Açıklamada şu görüşlere yer verildi.

“Günlerdir alevlere teslim olan dünya harikası bölgelerimizi ve yöre halkıyla çok sayıdaki canlının kaybını ekranlara, fedakarca çalışarak aktaran gazetecilere, baskıcı, sansürcü RTÜK müdahalesi Basın Özgürlüğüne büyük bir darbe indirmiştir. Alevlerin arasından yapılan canlı yayınlarda "felaketin her yönüyle yayınlanması değil, yangının söndürüldüğü yerlerin ekranlara taşınmasını" şart koşan RTÜK Üst Kurulu'nun gerçeğin gizlenmesi yönündeki baskıcı tavrını kabul etmek olanaksızdır”

Yapılan açıklamada RTÜK’e şu sorular da soruldu.

“Özel  hattan” Televizyon  yöneticilerine uyarı yaptığınız doğru mudur?

Uyarılarınız da Televizyon yöneticilerini ağır cezalara çarptırılmakla tehdit ettiniz mi?

Televizyon yöneticilerine istenilen tarzda sansürlü yayın yapılmadığı durumunda gazetecilere verilecek ağır cezanın bedeli nedir?

Gazeteciliğin demokratik ülkelerde olmayan bu tür keyfi davranış ve cezalarla tehdit edilmesi, çok açık sansür girişimidir.

Gazeteciler, kameramanlar, halkın gözüdür. Gözün gördüğü, gerçektir. Gerçeğin aktarılması ise Anayasanın teminatı altında yapılan gazetecilik faaliyeti ve basın özgürlüğü olduğunu bir daha hatırlatırız.