Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin, kısa sürede tamamlayarak hizmete açtığı Doğal Yaşam Merkezi’nin açılışı vesilesiyle, bu köşeden bir teşekkür borcumuz var. Çünkü şehir dediğimiz şey yalnızca yollar, binalar ve insanlar bütünü değil; sokak hayvanlarının da yaşadığı, nefes aldığı ortak bir yaşam alanı. Ve bu yaşam hakkını unutmayan her adım, takdiri hak eder.

Gelin biraz geriye gidelim. 2024 Temmuz’unda yürürlüğe giren 7527 sayılı yasa ile birlikte sokak hayvanlarının yaşamına dair önemli değişiklikler yapıldı. En dikkat çeken düzenleme, “aldığınız yere geri bırakma” uygulamasının kaldırılmasıydı. Bu değişiklik, beraberinde yeni bir sorunu da getirdi: barınaklarda yer kalmaması. Bu gelişme bir yönüyle, yıllardır halının altına süpürülen bir sorunu görünür hale getirdi. Artık kaçacak yer kalmadı.

Bu noktada, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin attığı adım hem hızlı hem de stratejik oldu. Toplam 67 dönüm arazi üzerine kurulması planlanan Hayvan Bakımevi ve Doğal Yaşam Alanı’nın ilk etabı, 8 dönümlük alanda tamamlandı ve açılışı yapıldı. Evet, daha bakım evi tamamlanmadan doğal yaşam alanı açıldı. Başkan Ayşe Ünlüce’nin de dediği gibi, sıra biraz tersinden işledi ama mesele can meselesiyse, önce yer sonra plan değil, önce çözüm sonra sıralama gelir.

Bu projede dikkat çeken bir başka detay da iş birliği ruhu. Tepebaşı ve Odunpazarı belediyeleriyle imzalanan protokol, meselenin sadece merkezle sınırlı olmadığını, ortak akılla çözüm üretmenin mümkün olduğunu ortaya koyuyor. Üstelik bu sadece şehirle de sınırlı değil. Başkan Ünlüce’nin çağrısı açık: Kırsalı çözmeden bu iş çözülmez. Çünkü sorun kırsaldan başlıyor. Ve kırsala dokunmayan her çözüm, eksik kalmaya mahkûm.

Kırsal ilçelerde doğal yaşam alanları kurulması, nüfusu 25 binin üzerindeki belediyelerin kısırlaştırma işlemlerini üstlenmesi gibi öneriler, devletin kurumlarıyla, yerel yönetimlerin el ele vererek çözüm arayabileceğinin somut göstergesi. Öyle olmalı da. Çünkü bu mesele yalnızca belediyelerin sorumluluğu değil. Kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ve vatandaş… Hepimiz aynı zincirin halkalarıyız.

Bu arada, açılışı yapılan merkez sadece bir sembolden ibaret değil. Somut sonuçlar da almaya başlamış durumda. İlk etapta 50 köpek yeni yaşam alanına yerleştirildi. Bakımevinin kuzeyinde yer alan ve devlet ormanı statüsündeki 60 bin metrekarelik alanın da doğal yaşam alanı olarak tahsis edilmesiyle birlikte yaklaşık 7 bin köpeğin barınabileceği büyük bir yaşam alanı daha oluşmuş olacak. Sözün özü: bir şehir, insanına verdiği değer kadar, sessiz dostlarına sunduğu yaşam hakkıyla da değerlidir.

Bu anlamda, yapılan her şeyin ötesinde Eskişehir’de bir farkındalık gelişiyor. “Şehir sadece insanlar için değildir” fikri, giderek daha çok karşılık buluyor. Belki de mesele tam da burada başlıyor. Birlikte yaşama kültürünü, birlikte yaşatma sorumluluğuna dönüştürebilirsek, gerçek bir şehirden söz edebiliriz.