Bakan Göktaş, konuşmasında geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanan Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne dikkat çekerek bu çalışmanın sadece Türkiye için değil tüm dünya ülkeleri için bir çağrı olduğunu ifade etti. BM 80. Genel Kurulu kapsamında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının ev sahipliğinde gerçekleştirilen etkinliğe, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi ve BM Sıfır Atık Yüksek Düzeyli Şahsiyetler Danışma Kurulu Başkanı Emine Erdoğan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Katar Devleti Sosyal Kalkınma ve Aile Bakanı Buthaina bint Ali Al Jabr Al Nuaimi, Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Peter Szijjarto, Sierra Leone Cinsiyet ve Çocuk İşleri Bakanı Isata Mahoi, Somali Aile Bakanı Khadija Al-Makhzoumi, Nijerya Kadın İşleri Bakanı Imaan Sulaiman Ibrahim, Sırbistan Kadın-Erkek Eşitliği, Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi ile Kadınların Ekonomik ve Siyasi Güçlenmesinden Sorumlu Bakanı Tatjana Macura, BM Nezdinde Rusya Federasyonu Daimi Temsilcisi Yardımcısı Maria Zabolotskaya, ABD Sağlık ve İnsani İşler Bakanlığı Özel Danışmanı Bethany Kozma katıldı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın tanıtım videosunun ardından söz alan Bakan Göktaş, daha iyi bir dünyanın, toplumun temeli olan ailede başladığına inandıkları için etkinliği "Aile" temasıyla düzenlediklerini belirtti. Adalet, merhamet, paylaşma ve dayanışma gibi insanlığın ortak değerlerinin önce evlerde filizlendiğini anlatan Göktaş, "Oradan mahallelere, şehirlerimize ve nihayetinde tüm dünyaya yayılır. Ve küresel sorunlara sadece politikalarla, ekonomik modellerle değil; değerleriyle güçlü bir aile yapısıyla çözüm üretebileceğimize inanıyoruz. Güçlü aile yapılarına sahip ülkeler her alanda daha istikrarlı olur." dedi.
"Aile kurumunu korumayı temel ve insani görev olarak görüyoruz"
Bugün birçok uluslararası belgenin aileyi “toplumun doğal ve temel birimi” olarak tanımladığına dikkat çeken Bakan Göktaş, şu ifadeleri kullandı: "Birleşmiş Milletlerin, 15 Mayıs’ı Uluslararası Aile Günü olarak ilan etmesi de bu evrensel önemin bir göstergesidir. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, “Ailenin, Türk toplumunun temeli” olduğunu vurgular ve devlete ailelerin huzur ve refahını koruma görevini yükler. Bu ruhla, aile kurumunu güçlü tutmak, hem kültürel mirasımızın sürekliliği hem de gelecek nesillerin refahı için bir önceliktir. Biz Türkiye olarak, bu inançla, aile kurumunu korumayı, desteklemeyi ve güçlendirmeyi temel ve insani bir görev olarak görüyoruz. Politikalarımızı, projelerimizi ve uluslararası iş birliklerimizi bu anlayış üzerine inşa ediyoruz. Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi için Vizyon Belgesi ve Eylem Planı, bu alandaki ilk kapsamlı yol haritasını oluşturmakta ve aile politikalarımıza güçlü bir perspektif sunmaktadır. Nitekim, Sayın Cumhurbaşkanımızın takdirleriyle ilan ettiğimiz “2025 Aile Yılı”, aile odaklı politikalarımızı daha da güçlendiren, çalışmalarımıza ivme kazandıran tarihi bir adımdır."
