11 Mayıs’ta alışveriş merkezleri açıldı. Açılır açılmaz da önünde kuyruk oluştu. Öyle ya millet hasret kalmış mağaza mağaza gezmeye. Öyle bir hasret kalmışlar ki hem de AVM’nin içinde mağazaların açılmamasına tepki göstermişler. Eskişehir’deki bir AVM’nin içinden bir video izledim dün. 2 kadın AVM’ler açılır açılmaz koşmuşlar hemen gezmeye. Ama gel gelelim AVM içindeki mağazalar kapalı. Videoda kadın diyor ki, ‘Tamam eyvallah AVM’leri açmışsınız ama hiçbir yer açık değil.’ Diğer kadın da diyor ki ‘Biz niye geldik ki şimdi buraya?’ Hah tam da öyle ablacım. Niye gittin ki oraya. Üstüne giyecek kıyafetin mi kalmadı? Çok mu önemli senin mağaza gezmen de isyan ediyorsun ‘Buralar niye kapalı?’ diye. Mağazalar senin keyfini değil de çalışanlarının sağlığını düşündüğü için açmamış olabilir mi acaba işletmelerini. Yani yükselmeyeyim yükselmeyeyim diyorum da derdini sevdiklerim hiç empati yapmıyor ki. Demiyor ki sağlık çalışanları var evladını, sevdiklerini görmeden çalışıyorlar. Neyse biz yine dikkat edelim. Varsın birkaç kişi kuyruk olsun. Mağaza mağaza diye yansın tutuşsun. Zorunda olmadıkça toplu alanlarda bulunmamaya devam edelim. Hem kendi sağlığımızı hem halk sağlığını hem de sağlık emekçilerinin emeklerini düşünelim. Elbette bu süreci de atlatacağız.

‘EN BÜYÜK AVANTAJIMIZ TEKNOLOJİ’

Marshall Mcluhan’ın ‘Global Köy’ diye bir kavramı vardır. Mcluhan iletişim araçlarının yaygınlaşması ile dünyanın global bir köy halini alacağını ortaya koymuştur. Covid-19 salgını sırasında gerçekten de bu yaklaşımın doğruluğunu bir kez daha kanıtlamış olduk. Toplumun büyük bir kesimi evlerden çalışabileceğini anladı. Virüsün diğer ülkelerde ne durumda olduğunu an be an öğrenebiliyoruz. Onların yaptığı doğru şeyleri anında uygulayabiliyor, yaptıkları yanlışlardan kaçınabiliyoruz. Bu salgına karşı belki de en büyük silahımız teknoloji. Çok değil bundan bir asır önce ortaya çıkan İspanyol Gribinin dünya genelinde 100 milyona yakın insanı öldürdüğü söyleniyor. Geldiğimiz noktada teknolojinin bu denli gelişmesi bizim için büyük avantaj. Yine de dikkat etmemiz gereken belli başlı noktalar var. Covid-19 aşısı bulunana kadar normal olarak bildiğimiz hayata dönüş yapmamız imkansız gibi duruyor. Normalleşme sürecine hızlı bir şekilde geçmek istiyorsak da hayatımızı yeni kurallara göre yaşamalıyız. Özellikle ikinci dalganın gelmesine hiçbir şekilde izin vermememiz gerekiyor. Bugün Twitter’da birisi ‘Hep birlikte dalganın üzerinden atlasak olmaz mı?’ yazmış. Bunun çözümü dalganın üzerinden atlamak değil de ancak sular durulana kadar denize girmemek olabilir.