Takvimde, her gün  insanı ilgilendiren bir konuya ayrılmış. O gün gündemde o olsun, sorunları konuşulsun, çözümler aransın ve başarıları kutlansın istenmiş. 15 Nisan günü de “Dünya Sanat Günü” olarak kutlanmaktadır.

   15 Nisan, dünya sanat tarihinin en önemli ressamlarından Leonardo da Vinci’nin doğum günüdir. 2011 yılında Meksika’da toplanan Uluslararası Sanat Dernekleri’nin Genel Kurul Toplantısında Türkiye Temsilciliğini yürüten Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği’nin Başkanı Bedri Baykam’ın girişimi ve UNESCO tarafından da onaylanarak , tüm dünyada kutlanmak üzere “Dünya Sanat Günü” olarak kabul edilmiştir. 2012 yılında kutlanmaya başlamış ve ilk yılında,ülkemizde İstanbul, Ankara, İzmir ve Eskişehir’de kutlanmıştır..Dünyada ve üç büyük kentimizde sivil sanat kurumları olan sanat derneklerinde olduğu gibi Eskişehir’de de kutlamayı Eskişehir Sanat Derneği üstlenmiştir

   Eskişehir Sanat Derneği  2012 yılından beri her yıl Eskişehir’deki sanatçıları düzenlediği karma sergilerde bir araya getirerek kutlamaktadır. Ayrıca, her yıl dünyada olduğu gibi  Eskişehir’de de sanata büyük emekleri olmuş sanatçılara  “Dünya Sanat Günü Onur Ödülü” verilmesini gerçekleştirmektedir. Bu ödül daha önceki yıllarda  Yılmaz Büyükerşen, Fikri Cantürk, Serpil Akyıl, Faruk Atalayer, Oya Kınıklı,Zehra Çobanlı, Kemal Uludağ, Münevver İzgi,İrfan Hasra gibi sanatçılara verilmişti.

      Bu yıl Eskişehir Sanat Derneği’nin  Dünya Sanat Günü  Sergisi Eskişehir, Kütahya, Bilecik’ten 50 sanatçının katılımıyla Eskişehir Büyükşehir Sanat Merkezi’nde  açılacak.  Bu yılın Dünya Sanat Günü Onur Ödülü Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ne Dekanlık da yapmış ülkemizin önde gelen Baskıresim sanatçımız Prof. Atila Atar ile aynı fakültenin  öğretim üyelerinden ünlü seramik sanatçımız Prof. Ayşegül Türedi Özen’e verilecektir. 15 Nisan Dünya Sanat Günü sadece kutlama günü değildir. Aynı zamanda sorunlarının da ortaya konulduğu gündür. 2022 yılında sanatımızın sorunları başında  sanatımızınörgütsüzlüğü gelmektedir. Ülkemizde  Kültür Bakanlığımız Turizm Bakanlığı ile birleştirilmiş tek bakanlık haline getirilmiştir. Böyle olunca Turizm’in yanında ikinci planda kalmaktadır. Avrupa Birliği ülkelerindeki gibi sanat derneklerimiz bir araya gelerek oluşturduğu Özerk Sanat Kurumu yasasının çıkarak sivil sanat örgütlenmesinin gerçekleşmesini beklemektedir. Kağıtın pahalığı sanat yayınlarını etkilemiştir. Diziler sinema sanatından uzaklaşmıştır ve şiddetin gösterildiği işlere dönüşmüştür. Telif yasası  tam uygulanamamaktadır. Sanat kültürü vermeyen hobikursları sanatın yozlaşmasına ortam yaratmaktadırlar.

Sanat muhiti önemli konudur

Tek başına sanatla ilgilenemezsiniz. Sanatı konuşmanız, tartışmanız ve birbirinizden beslenmeniz gerekir. “İnsanın insandan alacağı, vereceği pek çok konu, bilgi, deneyim vardır” ya da “komşu komşunun külüne muhtaçtır”  denildiği gibi sanat çevresinin de birbirinin deneyim ve birikimine ve paylaşmaya, dayanışmaya ihtiyacı vardır. Bu sanatçının ya da sanatçı adayının sanat muhidininiçersinde yer alması, bir parçası olması ile olasıdır.

    Sanat muhiti, sanatı sevenlerin, sanatı yaşam biçimi haline getirmiş, 24 saat sanatı yaşayanların ortak buluşma noktasıdır. Bu nedir ? Sanat kültürüne sahip olmadır. Çağımızda her şeyin her an hızla geliştiği, değiştiği dünyamızda sanatı takip etme, her gün yeni bir şey öğrenmedir. Kültürel zenginleşmedir.

     Peki; böyle bir çevrede olmak zorunda mıyız? Evet zorundayız… Çünkü; diyelim ki şiir yazıyorsak. Kendimize göre şiir sandığımız ya da tanıdığımız kadarla şiir yazıyoruz sanırız kendimizi. Şiir muhitinde şiirin ne olduğunu, günümüz ülkemizin ve dünyanın şiiri nasıldır? Bunu  araştıran bilen, uygulayanlardan edinmemiz gerekir. Bu da şiir muhitinde olasıdır. Resimde aynı. Resim yapmaya kalktığınızda sevdiğiniz daha önce başkasının yaptığı resimi yapma isteği resim yapma değildir. Resim sanatının ne olduğunu resim muhitinde gerçek ressamlardan öğrenilir, yol yordam gösterenler oradadır bize bilgi ve deneyimlerini onlar aktarırlar ve sanatta  bilgi deneyim saklanmaz, her sanatçı bildiğini aktarmakla mutlu olur.

     Bir nüze gezmeyi düşünün! Ünlü ressamların, heykeltraşların eserlerinin önünden bakar geçersiniz. Oysa o müzeyi bir grupla ve de bir de rehberi ile gezerseniz o eserlerin derinliklerine inersiniz. Sanatçısından, sanat anlayışına , ülkenin sanat tarihimizdeki yerinden hangi akıma sanatçının etkilendiğine kadar doyurucu bilgilere ulaşırsınız ve bu sizin gelişmenize kadar etki eder.

     Sanatçı, ne kadar sergi gezdiği, ne kadar müze gördüğü, ne kadar sanatçı tanıdığı,dinlediği,  ne kadar kitap okuduğu, sanat dergisi katip ettriği ile olasıdır. Bilhassa sanatçı söyleşileri, sanatçılarla yapılmış röportajlar sanat severlerin açlığını doyurduğu ortamlardır.

     Sanat muhiti olmayan yerlerde meydanda yalancı pehlivanlar gibi gezenler, her şeyi bilenler vardır.Size anlattığı bir tek doğru olmadığı gibi sizi yanlış yönlendirirler hatta öyle bilgiç konuşurlar ki sizi soğuturlar, sanattan bile koparırlar.

     Sanat muhiti ortak alanlarda buluşma, tanış olma demektir…