin yürüyerek, öksürerek, yaslanarak, dizlerden bacakları hareket ettirerek, çöküp kalmak gibi hareketleri birkaç kez tekrarlayarak idrar sızıntısını durdurması gerekir. İdrar sızıntısı kesilmeyen kişi özür sahibi durumundadır.

Yürümekten maksat en fazla üç-beş adım atmaktır. Öksürmek bir-iki kez aşırılığa kaçmadan öksürmektir. Dizlerden çöküp kalkarak bir-iki kez çöküp kalmaktır. Amaç, idrar kanalında damlalar kalmışsa o kalıntıların dışarıya tahliyesini kolaylaştırmaktır. İdrar atıklarının tahliye kanallarında kalması çeşitli hastalıklara neden olabilir. Sonradan gelen akıntılar abdesti bozar. Yapılan temizliğin gayesini ifsat eder.

 Kalben idrar sızıntılarının giderilmesini sağlamaya gayret etmeye “İstibra” denir. İstibrada aşırılığa kaçılmaz. Dinimizde vesveseye mahal yoktur. Hz. Peygamber: “Kabir azabının ekserisi sidiktendir.” buyurmuştur.

Kişinin idrar sızıntısına kalbi kanaati oluşmadıkça abdest almaya başlamaması gerekir. Kanaat hâsıl olmadıkça abdest almaya başlamak caiz değildir. Pisliği su ile ya da taş ve benzeri şeyle gidermeye “istinca” denir. En sağlıklı ve doğru olanı temizlik sırasında su kullanmaktır. Su kullandıktan sonra tuvalet kâğıdı ya da bir bezle kurulamak gerekir. Kurulamada aynı parçanın başkaları tarafından veya tekraren kullanılması sağlıklı olmaz.

Mahallinden çıkmış etrafa yayılmamış pisliği gidermek sünnettir. Etrafa yayılmış pisliği gidermek farzdır. Çünkü pislik mikropların yaşamasına ve yayılmasına sebeptir.

Ön ve arka temizliğinde sol el kullanılır. Zaruret hâlinde temizlik sağ elle yapılır. İstinca sırasında ön ve arka kıbleye dönük olmaz. Rüzgâra karşı idrar yapılmaz. Mazeret olmadıkça ayakta abdest bozmak mekruhtur. Küçük ya da büyük abdest mümkün oldukça çökelme vaziyetinde yapılır. Bu durum hem sağlık, hem temizlik ve hem de görüntü itibari ile daha uygundur. Anatomik olarak pislik bedenden daha kolay ayrılır. Tahliye kolaylaşır. Bedenin tahliye organları pislikleri dışa atarken daha az zorlanır. Tahribat en aza indirgenir.

Tuvaletin alaturka veya alafranga olmasında her hangi bir sakınca yoktur. Önemli olan her iki ortamın da temiz ve sağlıklı olmasıdır. Tuvaletler, mikropların kolay yaşam ve yaygınlaşma alanlarıdır. Bu alanların sık sık dezenfektesi gerekir.

Erkekler özellikler hayalarının sarkık olduğu dönemlerde temizliklerini önden arkaya doğru yaparlar. Arkadan öne doğru çekerek yapmazlar. Çünkü hayalara pislik bulaşma ihtimali yükselir. Kadınlar da, taharetlerini önden arkaya doğru yaparlar. Maksat mikrop kapmayı önlemektir.

İstinca da; renk kirliliği ile kötü kokunun ikisini de giderinceye kadar temizlemek asıl olandır. İfrat ve tefrite kaçılmaz. Aşırılığa kaçılmaz. Aşırılıktan maksat; olağanın dışına çıkmaktır. Başkalarına iğrenti ve tiksinti verilomez.

Herkesin görebileceği açık alanda istinca yapmak uygun değildir. İstinca, bir başkasına göstermeden yapılır. Zaruret hâli istisna… Alenen yapılması hem bir başkasına tiksinti verebilir ve hem de edep bölgelerini başkaları görebilir.

Helâya sol ayakla girilir. Sağ ayakla çıkılır. Büyük ve küçük abdestlerin yapıldığı yerler, farklı bölgelerde helâ, tuvalet, kenef, abdesthane, yüznumara vs. islimler kullanılır.

Günlük hayatta kullanılan kelimeler ve sözcükler canlıdır. Onlar da yaşarlar ve ölürler. Gün olur, bazı kelime ve sözcüklerin kullanılması toplumların geniş katmanlarında oldukça yaygın olurlar. Bazen de o kelimeler güncelliğini yitirirler. Toplumun gündeminden düşerler. Unutulur giderler. Bazısı uzun süre yaşam alanında kalır. Bazısı da kısa sürede kullanım alanından çekilir. Sadece sözlüklerde yazılı kalır. Diğer bir ifade ile lügattin sayfalarında yazılı kalırlar. Tabiri yerinde ise toplum tarafından rafa kaldırılırlar.

Günümüzde kullanılan sözcükler arasında “istinca” sözcüğünün kullanım alanı çok yaygın olmamakla beraber dini literaürde canlılığını korumaktadır.  Yaygın kullanım alanı olan diğer bir kelime de “tuvalet” sözcüğüdür. O nedenle, mevzuyu bu iki kelime ile izah ettim.

Halk tarafından genel kabul görmüş kelime ve sözcükleri kullanmakta fayda görüyorum. Anlam bakımından halkın anlamakta güçlük çektiği kelimeler yerine halk dilinde canlı kelime ve sözleri kullanmayı tercih ediyorum. Anlamından saptırmadan amacım halkıma hizmet etmektir. İşi şirazesinden çıkartmadan Müslümana yardımcı olmaktır. Özellikle, halk tarafından anlaşılması kolay kelimelerle mevzuları izah önemlidir.

 Günümüz Müslümanı kavram kargaşasından zorlanıyor. Kullanılan kelime ve sözcüklerin ağırlığından dini mevzulara uzak kalıyor. Dini vecibeleri öğrenmekte güçlük çekiyor. Halkın dini bilgilerden uzak kalmasıyla hurafe ve batıl inançlar yaşam alanında daha çabuk yer alıyor.

Halkın arasına sokulan batıl ve hurafelerin vebali kimindir? Aklıselimlere sorulduğunda verecekleri cevap malum!

Batıl ve hurafeler, dini bilgilerin gerektiği şekilde bilinmediği toplum ve ortamlarda hayat bulurlar.

                Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!