Gelişmiş ülkeler, sanatçı evlatlarına sahip çıkarak gelişmişlerdir. 300 yıl, 500 yıl önce yaşamış sanatçılarına, şairlerine anma, tanıtma etkinlikleri düzenliyorlar ve onları bugün aralarında yaşıyormuşcasına tanıyorlar, şiirlerini okuyorlar. Oysa bizde bilhassa Anadolu şehirlerimizde sanatçılarımız, şairlerimiz vefat etmeye görsünler hemen unutuluyor. Gerçi İstanbul gibi sanatımızın , edebiyatımızın merkezinde de öyle idi. Tek tek 1950 kuşağı şairlerimizin vefatlarından sonra 20-30 yıl önce başladı  onlara anmalar. İşte bu bilinçle Eskişehir Sanat Derneği Eskişehir’de yaşamış, şiire emek vermiş, arkalarında şiirler bırakmış şairlerine anma, tanıtma etkinlikleri düzenliyor Şair Yücel Saraçoğlu’na düzenlediği Aşk Şiirleri Buluşması ve yarışması da bunlardan biri ve geçtiğimiz gün bu etkinliğin 6.sını gerçekleştirdi.

Hepimiz bir dönemde olsa şiir yazmışızdır.Bu hep aşk şiirleridir. Ya da sevdiğimize bir şairin aşk şiirini göndermiş ya da okumuşuzdur. Aşk şiirleri hepimizin bam telidir. Şarkılar, türküler hep aşk şiirlerinden çıkar. Oktay Rıfat “Şiir olmasaydı insanlar sevmeyi bilemezdi” demiş. İnsan başından beri şiirlerinde hep aşkı söylemişler, yazmışlar. Hem de kadın şair, erkek şair olarak ayrılmadan. Yüreğini, aşkını dillendirmişler. 1940 kuşağı şairlerimiz toplumcu gerçekcilik diye aşk  şiirlerinden uzaklaştığı gören ünlü eleştirmenimiz Nurullah Ataç tepki göstererk “Biraz da aşk şiiri yazın!” demiş.

Yücel Saraçoğlu

Eskişehir’den bir şair Yücel Saraçoğlu (1942-2007) geçti. 1960’dan 2000’lere kadar  hep aşk şiirleri yazdı, ülkemizde ve dünyadaki aşk şiirlerini biriktirdi, inceledi, antolojilerini yayınladı. Şimdi Eskişehir Sanat Derneği Yücel Saraçoğlu’na vefa borçu olarak ailesiyle bareber 2017 yılında başlattığı ve her yıl geleneksel olarak sürdürdüğü Yücel Saraçoğlu Aşk Şiirleri Buluşması etkinliği ve bir de ulusal düzeyde Aşk Şiirleri temalı şiir yarışması düzenliyor. Bu yarışmaya ülkemizin her şehrinden şairler şiirlerini gönderiyor. Hatta Almanya’da Fransa’da, Hollanda’da yaşayan şairlerimizde katılıyor. Yücel Saraçoğlu Aşk Şiirleri Buluşması,  ülkemizde Aşk temalı olara düzenlenen ilk şiir etkinliğidir. Büyük ilgi görmesinin nedeni de budur. Çünkü lise açğındaki ilk şiirini yazana kadar herkesin ortak alanı olduğudur. Aynı zamanda şiir yarışmaları arasında da değerlendirilmesi en zor olanıdır. Eskişehir Sanat Derneği bunu başarmaktadır ve Eskişehirimizi Aşk Şiirleri merkezi yapmıştır.

