11 Eylül 2025, Ortadoğu’nun kanlı satranç tahtasında yeni bir hamle. İsrail’in Katar’a gece yarısı düzenlediği “sınırlı” hava saldırısı, sadece Al Thumama üssünü değil, Doha’nın Gazze’deki arabuluculuk koltuğunu da hedef aldı. Tel Aviv’in “Hamas’ın lojistik damarını kesiyoruz” yalanı, kimseyi kandırmıyor. Bu, Katar’ın küresel sahnedeki ağırlığına ve Türkiye ile omuz omuza duruşuna sıkılmış bir kurşun. Peki, Doha şimdi ne yapacak? Ve daha önemlisi, Ankara’nın gölgesi bu oyunda nasıl düşecek? Gelin, Washington’un ikiyüzlü maskesini indirip, bu kirli oyunu çözelim.

Gece, Katar’ın kuzeyindeki Al Thumama üssüne 10 füze ve birkaç drone düştü.

Can kaybı yok, ama mesaj ağır: “Doha, Filistin’in yanında fazla oldun.” Katar Dışişleri hemen kınadı: “Barış çabalarımıza alçakça sabotaj!”

Haklılar.

İsrail, Katar’ın El Cezire’sinden, LNG vanalarından ve Al Udeid’deki ABD üssünden rahatsız.

Ama asıl sinir bozucu olan, Doha’nın Ankara ile sarsılmaz bağı.

Türkiye, Katar’ın en güçlü müttefiki; 2017 ambargosunda da, bugün de.

Ve Ankara, bu saldırıya sessiz kalmayacak.

Katar ne mi yapacak?

Bu emirlik, çöldeki masal değil; strateji dehası. İntikam naraları atmaz, ama taşları öyle dizer ki, rakip şah mat olur.

Türkiye’nin desteğiyle daha da güçlü.

İşte olasılıklarım:

Katar, BM ve Arap Birliği’ni harekete geçirir. New York’ta diplomatları, İsrail’e “saldırgan” damgası vurmak için kulis yakar. Ama asıl koz, Gazze’deki rehine ve ateşkes masasını askıya almak. “Barış mı istiyorsunuz? Önce ABD’nin köpeği İsrail’i durdurun” derler. Türkiye, bu süreçte Doha’nın yanında dimdik duracak; Dışişleri’nden BM’ye, her platformda Katar’ın sesini yükseltecek. Ankara’nın “Filistin davası” hassasiyeti, Tel Aviv’i köşeye sıkıştırır.

Katar, LNG’nin efendisi.

Avrupa’nın gaz bağımlılığını elinde tutuyor. Fiyatları oynatıp, İsrail’in enerji ortaklarını zora sokar. El Cezire, “Siyonist vahşet” yayınlarıyla Batı’yı sallarken, Türkiye’nin TRT World’ü bu koroya katılır. İki ülke, medya savaşında omuz omuza. ABD’nin “müttefik” yalanları, bu dalgada erir.

Katar ve Türkiye, zaten kardeş. 2017’den beri askeri anlaşmalar, ortak tatbikatlar, üsler...

Şimdi bu bağ daha da sıkılaşacak.

Ankara, Doha’ya savunma desteğiyle kalkan olur; belki yeni bir askeri memorandum imzalanır. İran’la flört de masada, ama Katar ve Türkiye, Al Udeid’deki ABD üssünü “kaldıraç” yapıp NATO’yu işin içine katar. Mesaj net: “İsrail, yanlış ata oynadın; Washington, bu pisliği temizle.” Suudi ve BAE’yi küstürmemek için de ince oynarlar.

Riskler var mı? Elbette. Katar küçük, düşmanları büyük.

Ama 2017 ambargosunda Türkiye’nin kol kanat germesiyle ayakta kaldılar.

Bugün de Ankara, “Katar yalnız değildir” diye haykırıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Doha’ya uzanan el, bize uzanmıştır” tonunda bir açıklama yapması an meselesi. ABD’nin ikiyüzlülüğü ise ortada: Al Udeid’de askerleri, Tel Aviv’de silah sevkiyatı, Ankara’da “stratejik ortak” nutukları. Washington’un sahtekâr maskesi düşüyor.

Katar, intikam değil, strateji peşinde.

Türkiye’nin güçlü desteğiyle, bu saldırı onları dağıtmaz, bilakis çelikleştirir. İsrail, kısa vadeli bir “zafer” havasında, ama Doha ve Ankara’nın gölgesinde boğulacak.

ABD mi?

Kanlı ellerini “demokrasi” sabunuyla yıkamaya devam etsin. Ortadoğu’da hiçbir şey göründüğü gibi değil.

Katar ve Türkiye, bu satrançta vezir ve kale; oyunu bozarlar.

Gözünüzü Doha-Ankara hattından ayırmayın, zira bu hikâye yeni başlıyor.

AZ DA SAĞLIK…

DÖVME DERİ KANSERLERİ VE LENFOMA RİSKİNİ ARTIRIYOR …

-Dövmelerin hem cilt kanserleri hem lenfoma riskini artırdıkları bir kere daha gösterildi. Dövme alanı genişledikçe risk de artıyor…

-Lenfomaların, zerk yerinden lenf bezlerine ulaşan mürekkebin burada bir enflamasyona yol açması ve bunun da zamanla kansere zemin hazırlamasıyla açıklanıyor…

NE DEMİŞ?…

Sadece karşıtları cansıkıcı olmayı sürdürdükleri için, arada bir, bir davaya bağlı kalırız.

-Friedrich Nietzsche