Geçtiğimiz günlerde Eskişehir’de çok önemli bir gelişmeye tanıklık ettik. Kurtuluş Kapalı Pazar Yeri’nin temeli nihayet atıldı. Belki sadece bir pazar yeri gibi görünebilir ama aslında bu proje, siyasetin doğru yapıldığında nasıl bir sonuç doğurabileceğinin en somut örneklerinden biri oldu. Çünkü bu işin arkasında farklı siyasi görüşlerden iki ismin, AK Parti İl Başkanı Gürhan Albayrak ve Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce’nin ortak çabası var.

Kurtuluş Kapalı Pazar Yeri projesi, yaklaşık 12 bin 500 kişiyi doğrudan ilgilendiren bir yaşam alanı. Üstelik sadece bir alışveriş noktası değil; sosyal hayatı, esnafın ekonomisini ve mahalle kültürünü güçlendirecek bir merkez. Ama bu güzel haberin gerisinde uzun bir bekleyiş, gereksiz bürokratik engeller ve maalesef siyasi inatçılık var.

Burada Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Hikmet Çelik’in sözlerine kulak vermek lazım. Çelik açıkça “Bu gecikme deprem ya da başka bir sebepten değil, Odunpazarı Belediyesi’nin planlama ve ruhsat sürecindeki olumsuz tutumundan kaynaklandı” dedi. Yani 3 yıl önce açılabilecek bir pazar yerinin temelini biz ancak bugün atabiliyoruz.

Peki neden? Cevabı aslında Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’un kendi sözlerinde gizli. Kurt, “Ben AK Parti İl Başkanı ile Bakan’a gitmem, gidilmesini doğru bulmam” diyor. İşte tam da bu cümle, sorunun özeti. Siyaseti halkın ihtiyaçlarının önüne koyan bir anlayış… Oysa belediye başkanlığı, koltuğu korumak ya da partiye sadakat göstermek için değil, halka hizmet etmek için yapılır.

Gürhan Albayrak ve Ayşe Ünlüce örneği ise bunun tam tersi. Biri AK Partili, diğeri CHP’li. Ama söz konusu Eskişehir’in ihtiyacı olunca, birlikte Ankara’ya gittiler, Bakan Murat Kurum ile görüştüler, sorun çözüldü. Çünkü biliyorlardı ki bu proje bir parti projesi değil, halkın projesi.

Kazım Kurt’un CHP içinde “örgütçü” kimliği ile tanınması, her meseleye parti penceresinden bakmasına neden oluyor. Bu yaklaşım, belki partide alkış toplar ama halkın gözünde sadece kaybettirir. Üstelik aynı partiden Ayşe Ünlüce ve Ahmet Ataç, hizmet için siyasi farklılıkları bir kenara koyabiliyorsa, Kazım Kurt’un “siyasi tavır” bahanesi iyice anlamsızlaşıyor.

Benim için işin özü çok net: Halka hizmet varsa, siyaset ikinci planda kalır. Hele ki 3 yıl boyunca bekleyen, esnafı mağdur eden, binlerce vatandaşın günlük hayatını kolaylaştıracak bir projede inatlaşmak kabul edilemez. Keşke bu proje 3 yıl önce tamamlanmış olsaydı da bugün açılışını konuşuyor olsaydık.

Kurtuluş Kapalı Pazar Yeri’nin temeli, sadece bir inşaatın başlangıcı değil; doğru siyasi anlayışın, iş birliğinin ve sağduyunun sembolü oldu. Bu şehir, Gürhan Albayrak ve Ayşe Ünlüce’nin bu tutumunu unutmayacak. “Ben gitmem” diyen değil, “Birlikte çözeriz” diyenler hatırlanır.