6. Yücel Saraçoğlu Şiir Yarışmasına 270 civarında şiir katılmış Mehmet Eratak, Cevat Koşar, Şehabeddin Tosuner, Fatma Koç, Nevzat Dereli değerlendirdi. Birincilik Ödülünü  “Çiçek Sevdan Soldu Gülüm” şiiri ile Figen Savi, İkincilik Ödülünü “Yokluğun İçimde Sızı” şiiri ile Yeliz Gür. Üçüncülük Ödülünü  “Pulsuz Mektup”  şiiri ile Mesut Yaman, Mansiyonları;  “Suskunlar”  şiiri ile Rabia Burhan,  “Fazlası Var” şiiri ile Gazi Başsarı, “Akasya Çiçeğim” şiiri ile Ali Çaprak paylaştılar.  Yücel Saraçoğlu Ailesi Özel Ödülünü: “Aşk Nedir?”  şiiri ile Hilmi Can, Eskişehir Sanat Derneği Özel Ödülünü “Eyvallah” şiiri ile Feridun Aldemir  Eskişehir İl Halk Kütüphanesinde düzenlenen etkinlikte ödülleri aldılar, şiirleri okudular. Şair Kadriye İmgek Yücel Saraçoğlu’ndan 3 şiirini okuyarak Saraçoğlu’nun aramızda olduğunu hissettirdi ve şiir okumaya Eskişehirli şairlerde şiirlerini okuyarak katıldılar hatta bir Afgaristanlı kadın şairde kendi dilinde şiirini okuyarak katıldı.

Eskişehir’de güzel bir şiir etkinliği yaşandı.

Pervin

Pervin Kurbanzade’nin “Farklı Zamanlarda”Sergisi

Eskişehir’de kendini öne çıkarmayan, çok yetenekli büyük sanatçılar da var. Bunlardan biri Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nin (ESOGÜ) Sanat ve Tasarım Fakültesi Görsel Sanatlar Bölümü öğretim görevlisi Pervin Kurbanzade’dir. Mart ayı içersinde Eskişehir Büyükşehir Kent Müzeleri Kompleksi Sergi Salonunda  “Farklı Zamanlarda” adını verdiği 13. Kişisel resim sergisini açtı. Pervin Kurbanzade’nin ESOGÜ Sanat ve Tasarım Fakültesi’nin Sergi Salonunda açtığı 2 sergisini saymazsak Eskişehir’de ilk sergisi diyebiliriz. Gerçi biz onu Eskişehir Sanat Derneği’nin karma sergilerinden tanıyoruz. Karma sergilerde küçük boyutlu eserleri ile tanıdığımız Pervin Kurbanzade (Ghorbanzadeh Dizaji) bu sergisinde büyük boyuttaki eserleri ile çıkıyor karşımıza. Sergideki 32 eserinin yarısı insan bedenine makro yaklaşımları,  diğer yarısında çok yetenekli alanı olan  portreleri yer alıyor.

      İran doğumlu sanatçı 2013 yılında Yüksek lisansını, 2017 yılında da Sanatta Yeterliliğini Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümünde dereceyle tamamlamış. Kişisel sergilerinin bazılarını yurt içinde, bazılarını  yurt dışında açmış. Eserleri müzelere, resmi ve özel koleksiyonlara alınmış. Türkiye, İran, İngiltere, Almanya, Amerika, Kosova, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyei ve Makedonya gibi ülkelerde çalıştaylara katılmış 90’dan fazla karma sergide yer almış. Bir çok hakemli dergilerde ve sempozyumlarda yayınlanmış makaleleri ve verdiği konferansları var. Bunların başlıklarına baktığımızda  “Sanatın Gizemli Nesnesi Beden”,”Mccurry’nin Afgan Kızı Portre Fotoğrafında İmgesel Gerçeklik”, “Pers Kadın Giyim Stilinin Sanatsal ve Tarihsel Bağlamda İncelenmesi” gibi konuları görürüz. Land Art çalışmalarıyla dikkat çeken sanatçının aynı zamanda resimin yanında illüstrasyon, heykel ve moda tasarım çalışmaları vardır ve bu alanlarda da yurt içinde ve yurt dışında yarışmalarda ve festivallerde aldığı ödülleri bulunmaktadır. Pervin Kurbanzade’nin 10 tane ödülü ve yayınlanmış 12 kitabı vardır. ESOGÜ Sanat ve Tasarım Fakültesi Görsel Sanatlar Bölümünde Doçent olarak öğretim üyesidir.