Günümüzde bazı kavramlar giderek değerini yitiriyor.

Neredeyse unutmuş gibi görünüyor.

Son zamanlarda yaşanan olaylar bunların en somut örnekleri.

Ülkemizin kuzeyinde, doğusundaki savaşlar barış ortamını yok ediyor.

Utanma duygusu yerini çok daha başka duygulara bırakmış durumda.

Sevgisizlik almış başını gidiyor.

İnsanların birbirine karşı saygısı kalmamış.

Ekonomik sıkıntılar, dostluk, arkadaşlık gibi kavramları bir tarafa bırakmış.

İnsanlar “gel bir yerde oturup bir şeyler içelim” dese yüzlerce lira bırakıyor, birbirlerinden kaçar hale gelmiş dostlar arkadaşlar.

***

Ama umut her zaman vardır ve var olmaya da devam edecektir.

Bu ortamda 4 mumun hikayesini bir hatırlayalım istedim.

***

Ortam çok rüzgârlıydı. Bir odada 4 tane mum usul usul yanıyordu.

4 mum yavaşça yanıyordu, ama ortalık o kadar sessizdi ki, mumların konuşmaları duyabiliyordu.

Birinci mum,

”Ben BARIŞ‘ım! Ama kimse benim yanmama yardımcı olmuyor. Sanırım yakında söneceğim” dedi. Alevi hızla azaldı ve sonunda tamamen söndü.

İkinci mum:

”Ben İNANÇ‘ım! Ne yazık ki artık vazgeçilmez değilim. Onun için, bundan sonra yanıp durmamın bir anlamı kalmadı.” Sözlerini tamamladığında, esen rüzgâr onu da tamamen söndürdü.

Sırası geldiğinde üçüncü mum, hüzünlü bir sesle konuştu: ”Ben SEVGİ‘yim ! Ama artık yanacak gücüm kalmadı. İnsanlar beni unuttu, değerimi hiç anlamıyorlar. En yakınlarını sevmeyi bile unuttular.”

Sevgi de daha fazla beklemeden sönüp gitti.

Ansızın...

Odaya birden küçük bir çocuk girdi ve üç mumun da yanmadığını gördü.

Üzgün ve ağlamaklı bir sesle:

”Neden yanmıyorsunuz? Sizin sonsuza kadar yanmanız gerekmiyor muydu?” dedi.

Ardından da ağlamaya başladı.

O zaman dördüncü mum konuşmaya başladı:

”Korkma, ben hala yanıyorum. Ben yandığım sürece öteki mumları da yeniden yakabiliriz, ben UMUT’um!”

Duyduklarıyla sevinen çocuk, gözleri mutlulukla parlayarak, UMUT mumunu aldı ve öteki mumları birer birer yaktı.

***

Umudunuz hiçbir zaman kaybolmasın.