Yıl 1968. Demek aylardan Kasım, işte bu günlerdeyiz!

Orhan Hoca’nın deyimi ile Eskişehir’de bir “Yüksek Mektep” açılıyor. Bir süre sonra adı da belli olacaktır;

“Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi!”

O yılların ortaokul-lise öğrencileri olarak, belki de öğrencisi olacağımız o öğretim kurumuna  kısaca “Akademi” der geçerdik. Önce entel takım, sonra tüm Eskişehir halkı arasında kullanılan bir isim, olarak kaldı yıllarca.

Hatta zamanın gençleri malum bir yerin adresini verirken, kullandıkları “mektep” adını değiştirmişler, bindikleri dolmuş taksinin sürücüsüne “Akademiye uğrar mı abi” sorusunu yöneltir olmuşlardı!..

Orhan Oğuz, ilk bayraktar

Akademimizin kurucu Reisi de bir yıl kadar önce yitirdiğimiz Prof. Dr. Orhan Oğuz Hoca. Söyleşilerimizde Akademi’nin kuruluş yıllarındaki anılarını da anlattığı çoktur.

Tepebaşı’na çıkarken gelip geçtiğimiz Güneş Bayırının karşısında “Topçular” dediğimiz küçük bir yerleşkesi bulunuyordu. Kuruluş yeri olarak burayı seçmişti Orhan Hoca. Bir takım ilişkilerle Milli Savunma Bakanlığı’ndan tahsisini sağlamıştı.

O zaman bu tür kuruluşlar Bakanlar Kurulu kararı ile gerçekleştiriliyordu. “Bizim milletvekili, Maliye Bakanı Hasan Polatkan’ı az kovalamadım Ankara’da. Hem eksik olan imzasını almak, hem de bize ayrılan ödeneğin bir parça artırılmasını istemek üzere” şeklinde bir anekdot da ekliyordu.

İş ve İşçi Bulma Kurumu’nun üst katında 1958’de öğrenime açılan Akademi, 10 yıl sonra şimdiki kampüsün alanda yapılan “Merkez Bina” misafirhane ve kütüphane , (21 Ekim 1968) zamanın Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay’ın katılımı ile açılarak öğrenime devam edecektir.

Bayrak Büyükerşen’de

Gelelim Anadolu Üniversitemize ve yine Orhan Oğuz Hocamıza. Hoca İTİA’nın kuruluşunu gerçekleştirdikten sonra 60’ların başında bir dernek de kurmuştu;

“-Üniversite Kurma ve Yaşatma Derneği.” 

Genellikle derneğin kongresinden sonra bizleri (yerel basını) toplar,  “Çocuklar şu işi biraz itekleyelim:” tarzında ve kamuoyu oluşturmak amaçlı isteklerde bulunurdu. Bu konudaki ısrarı Milletvekili seçildikten sonra, Milli Eğitim Bakanlığı döneminde de sürecektir.

Ta ki Eskişehir İTİA’nın 1982’de Anadolu Üniversitesi’ne dönüştürülmesine kadar.

Bir süreçten sonra da “Üniversite Bayraktarlığı”nı değişmez Akademi Başkanı Prof Dr. Yılmaz Büyükerşen alacaktır. Çok uzun süre de yeni üniversitemizin değişmez rektörü olarak…

Bu arada unutmayalım, Anadolu Üniversitesi aynı zamanda pek çok çevre ilde kurulacak üniversitelere de önderlik yapacaktır. Kütahya Dumlupınar, Afyon Kocatepe, Bilecek Edebali Üniversitesi gibi. Hem bünyesinden öğretim üyesi göndererek, hem de o üniversitelerin kurucu rektörlerini ihraç ederek!..

Adınla bin yaşa.

Önceki günkü gazetelerimizde Anadolu Üniversitesi’nin 64. Kuruluş yılının kutlanmasına ilişkin haberleri konu alarak özetin, özeti biçiminde bu nostaljik satırları karaladım.

Söz konusu haberde üniversitemizin yeni ve şimdiki rektörü Sayın Prof. Dr. Fuat Erdal’ın da bir “kutlama mesajına rastlamak ayrıca mutluluk vericiydi. Prof. Dr. Erdal mesajında Anadolu Üniversitesi Rektörü olmaktan gurur duyduğunu belirtiyor, başta Orhan Hoca olmak üzere bugünlere gelişinde emeği geçen kadroları kutluyordu.

Doğaldır ki, kendisinden önceki rektörleri tek tek anmak olanaklı değil. Bu vesile ile hepsi de Eskişehir İTİA kökenli aklıma geliverenleri saymak ve saygıyla anmak isterim.

“-Yılmaz Büyükerşen, Akar Öcal, Engin Ataç, Fevzi Sürmeli, Davut Aydın.”

Osmangazi ve Teknik Üniversitemizle birlikte;

“Adınla bin yaşa Anadolu Üniversitesi.”

 

ANMA

Vefatının 84. Yıldönümünde Ata’mızı saygı ve minnetle anıyorum.