Eskişehir seramik toprağına sahiptir. Onun için gerek şehir içinde, gerekse çevresinde seramik sanayinin gelişmesi bundandır. Buna bir de  Anadolu Üniversitesi’nin Güzel Sanatlar Fakültesinde Seramik Bölümünün bulunması eklenince  Eskişehir, hem seramik sanatı eğitimi yapılan şehir olarak, hem de ülkemizin önde gelen seramik sanatçılarının bulunduğu, seramik sanatı etkinliklerinin yapıldığı, ülkemizin seramik sanatında önemli yere sahip şehir oldu.  Eskişehir, son 35 yıldaki bu gelişmeleri iyi değerlendirmesi gereksinimlerini yerine getirmesi gerekmekte idi. Bu da bir Seramik Müzesine ve  sadece seramik sanatçıların sergilerini açacakları bir özel Seramik Galerisine gereksinimleri vardı.Odunpazarı Belediyesi  seramik sanatçısı Ayşegül Türedi Özen’in danışmanlığında bunu gerçekleştirdi ve Eskişehir’in  bu, herkesin gezmeye görmeye geldiği tarihi semtte restore edilerek kazandırmış 3 katlı evi “Şehrin Ateşi Seramik Galerisi”ni açtı. Esasında bir Seramik Müzesi olabilir ama daha müze kurallarında değil  sadece Odunpazarı Belediyesi’nin genesel hale getirdiği Seramik Pişirim Teknikleri Çalıştayında sanatçıların bağışlarıyla oluşan koleksiyonun sergilendiği bir etkinlik müzesi sayılabilr yerin bir bölümünün sergi salonu olmasıdır.Gerçekten peş peşe seramik sanatçılarının sergilerini açtığı bir Seramik Galerisidir. Bu kez, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü  8 kadın seramik sanatrçısının ortak “Kadına Dair” Seramik Sergisi açıldı.

Kadına Dair

Sergi broşüründe  sergiye dair yazıyı seramik sanatçısı Canan Gürel Ak kaleme almış “Kadın hassas bir ruh, üretkenliği, özgürlüğü,yaşanılan olumsuzlukların üstesinden gelme becerisi, güçlü ve dirençli olma tavrıyla özel bir varlık. Anaerkil dönemde kadına verilen önem, zamanla değerini kaybetmiş gibi olsa da kadın her zaman diliminde onda var olanla yaşama dokunmaya devam etmiştir. Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk ‘Yeryüzünde gördüğümüz her şey kadının eseridir’ diyerek kadının önemini vurgulamak istemiştir.Kuşkusuz, Halk arasında kadın eli değmiş gibi derler ya bir şey güzel olduğunda…İşte ortaya konulan işin başarısının altında ince bir ruh derin bir zekâ vardır aslında…” diyor.

Sergide Ayşegül Türedi Özen, Betül DemirGüneşdoğdu, Canan Gürel Ak, Ezgi Hakan, Mine Poyraz, Özge Tan, Şirin Koçak Özeskici, Tuba Korkmaz Batu’nun eserleri yer almış.

Sergide değişik üniversitelerde sanat eğitimi almış, değişik tarzlarda tekniklerde. Birbirinden farklı yorumlarla kadını ele alınmış bir seramik sergisi  sunmuşlar.

Sergi Odunpazarı’ndaArasta Çarşısı yanı Odunpazarı Belediyesi Şehrin Ateşi Seramik Galerisi’nde 31 Mayıs’a kadar sürecek.

Yunus Emre Için

Eskişehir’de  kimse Yunus Emre ile ilgilenmiyor

Eskişehir Turizm Çalıştayında konuk konuşmacı Cem Kınay  “Eskişehir’de Turizm Yunus Emre’nin üzerinden yürütülmesi ile dünyayı çekersiniz” demişti.Eskişehir’de o gün bugün bunun üzerinde hiç duranımız olmadı. Oysa bu konu yerel seçimler için adayların projelerinden biri olmalı idi. Eskişehir için düzenlenmiş bir çalıştayda daha ne denilmeliydi?  Adaylar çıkıp “Yunus Emre’ye sahip çıkacağım, ne gibi yatırımlar gerekli ise yapacağım” demeliydi.

“Dünya Yunus Emre gibi büyük şairlerine ne yapıyor, inceleyip Yunus Emre’ye yakışanını yapacağım” demelilerdi. Yunus Emre için Eskişehir’de çalışmaları olan kim var, kim yok araştırıp orayı ziyaret etmelilerdi.

Yugoslavya’da Ohli gölünün kenarında Struga şehrinde, bizim Türk dilinin ve  şiirini kurucusu sayılan Yunus Emremiz  gibi Makedon şiirinin kurucusu sayılan Konstantin Milodinov ve kardeşi Dimitrija yaşamış. 1962 yılında Struga yerel yöneticileri oturup   şairlerini dünyaya tanıtmak için “Struga Şiir Geceleri” etkinliğine karar vermişler. Sonra da UNESCO dan da destek istemişler. 6 gün süren bu şiir etkinliğine katılan ülke sayısı 40, yurt dışından katılan şair ve şiir eleştirmeni sayısı 600. Kendi ülkelerinden katılan şair, eleştirmen sayısı 800…

İtalya’nın Recanati şehrinde İtalyanların Dante’den sonra 5. Sıradaki şairi Leopardi Giacomo , Yunus Emre’den 500 yıl sonra yaşamış. İtalyanlar her yıl onu dünyaya tanıtmak için 3 günlük şiir festivali düzenliyor. Recanati şehri dünya şiirinin merkezlerinden biri oluyor. Sadece o 3 günde o şehre gelen sayısı 70 bin. ,,Leopardi Giacomo için yazılmış kitap makale sayısı 25 bin

Ruslar Tolstoy’u tanıtmak için eserlerini 98 dile çevirmiş. Sadece “Savaş ve Barış” eserini ülkesinde 230 kez basmış ve Tolstoy için 5 ayrı müze kurmuş.

Yunus Emre’miz için daha bir merkezimiz, bir çalışma grubumuz yok. Yunus Emre için yazılmış kitap sayımız 1580 civarında…

Cem Kınay boşuna demedi “Yunus Emre ile dünyayı Eskişehire çekebilirsiniz” diye. Hani derler ya “Su akar Türk bakar” dedikleri gibi Yunus Emre’ye bakıyoruz. Çocuklarımıza, hastanemize,apartmanımıza, caddemize, parkımıza hatta kasap dükkanımıza kadar sadece adını veriyoruz ve 15 şehrimiz bir türlü paylaşamıyoruz mezarı bende diye…