Anadolu  üç kıtanın birleştiği yerdir. Bu topraklarında bizden binlerce yıl insanlar yaşadı, uygarlıklar kuruldu, gelip geçti. Bilim insanları 3-5 bin yıl içersinde  280 uygarlık gelip geçti, kültürlerin birbirine karışarak Anadolu kültürünü oluşturdu ve bu kültürler bizleri mayaladığını biliyoruz. Prof.Dr. Ekrem Akurgal’ın dediği gibi “Dünyada hiçbir kültür tek başına olmamıştır” yine  Sabahattin Eyuboğlu’nun “Dörtyüz atlıyla Orta Asya’dan gelip feteden de biziz, fetedilende, yerli nüfusu eriten de eriyen de biziz. Bu toprakları yoğurmuşuz, bu topraklarda bizi. Onun için bu topraklarda en eskisinden en yenisine ne varsa öz malımız” Büyük önderimiz” Atatürk’ün  “Halkımızın tarihi, Anadolu’nun tarihidir” dediği gibi bizimdir.

KRAL MIDAS

     Bilim dünyasının araştırdığı Türk soyundan oldukları yazılıp çizildiği Frigler bunlardan biridir. 3500 yıl kadar önce Eskişehir Afyonkarahisar, Kütahya’nın birleştiği, bugün “Frigya Vadisi” dediğimiz yerde  Frig uygarlığını kurmuşlar, orada taş, maden,ahşap sanatlarından takıya, kilim ve kumaş dokumacılığından müziğe, edebiyata kadar tüm sanatlarda gelişmiş, sanatla, yaratıcılık ileri uygarlık yaratmışlardır Örneğin “Ezop Masalları”Friglerindir. Pan Flüt Friglerindir. Türk müziğindeki “Hicaz” makamı, Portekizlerin “Fado” denilen müzik Friglerindir.Çizgi film kahramanları “Şirinler”in giydiği başlıklar friglerindir.Friglerin Midas diye kralları vardır. Kral Midas renkli bir kraldır ve hakkında filmler çekilmiş oyunlar sahnelenmiş, romanlar yazılmış ve hala, her tuttuğu altına dönüşen, eşşek kulaklı olduğu gibi efsanelerle anlatılıyor.Onun adında  “Midas” diye otomobil modeli var. En pahalı kravatın markası “Midas”.”Midas” diye, parfümeriye kadar her yerde görürsünüz. Yeni bir maymun türü bulunmuş onun adı verilmiş, yeni bir kelebek türü, balık türü bulunmuş onun adı verilmiş. Eskişehir Sanat Derneği’mizin Amblemi “Friglerin yaptığı , bu gün ülkemizin en büyük yazılı anıtı  denilen “Midas Anıtı”dır.    Kral Midas, Yunus Emre’miz, Nasreddin Hoca’mız kadar bizimdir.

       Eskişehir Sanat Derneği, Eskişehir’i  ülkemizin edebiyat etkinliklerinin yaşandığı, yazar ve şairlerin ulusal edebiyatta yer almaları ve Eskişehirli edebiyat severlerin ülkemizin edebiyatını tanımaları amacıyla düzenlediği  öykü etkinliklerine kazandırdığı Kral Midas öykü yarışmasının 3.sünün ödüllerini Büyükşehir Taşbaşı Kültür Merkezinde düzenlediği törenle verdi.  Mehmet Fırat Pürselim, Polat Özlüoğlu, Münevver İzgi, Zerrin Saral, Dilek Üstündağ’dan oluşan seçici kurulun değerlendirmesini yaptığı yarışmada; Birincilik Ödülünü: Elif Derviş, İkincilik Ödülünü:  Lütfiye Nazlı Akın,Üçüncülük Ödülünü:Hakan Cucunel, Jüri Özel Ödülünü: Buket Uçar, Eskişehir Sanat Derneği Ödülünü: Dilek Özcan, Başarı Ödüllerini: İ.Usame Yördem, Özge Bayer, Meliz Elendil, Gül Parlak, Gürcan Banger ödüllerini aldılar. Kimi İstanbul’dan Ankara’dan kimi İzmir’den Bursa’dan yazar geldiler, onları tanıdık. Onlarda Eskişehirli yazarları tanıdılar, Eskişehiri gezdiler, gördüler…

İbrahim Demirel’in “Atatürk’ten Sonra” Fotoğraf Sergisi

      Ülkemizin önde gelen fotoğraf sanatçılarımızdan İbrahim Demirel, Tepebaşı Belediyesi’nin sergi salonunda “Atatürk’ten Sonra” fotoğraf sergisini açtı.

      “Atatürk’ten Sonra” İbrahim Demirel’in Kuşadası’ndaki “Tren Müzesi”nde bulunan Atatürk’ün yurt gezilerinde kullandığı, ünlü penceresinden bakarken fotoğrafı çekilmiş trenin fotoğraflarından oluşturduğu son sergisidir.

İbrahim Demirel

      İbrahim Demirel, Kuşadası Fotoğraf Derneği’nin konuğu olarak katıldığı bir etkinlikte düzenlenen gezi sırasında bu müzeyi görmüş ve Atatürk’ün treni ile karşılaşmış. Trenin bakımsız, terk edilmiş, küf, pas içersindeki, değer bilinmezliği karşısında hüzünlenmiş ve fotoğraflamış. Karşımıza, ülkemizi düşmandan kurtarmış ömrü savaş cephelerinde geçmiş büyük komutanımız, Cumhuriyetimizi kurmuş, çağdaşlaşmamızı gerçekleştirmiş büyük önderimize ne kadar değer bilirlik gösterdiğimizin fotoğrafı çıkmış. Sergiyi gezerken, sergi açılışındaki konuşmaları dinlerken acaba bu tren bir başka ülkede olmuş olsa idi, o treni camekan içersinde gözleri gibi korunmaz mıydı demekten de kendimizi alamıyoruz.

     İbrahim Demirel büyük sezgisel yetiye sahip, gördüğündeki görüntünün derinliğini ortaya çıkaran, sanatçı duyarlığı yüksek sanatçılarımızdan biridir ve foto-gerçeklik anlayışının en önde gelen usta fotoğraf sanatçımızdır. Her sergisinde gördüğümüz gibi bu sergisinde de bunu gösteriyor. Sergide trenin her parçasındaki çürümeyi büyük boyutlardaki fotoğraflarında gösteriyor. O çürümeler, pas ve küfler Demirel’in fotoğraflarda soyut dokulara dönüşerek de grafiksel,sanatsal eserlere dönüşmüş.

    İbrahim Demirel 1941 Malatya doğumlu, Önce Akçağdağ Öğretmen Okulunu bitirmiş, sanatçı yanı onun Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Foto-Grafik Bölümüne götürmüş. Orayı da bitirdikten sonra Gazi Üniversitesi İletişim ve Sinema Bölümünde öğretim üyesi yapmış. Yurt dışında aldığı pek çok ödülü var. İbrahim Demirel’i biz Eskişehir’de 1995 yılında EFSAD’ın kurulması, sergiler açması, slayt gösterileri, Cumalıkızık Aızona gezileri gibi çekim etkinliklerinden beri tanıyoruz. Demirel ülkemizin en çok sergi açan, en çok albümü yayınlanan ve ülkemizin her şehrinde defalarca etkinliklere katılan fotoğraf sanatçımızdır.