2025 Aile Yılı
Aile Yılı kapsamında ailelerin, ekonomik ve sosyal açıdan desteklenmesi için çeşitli faaliyetler yürüttüklerini kaydeden Bakan Göktaş, gençlerin aile kurmasını kolaylaştırmak için konut edinme, evlilik kredileri gibi teşviklerin yanında doğum destek sistemiye çocuk sahibi olmak isteyen ailelerin yanında olduklarını anlattı. 2025 Aile Yılının kalıcı hale gelmesi için 2026-2035 yıllarını Aile ve Nüfus On Yılı ilan ettiklerini belirten Bakan Göktaş, “Aile ve Nüfus 10 Yılı” vizyonuyla, aileyi ve nüfus yapımızı korumaya yönelik uzun vadeli stratejilerimizle kapsamlı bir gelecek planı ortaya koyacağız. Fakat, hepimiz çok iyi biliyoruz ki, ailenin değeri herkesçe kabul edilmekle birlikte, aile kurumu küresel dünyada birçok tehditle karşı karşıya. Bilgi ve iletişim teknolojisindeki gelişmeler, zevk ve hıza dayalı tüketim alışkanlıkları ve biyolojik farklılıkları ortadan kaldırmayı amaçlayan küresel zararlı ideolojik eğilimler aile değerlerini aşındırmaktadır. Anne babalık rolleri değişiyor, kuşaklar arası bağlar kopuyor. Genç nüfus azalırken yaşlı nüfus arttıkça işgücü küçülüyor, insan sermayesi zayıflıyor ve bu durum tüm ülkeler için ciddi riskler oluşturuyor. Aile kurumunu ve demografik yapıyı tehdit eden bu süreçler, ülkeler arasında farklılıklar gösterse de ortak dinamiklere sahiptir. Bu gidişat devam ederse, üretim sistemlerimiz, ekonomik dengelerimiz ve sosyal yapılarımız telafisi zor bir şekilde sarsılacak." diye konuştu. "Aile sadece geçmişin değil, sağlıklı bir geleceğin de teminatıdır." diyen Bakan Göktaş, "Bu gidişatı sorgulamak, modernleşmenin, küreselleşmenin gölgesinde aileyi ve güçlü nüfus yapısını nasıl koruyacağımızı yeniden düşünmek zorundayız. Aile bağlarını yeniden güçlendirecek ve nesilleri koruyacak adımlara ihtiyacımız var. Aileyi korumak ve güçlendirmek için uluslararası ölçekte hep birlikte güçlü bir irade ortaya koymak zorundayız." dedi. Bu doğrultuda yoğun bir “aile diplomasisi” yürüterek, uluslararası platformlarda ailenin önemini dile getirdiklerini ifade eden Göktaş, Birleşmiş Milletler, Türk Devletler Teşkilatı, İslam İşbirliği Teşkilatı ve diğer uluslararası platformlarda aileyi merkeze alan politikalar geliştirilmesi için girişimlerde bulunduklarını söyledi.
Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi
Bu çalışmalardan birinin de geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından imzalanan “Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi” olduğunu belirten Göktaş, "Bu sözleşme ile hedefimiz; çocukların dijital ortamlarda güvenle var olmalarını sağlamak, kişisel verilerinin ve mahremiyetlerinin korunmasını güvence altına almaktır. Aynı zamanda, çevrim içi şiddet ve istismara karşı etkin koruma mekanizmaları oluşturmak, dijital dünyanın sunduğu eğitim, kültür ve gelişim fırsatlarından adil şekilde yararlanmalarını sağlamaktır. Dijital dünyanın sınırsız doğası nedeniyle, bu girişim sadece Türkiye için değil, tüm dünya için bir çağrı niteliğindedir. Bu nedenle, bugün burada bulunan misafirlerimizi, uluslararası kuruluşları, ülkeleri, teknoloji şirketlerini ve sivil toplumu bu girişime katılmaya davet ediyoruz. Hep birlikte, dijital dünyanın çocuklar için güvenli bir gelecek haline gelmesini sağlayabiliriz. Çocuklarımızın dijitaldeki varlığını destekleyen, onları güçlendiren, potansiyellerini özgürce geliştirebilecekleri bir ekosistem inşa edebiliriz. Bu vesileyle, “Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi”nin hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Aileden başlayan bu büyük dayanışmanın, bütün dünyaya umut taşıyan bir harekete dönüşmesini temenni ediyorum." diyerek sözlerini tamamladı. Program sonunda misafir ülkelerin bakanları ve temsilcileri ile birlikte aile fotoğrafı çektirildi.