Geçtiğimiz hafta Cuma günü Kanal 26 ekranlarında moderatörlüğünü yaptığım 26. Gün programında ESKİ’nin belediyelere yazı göndererek, park ve bahçeleri şebeke suyundan sulamamasını istemesi ve bu kapsamda da kentteki su sorununu konuştuk. Programımızı izleyen ESKİ Genel Müdürü Oğuzhan Özen, 26. Gün ekibini ESKİ Genel Müdürlüğü’ne davet etti.

Dün 26. Gün ekibinden Gürol Yer, Berke Akyel ve Emre Aydın ile ESKİ’yi ziyaret ettik. Sayın Özen ve ekibi gerçekten çok kapsamlı şekilde bizi bilgilendirdi. Arıtma tesislerini gezdik, laboratuvarı gezdik, suyun tesise gelişinden arıtılıp şebekeye verilişine kadar tüm aşamalar hakkında detaylı bilgi edindik. Laboratuvarlarda her gün düzenli olarak alınan numunelerle, ağır metallerden tutun da pestisit incelemesine kadar detaylı kontrollerin yapıldığını öğrendik.

Köşe Foto-18

Geziden sizlere aktarabileceğim temel sonuçlara bakalım şimdi de. Çeşmelerden akan suyu rahatlıkla kullanıp içebilirsiniz. Gel gelelim yıllardır Kalabak tadına alıştığımız için, aynı tadı tabii ki alamıyoruz. Bunun nedeni de klor. Diğer şehirlere göre, Eskişehir’deki suyu temizleyebilmek için çok daha yüksek oranda klor basılıyor suya. Bu da haliyle tadında değişime neden oluyor. Tadını beğenirsiniz, beğenmezsiniz orası herkesin kendi bileceği iş ama temizliği ve içilebilirliği konusunda içiniz rahat olsun.

Bu arada arıtma için kurulan sistem o kadar meşakkatli ki, eminim tesisleri gezseniz bir damla suyu bile israf etmemek için hepiniz elinizden geldiğince uğraşırsınız. Zaten asıl mesele de burada başlıyor. Porsuk Barajı tarihinin en düşük su seviyesine sahip şu anda. Kurulduğu günden bugüne kadar hiç yüzde 30 seviyesine inmemiş. Belediyelere gönderilen yazının da sebebi bu. Zaten son 3-4 yıldır belediyelere bu minvalde resmi yazı gönderiliyormuş. Tamamen sonlandırın denmese de, kısıtlı olarak kullanın diye uyarılar yapılıyormuş. Bu yıl barajdaki su kritik seviyeye gelince de bu uyarı kaçınılmaz olmuş.

Yazının altında yatan temel neden ise önümüzdeki yıl için belediyelerin hazırlıklı olmasını istemek. Zaten yazı hava sıcaklığının düştüğü bir dönemde gönderildi. Sazova gibi Kentpark gibi büyük parkları Büyükşehir Belediyesi artezyen suları ile suluyor. Bunlar zaten ESKİ’ye sıkıntı çıkarmıyor. ESKİ’nin isteği, parklarda yer altı kaynağı varsa, doğal kaynaklar varsa sulamanın bunlarla yapılması, yoksa da sulamanın kısıtlanması. Hoyratça çeşmeleri açarak 5-6 saat sulanmasındansa belirli saatlerde kısıtlayarak sulama yapılması.

Zaten suyun kullanımında park ve bahçeler hiçbir zaman öncelik sıralamasının tepesinde yer almıyor. Birinci öncelik tabii ki insan. İçme ve kullanma suyu ilk öncelik yani. Onun ardından tarımsal sulama, onun ardından endüstriyel sulama geliyor. İnsan olmadıktan sonra diğer hiçbir şeyin anlamı da kalmıyor tabii ki. Önümüzdeki sezonlarda bol yağış alacağımızın garantisini kimse veremez. Belki çok verimli bir sezon geçireceğiz belki de kurak bir sezon geçireceğiz. O nedenle önlem almak kaçınılmaz. Büyükşehir Belediyesi kuru peyzaj uygulamasına geçti bile. Birçok yerde bu şekilde süslemeler yapılıyor. Belediyelerin şimdiden önümüzdeki yıla hazırlanması, park ve bahçelerdeki vahşi sulamadan vazgeçmesi, çeşitli önlemler alması gerekiyor. Önlem almazsak; Konya’da, İzmir’de, Uşak’ta ve Adapazarı’nda yaşanan planlı su kesintileri, önümüzdeki yıl Eskişehir’de de yaşanabilir.

