ismail (1)

İsmail Ali Sarar’ı çok genç yaşlarımda tanıdım. O günler Kurşunlu Cami Külliyesi’nde, sonraları, şimdi adı Yunus Emre olan Sarıköy’e taşınan  “Yunus Emre Müzesi”ni kurmuşlardı.  Esasında ellerinde pek bir şey de yoktu. Caminin sol tarafındaki Aşhane’nin içersine iki uzun tahta uzatıp, üzerine evlerinden getirilmiş kilim örtüp oturma yeri yapılmış, duvarlarda da Yunus Emre’nin mezarının taşınmasından birkaç fotoğraf vardı. Kitaplık denilen rafda da Eskişehir Turizm ve Tanıtma Derneği’nin yayınları Halim Baki Kunter’in  “Yunus Emre Bilgiler Belgeler” kitabı, Abdülbaki Gölpınarlı’nın “Yunus Emre Divanı” tıpkı basımı gibi. Müze denilecek bir şey yoktu. İsmail Ali Sarar, kişisel arşivleri olduğunu, günü gelince bağışlayacaklarını söylüyordu. Orada İsmail Ali Sarar  tek gibi görünse de  Prof.Dr.Yusuf Ziya Binatlı, Vehbi Cem Aşkun gibi birkaç kişi daha vardı. Esas amaçları müzeden çok  Yunus Emre Enstitüsü  gibi çalışacak bir “Yunus Emre Araştırma Merkezi” oluşturmaktı. O günler bu müzenin açılışı ile ilgili gazetelerde, kimi “Yunus Emre Müzesi açıldı”, kimi de “Yunus Emre Enstitüsü kuruldu” başlıklarıyla haber yapmıştı. Ben daha çok hedeflerini görenlerdendim. Çünkü; Atatürk döneminde kurulan Halkevleri Menderes döneminde kapanmıştı ama 1964 yılında Prof.Dr. Yusuf Ziya Binatlı Eskişehir’de sivil dernek olarak Halkevi’ni kurmuştu ve bu Halkevi’nin  dört yıl yayınını sürdürdüğü “Emre” dergisini yayınlamışlardı. Derginin çıkış nedeni; ülkemizdeki Yunus Emre konusunun merkezi olmasını ve tüm Yunus Emre ile ilgili araştırmacıların çalışmalarına tek ortamı yaratma idi ve derginin Yazı İşleri Müdürü  de İsmail Ali Sarar’dı. İsmail Ali Sarar 1940’lı yıllarda İstanbul Üniversitesi’nin Türk Dili Edebiyatı Fakültesi’ni okumuş, yakın dostu, Eskişehirli Rauf Mutluay ile İstanbul’da “Zeytin Dalı” ve “Yazı” dergilerini  çıkardığı için ülkemizin edebiyatçıları ile tanışıklığı vardı. Emre dergisine Yunus Emre ile ilgili çalışmaları olan Halim Baki Kunter, Cahit Öztelli, Şehabettin Tekirdağ, Faruk Timurtaş gibi isimleri çekmişlerdi ve dergi her ne kadar  ülkenin eğitim, tarım gibi konularında da “fikir” dergiciliği yapmış olsa da ağırlıkta “Yunus Emre” dergisiydi.

 İsmail Ali Sarar aynı zamanda Prof.Dr. Orhan Oğuz’un kurucusu  ve başkanı olduğu Eskişehir Turizm ve Tanıtma Derneği’nin , Prof.Dr. Orhan Oğuz’un yurt dışına görevli gitmesi nedeniyle başkanı olmuştu ve Turizm derneği de İsmail Ali Sarar’ın elinde idi. Ne var ki; hem lisede edebiyat öğretmenliği, hem Çarşı cami’nin yanındaki kendine ait  “Hatipoğlu Kitapevi”, hem şair olduğu için şiir yazıp, kitaplarını yayınlıyordu, hem Emre dergisi, hem Yunus Emre Müzesi, hem de valilikdeki “Yunus Emre’yi Anma Komitesi”ndeki görevini sürdürüyordu.  Sonra, İsmail Ali Sarar için sadece  Yunus Emre değil, Nasreddin Hoca, Seyid Battal Gazi ile de aynı düzeyde ilgileniyordu.

