Bir toplumun en önemli fonksiyonu erdemli insanlar yetiştirmektir. İnsanları kötülüklerden uzak tutmak ve iyiliklerle buluşturmaktır. Erdemli insanların oluşturduğu toplumda sefalete ve rezalete yer olur mu?

Kur’an’ın İnfitâr suresinde Allah, insana: “Ey insan! Seni yaratan, şekil verip bir ölçüde yapan ve dilediği biçimde seni yaşatan cömert Rabbine karşı seni aldatan nedir?” böyle bir soru soruyor. Allah, iyiler ile kötülerin karşılaşacakları son durumlarını aynı surede: “Hesap ve ceza gününü yalanlamayın… Üzerinizde gözcüler ve yazıcılar vardır… İyiler cennete… Kötüler cehenneme konulacaktır. O gün emir, sadece Allah’a aittir…” şeklinde haber veriyor.

Hz. Peygamber şu iki hadisinde: “Ben, güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim… Mü’minlerin iman bakımından en kâmili, ahlakı en üstün olandır.” buyurmuştur. Hz. Peygamber, güzel ahlakı ile gönüllerde taht kurmuştur. Hz. Peygamber: “Benim ahlakım Kur’an ahlakından ibarettir.” buyuruyor. Güzel ahlakından dolayı onu, dinli, dinsiz hep emin ve güvenilir bildiler. Onun adil davranışından şüphe etmediler. Hak sahibi dinli, dinsiz kim olursa olsun hiç kimseye haksızlık etmedi. Adaletten taviz vermedi. Hak din İslam’ın peygamberi oldu.

Güzel ahlakın ana nüvesi adalettir. Hakkaniyete riayettir. Hakkaniyetin en tehlikeli düşmanı şu üç hâldir: Birincisi servet düşkünlüğü… İkincisi şöhret düşkünlüğü ve üçüncüsü de şehvet düşkünlüğüdür. İnsanın güzel ahlaklısı da, kötü ahlaklısı da servet, şöhret ve şehvet ateşinde belli olur.

Güzel ahlak sahibi kişilerde feraset, insaniyet ve hakkaniyet olur. Bu üç unsurdan mahrum insanların gözü de, gönlü de başkalarının rızk ve ırzında olur.  Yüce Mevla, Zilzal suresi ayet 7 ile 8’de: “Kim zerre kadar iyilik yapmışsa onun karşılığını, kim de ne kadar kötülük yapmışsa onun cezasını çeker.” buyurmuştur.  Allah’ın, insanları güzel ahlak konusunda nasıl uyardığını Bakara suresi ayet 168’de görüyoruz. “Ey insanlar, yeryüzündeki helâl ve temiz olanlardan yiyin!” buyuruyor.

İnsanı kötü ahlaka sürükleyen unsurlardan başında, taassup ve bağnazlık gelir. Taassup ve bağnazlık iyi ahlak mıdır yoksa kötü ahlak mıdır sorusu akla gelebilir. İslam itidalli ve mutedil olmayı emreder. Taassup ve bağnazlık gibi körü körüne asılsız inançlara bağlanmayı reddeder.

Ne yazık ki, günümüz toplumu bilgi kirliliğinden kurtulamıyor. Pek çok insan yanlışı doğrudan, doğruyu yanlıştan ayıramıyor. Kavramlar arasındaki farkı idrak edemiyor. Bazıları kavram kargaşasında boğulup gidiyor. Taassup ve bağnazlığın batağına düşmüş insan iyiyi kötüden ayırt edemez. Taassup ve bağnazlık, kişinin kendisiyle inatlaşmasıdır. İlim ve bilimle tezatta düşmesidir. Taassup ve bağnazlık doğrunun yerine eğriyi, eğrinin yerine doğruyu oturtmaktır.

Kentin işlek caddelerinden birinin köşesinde mutaassıp ne demektir diyerek bilenler ile bilmeyenlerin anketi yapılsa hangisi çoğunlukta olur, dersiniz?

Bazılarına, sen mutaassıpsın denildiğinde bu sıfattan memnun olacakların sayısı oldukça kabarık çıkar mı? Bağnaz denildiğinde ise öfkeden küplere bineceklerin miktarı az mı, olur?

Hz. Peygamber, şu iki hadisinde: “Dini işlerde aşırı gidenler yok oldu... Dinde aşırı gitmekten sakının. Sizden öncekiler dinde aşırı gittikleri için helâk oldular.” buyurmuştur. Aşırılık, insanı ifrat veya tefrite götürür. İfrat ile tefrit İslam anlayışının özüne aykırı iki zillettir. İslam ise insan aklını, malını, kanını, namusunu ve inancını kirletici eylem ve söyleme müsaade etmez.

Müslüman, kendi menfaati için başkasına zarar veremez. Müslüman kendi çıkarı uğruna başkalarının malına, canına, aklına, ırzına ve inancına tecavüz edemez.

Müslüman erdemli insandır. Müslüman, başkalarının canına, malına, aklına, ırzına ve inancına tecavüzde bulunmaz. Müslüman, söyleyeceği her sözü hakkaniyete dayalı söyler. Atacağı her adımı adaletin temellerine uygun atar. Müslümanın özü sözü birdir. Müslüman bozguncu ve fitneci değildir.  Müslüman, yalakalık yapamaz.

Müslüman hak için söyler. Hak için yapar. Müslüman doğruyu kendi çıkarları içi değil “Hak” adına halk için söyler.

Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!