SAKARYABAŞI’NDAN ESKİŞEHİR’E SU GETİRME MESELESİ

Gelelim Sakaryabaşı’ndan Eskişehir’e su getirilmesine. Malum Sakaryabaşı’nda son birkaç yıldır kuraklık haberleri yapıyoruz. Haliyle burada yanlış da bir algı oluşuyor. Sakaryabaşı’nda kuraklık varsa, oradan Eskişehir’e nasıl su getirilecek. Sakaryabaşı’nda kuruyan gölet kısmı, havzanın sadece bir noktası. O da hem iklim değişikliği hem de çiftçilerin derin kuyulardan su kullanımı nedeniyle yaşanan bir olay. Ekim ayından sonra gölette tekrar su dolmaya başlayacak çünkü tarımsal sulama işi bitmiş olacak. Bu demek değil ki burada önlem alınmamalı, boşuna yaygara yapılıyor. Tabii ki önlem alınması gerekiyor. Özellikle bölgede mısır gibi çok su tüketen ürünlerin ekimi yapılmamalı. Buna yönelik önlemler alınmalı ve oradaki doğal güzellik eski günlerine kavuşturulmalı.

Suyun Eskişehir’e getirilmesi meselesinin, Sakaryabaşı’nda kuraklık yaşanan alanla bir alakası da yok. Eskişehir’e tarımsal sulamanın olmadığı 6 aylık dönemde, Sakarya havzasından denize dökülen su getirilerek depolanmak isteniyor. Devlet Su İşleri’nin şu anda bu konudaki etüt çalışmaları da devam ediyor. Bu çalışmaların sonucunda Eskişehir’e Sakaryabaşı’ndan su getirilip getirilemeyeceği belli olacak. Getirilebilirse, verilere göre Eskişehir’in önümüzdeki 50 yılını kurtarabileceği söyleniyor. Tabii ki oradaki su daha temiz olduğu için arıtma maliyetleri de büyük ölçüde düşecek. Eskişehir için çok iyi bir alternatif su kaynağı olacak.

Sonuç olarak su siyaset üstü tutulması gereken bir mesele. Kamu kurumlarına görevler düştüğü gibi bireysel olarak bize de önemli görevler düşüyor. Su israfından olabildiğince uzak durmamız gerekiyor. Tek tek sıralamama herhalde artık gerek yoktur. Diş fırçalarken suyu boşa akıtmayın, duşta gereğinden fazla kalarak su israf etmeyin gibi birçok öneride bulunabilirim. Bireysel olarak yapılan bu tasarruflar, toplama bakıldığında gerçekten büyük bir fark yaratabilir. Bu arada Eskişehir’in merkezde bireysel su tüketiminde diğer birçok ile göre daha bilinçli olduğunu da söylemekte fayda var. Türkiye genelinde kişi başı günlük tüketim 150-200 litre civarındayken, Eskişehir’de bu 80-90 litre civarında. Bence bu önemli bir başarı. Burada da Eskişehirlilerin hakkını teslim edelim. Yine de daha çok kişi bilinçlenirse, bu tüketim eminim çok daha aşağılara inecektir.

Son olarak da su krizi konusundan bağımsız bir konuya değeneyim. Hepimizin Eskişehir’de hep şikayet ettiği konulardan biri de online su yükleme yapılamaması. Bu konuda da ESKİ’nin çalışmaları başladı. Şu an ay olarak net bir tarih verilmese de 2026 yılında Android cihazlardan online su yüklemesi yapılmaya başlanabilecek. Bunu da buradan duyurmuş olayım. ESKİ Genel Müdürü Oğuzhan Özen ve ekibine de 26. Gün ekibini davet ettikleri ve detaylı bir bilgilendirme yaptıkları için tekrar teşekkür ederim.