Eskişehir’de afetlere hazırlık meselesini bu köşede defalarca yazdım. Çünkü mesele hayati. Ve üzülerek söylüyorum, hâlâ yeterince ciddiye alınmadığını düşünüyorum. Olası bir depremde neyle, nasıl karşılaşacağımızı kestiremiyoruz ama şunu çok iyi biliyoruz: Hazırlıklı olmak, can kayıplarını da acıları da azaltır. Bu kadar net.

Bu nedenle, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin 75. Yıl Mahallesi’nde inşasını sürdürdüğü Afet Koordinasyon Merkezi’ni çok önemsiyorum. Sadece ben değil, bu şehirde yaşayan, geleceğini düşünen herkesin bu projeyi dikkatle takip etmesi gerekiyor. Çünkü mesele sadece bir bina değil, hayat kurtaracak bir sistemin kurulması.

Projenin detaylarına baktığınızda bir ihmalin değil, bir vizyonun ürünü olduğunu görüyorsunuz. 5 bin 540 metrekarelik bir alan. Bunun 4 bin 200 metrekaresi depolama alanı. Arama kurtarma araçlarından acil yardım malzemelerine, gıda ve tıbbi malzemelerden soğuk hava depolarına kadar her şey düşünülmüş. Bin 340 metrekarelik idari bina ise afet anında komuta merkezi olacak. Ofisler, haberleşme odası, toplantı alanları, çok amaçlı salon... Kısacası afetin ilk saatlerinde en çok ihtiyaç duyulan şey: organizasyon.

Bir kenti afetlere karşı dirençli hâle getirmek sadece bu tür yapılarla olmaz. Ama bu tür yapılar olmadan da olmaz. O nedenle Büyükşehir Belediyesi’ni bu adımı için kutluyorum. Ayşe Ünlüce ve ekibi, hem inşaatı hızla ilerletiyor hem de bu merkezin 2025 başında faaliyete geçeceğini söylüyor. Yetmez ama önemli bir başlangıçtır.

Fakat sevgili okurlar, işimiz sadece alkışlamakla bitmiyor. Bu şehrin afetlere hazırlık konusunda kaybedecek bir günü bile yok. Deprem, sel, yangın… Hangisinin ne zaman geleceğini bilmiyoruz ama bildiğimiz tek şey: Hazırlıklı olmak zorundayız.

Bu nedenle bu merkezin açılmasıyla birlikte, kentteki tüm kurumların, belediyelerin, sivil toplum örgütlerinin, üniversitelerin ve gönüllü vatandaşların bu hazırlık zincirine dâhil edilmesi gerekiyor. Afet yönetimi, sadece belediyenin değil, bir kentin birlikte başaracağı bir sınavdır.

Önümüzdeki süreçte yeni yapılacak binalar, kentsel dönüşüm planları, toplanma alanlarının belirlenmesi gibi hayati başlıklar da masada olmalı. Afet Koordinasyon Merkezi, tüm bu adımların atılacağı bir eşik olabilir. Yeter ki gerçekten isteyelim, birlikte çalışalım.

Ayşe Ünlüce’nin bir sözüyle bitireyim: “Bu merkezin, afetlere karşı daha dirençli bir Eskişehir için önemli bir dönüm noktası olmasını temenni ediyorum.”

Ben de temenni ediyorum. Ama temennilerle değil, adımlarla yürüyeceğimizi de hatırlatmak istiyorum. Bu nedenle bu konudaki tüm paydaşların hızlı bir şekilde aksiyon alarak, Eskişehir’i afetlere, özellikle depreme dirençli hale getirmesi gerektiğini tekrar hatırlatıyorum.