 İyi bir araştırmacı, yazar, şair  olan İsmail Ali Sarar 1925 yılında Eskişehir’de doğdu.  Haydarpaşa Lisesinde okudu. İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Fakültesi Türkoloji Bölümünü bitirdi. Almanya’da Goethe Dil Enstitüsü’ne devam etti. Yurda dönüşünde İstanbul’da öğretmenlik yaptı. İlk şiir kitabı 1940 yılında “İlk Adım”  adıyla çıktı. Aynı yıl hazırladığı “Yeni Şiir Antolojisi” yayınlandı. Sonra ki kitapları “Yaşamak”(1946),  “Yaşamak İsteği”(1947), “İnsanlar Konuşuyor”(1958), “Yurt Sevgisiyle Söylenmiş Destan”1958),  “ Cemal Gürsel ve Başarıları”(1960),  “Cumhuriyet’ten Bugüne Türk Şiiri ve Örnekleri”(1961), “Mevlana’dan Yana” (1961)  “Düşüncelerimizde Yaşayanların Öyküsü”(1971), “Türkçeye Özlem”(1974), 1975 yılında şiirlerinden seçmeler “Poena Sul Monde” adıyla İtalyanca olarak yayınlandı. Çevre İncelemesi olarak hazırladığı “Eskişehir “ kitabı 1976 yılında yayınlandı. 1990 yılında şiirleri İngilizce’ye ve Fransızca’ya çevrildi, 1995 yılında “Kutlu Doğum” , “Aydınlığa Açılan Kapı” ve “Şiir üzerine Konuşmalar” kitaplareından sonra Odunpazarı Belediyesi tarafından “Eskişehir Edebiyat-Tarih- Kültür- Folklor Üzerine bildiriler” kitabı yayınlandı. 1950 yılında Türk Dil Kurumu üyesi oldu. Şiirleri Almanca, İngilizce,  Fransızca, Rusca dillerine  çevrildi,Türk Folklor Araştırmaları Derneği’nin 1991 yılı İhsan Hıncal ödülünü aynı yıl Kalifonya’da bulunan Dünya Kültür-Sanat Akademisi’nin Onur Ödülünü aldı. Yunus Emre Kültür Sanat ve Turizm Vakfı Yönetim Kurulu üyeliğinde de bulunan İsmail Ali Sarar 2003 yılında vefat etti.

  

“Pandeminin Çizgileri” Karikatür Sergisi

Dünyayı öyle bir salgın corona mikrobu sardı ki en gelişmiş ülkesinden en geri kalmış ülkesine kadar insanları öldürüyor. Her gün gazeteler, televizyonlarda  fotoğraflı haberler ilk sırada. Aşısı beklendi, o da yapıldı, hala ölüm sayıları azalmıyor. Bu arada, ilk günden beri bir mikrobun resimini de gördük. Bir küre üzerinde sayısız borazan gibi vantüzleri var.  Mikrop ortaya çıkınca tabi karikatürcüler konuyu ele almaya başladılar. Daha çok da; insanların dikkatini çekmeye yönelik. Çünkü salgının başından beri maske kullanımı, insanların aralarına mesafe koymaları, hatta aşı olmaları bir türlü uygulanamıyordu.

Bir buçuk yıldır salgına yönelik doktorlar, sağlık çalışanları, haberciler kadar en yoğun çalışanlar arasında karikatür sanatçıları da yer aldı. Her karikatür sanatçısı gün geçmiyor ki konu ile ilgili yeni bir karikatürünü yayın organlarında , sosyal medyada paylaşmasın, yayınlamasın…

 Karikatür, sanatsal boyutu kadar en etkili iletişim aracıdır ve mizah gözlüğü ile konuyu abartarak, düşündürürken biraz da  güldürü ile alaya alarak  gör diyerek iğneler.

Corona salgınında tüm dünyada ve ülkemizde karikatürleri bir konuda bir araya getiren yarışmaların hepsinin konusu  aynı idi. Ülkemizde de düzenlenen dünyanın en saygın, en büyük katılımla yapılan 37. Aydın Doğan Uluslararası Karikatür Yarışmasının da konusu serbest olmasına karşın katılan karikatürlerin hepsi “Corona” ya da “Pandemi” konusunda idi.

Aydın Doğan Uluslararası Karikatür Yarışması sergisi ilk kez çevrim içi yapılırken Eskişehir Büyükşehir Belediyesi, Aydın Doğan Uluslararası Karikatür Yarışmasına katılan çizerlerin eserleriyle oluşturulan özel bir seçkiyi, “Pandeminin Çizgileri”  başlığı ile Türkiye’de bir ilke imza atarak şehir merkezindeki billboardlarda, açık havada sergiledi. Bununla Eskişehir, bir karikatür sergisinin en büyük görme ve izleme olayını yarattı.

37.Aydın Doğan Uluslararası Karikatür Yarışmasına bu yıl tam 83 ülkeden 930 sanatçı ile yaklaşık 4.500 karikatür katılmış. Yarışmada Birincilik Ödülünü Küba’dan katılan Reynerio Tamayo, İkincilik Ödülünü İran’dan  Mahmood Nazari, Üçüncülük Ödülünü İran’dan  Mojtaba Heidarpanah kazanmış.Seçici Kurul ayrıca; Hamed Mortazavi Alavi (İran), Borislav Stankovic (Sırbistan) ve Toso Borkovic (Sırbistan)’i Başarı Ödülü ile ödüllendirmiş. Ayrıca,  tüm çalışmalarında kız çocuklarının eğitimi, güçlenmesi ve cinsiyet eşitliği konularına özel vurguda bulunan  Aydın Doğan Vakfının “Güçlü Kızlar, Güçlü Yarınlar” Özel Ödülü’nün sahibi, Ömer Çam olmuş.

ismail (2)