Kimlik tespitinde, güvenlik sistemlerinde ve adli bilimlerde kullanılan en güvenilir yöntemlerden biri olan parmak izi, aslında doğumdan önce oluşmaya başlar. Ancak bu eşsiz desenlerin nasıl oluştuğu hâlâ birçok kişi için merak konusudur.

Bilimsel araştırmalara göre parmak izleri, gebeliğin 10 ila 15. haftaları arasında, cenin henüz anne karnındayken gelişmeye başlar. Derinin alt tabakalarında (özellikle epidermis ve dermis arasında) oluşan baskı, cildin yüzeyinde kıvrımlar ve girintiler oluşturur. Bu oluşum sürecinde genetik faktörler, ceninin rahimdeki pozisyonu, amniyon sıvısının basıncı ve parmak uçlarının rahim duvarına teması gibi çevresel unsurlar birlikte rol oynar.

Bu yüzden parmak izleri, aynı genetik yapıya sahip tek yumurta ikizlerinde bile farklıdır. Çünkü parmak izi sadece genlerle değil, rastlantısal gelişen mikro hareketler ve çevresel koşullarla da şekillenir. Bu yönüyle dünyadaki her insanın parmak izi benzersiz kabul edilir.

Parmak izleri yalnızca eşsiz değil, aynı zamanda değişmez. Hayat boyunca büyük bir travma (örneğin yanık veya cerrahi müdahale) olmadıkça parmak izleri değişmez ve kendini sürekli yeniler. Bu özellikleri nedeniyle parmak izleri, 19. yüzyıldan bu yana suçluların tespiti ve kimlik doğrulama süreçlerinde güvenilir bir araç olarak kullanılıyor.

Adli bilimler uzmanı Dr. Zeynep Ertürk, “Parmak izinin oluşum süreci, genetik kodların çevresel faktörlerle nasıl birlikte çalıştığını gösteren olağanüstü bir örnektir,” diyerek bu sürecin bilimsel açıdan hâlâ araştırılmakta olduğunu vurguluyor.

Sonuç olarak, parmak izimiz bir nevi kişisel imzamız gibidir. Her bir desen, yalnızca bize ait olan bir kimlik taşır ve bu kimlik doğmadan önce şekillenmeye başlar.

Muhabir: Şebnem Yıldırım