Kara kış kapıya dayandı, ha geldi ha gelecek…

Bu anlamda yüzde 1’lik tuzu kuruları saymazsak, toplumun tüm kesimlerinde ciddi bir endişe söz konusu.

Yaz aylarında dahi kabarık gelen elektrik ve doğalgaz faturalarının, kış mevsiminde belimizi iyiden iyiye bükeceği su götürmez bir gerçek olarak karşımıza çıkıyor.

Enerjiye gelecek muhtemel zamları da göz önünde bulundurursak, bu kış son derece zor geçecek.

*

Elbette tek derdimiz enerji maliyetleri değil. Akaryakıt dert, gıda fiyatları dert… Enflasyon inme eğilimi göstermiyor… Enteresan vergilerle devlete habire para akıtıyoruz… Bir Avrupalının çalıştığının belki üç katı fazla çalışıyor, bunun karşılığında ödüllendirilmek yerine kazandığımızın büyük bir bölümünü vergi olarak ödüyoruz. O halde sormak lazım: Köle miyiz biz?

*

Her neyse…

*

Dedim ya, kışa girerken toplumun tüm kesimlerinde ciddi bir huzursuzluk ve endişe söz konusu.

*

Bugün esnafların kaygılarını gündeme taşımak istiyorum.

*

Pandemi ve ardından gelen ekonomik buhran, esnafı derinden etkiledi.

Bazıları kepenk kapatmak zorunda kaldı, bazıları ise ayakta kalmaya çalışıyor.

Fakat nasıl?

Ödedikleri elektrik ve doğalgaz faturaları üçe katlanmış. Dükkan sahipleriyle kira nedeniyle ihtilaf halindeler; kimsenin yüksek kiraları ödeyebilecek mecali yok. Üstüne üstlük devlet, stopaj adı altında dükkan kiralayan esnaftan vergi alıyor iyi mi? Hem de yüzde 20! Dahası, gıda sektöründe vergilendirme yüzde 1’e düşürüldü. Buna rağmen gıda zamları durdurulamıyor. Bu iş zincir marketlere yaradı. Fakat gel gelelim küçük bir lokantası olan ve fiyatlarına zincir marketler gibi her gün zam yapamayan esnaf satışının çıkışını yüzde 8’den yapıyor. Peki, aradaki yüzde yedi şimdi kime girmiş oluyor? Burada bir adaletsizlik söz konusu değil mi? Bu durum çay ocağı için de geçerli, pırıltılı ancak pırıltısını yitirmek üzere olan restoran için de…

*

Böyle bir ortamda esnaf, kışı ‘batmadan’ geçirmek için alenen yardım istiyor!

Kimden?

Kimden olacak, tabii ki devleti yöneten hükümetten!

Talepleri öyle yerine getirilemeyecek cinsten değil; ödedikleri enteresan vergilerden hiç olmazsa bir kısmını hizmet veya yardım ya da destek veyahut kredi-adına ne derseniz deyin- olarak geri istiyorlar.

*

Bu noktada Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu Genel Başkan Vekili, aynı zamanda Eskişehir Lokantacılar ve Kasaplar Esnaf Odası Başkanı Bahar Bilen’e kulak vermek istiyorum.


bahar-bilen

Diyor ki Bahar Bilen:

KDV İNDİRİMİNİ, STOPAJIN KALDIRILMASINI VE ARABULUCU İSTEDİ

“Esnafı, artan enerji maliyetleri karşısında zor bir kış bekliyor. Bu yüzden enerji maliyetlerinde KDV indirimi bekliyoruz. Temel tüketim maddelerinde KDV oranı yüzde 8'den yüzde 1'e düştü ama bu bizim sektörümüze yansıtılmadı. Mülk sahipleri ve işletme sahipleri ihtilafa düşmeye başladılar. Bununla ilgili arabuluculara ihtiyacımız var. Kira stopajları ile ilgili de çok büyük sıkıntılarımız var. Mülk sahibinin almış olduğu kiranın stopajını işletmeciler ödüyor. Bunu kaldırmaları gerekiyor, işletmeciler ödememeli.

ESKİŞEHİR İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ’NE ÇAĞRI

Bulgaristan kökenli turistlerimiz Eskişehir’imizi bolca ziyaret etmeye başladılar. Esnaf bir nebze de olsa bundan yararlanıyor. Burada turist rehberlerine çok iş düşmektedir. Adil bir ziyaret dağılımı yapabilmeli. Yani sadece belirli mekanlara değil de tüm esnafın yararlanabilmesi lazım. Herkes bu pastadan payını alırsa bizde mutlu oluruz. Bu konuyla ilgili daha farklı ve geniş çaplı çalışmalar yapmamız lazım.”

*

Bizzat işin mutfağında olan Bahar Bilen’in esnaf adına sıraladığı talepleri okudunuz.

Şimdi soruyorum: Hangisi karşılanması mümkün olmayan talepler?

Hiçbiri!

Hatta kolaylıkla gerçekleştirilebilecek talepler.

Peki nasıl?

Ciddi tasarruf uygulanacak, kayıp kaçak önlenecek, hortumlar kesilecek.

Hepsi bu kadar…