Kurban, insanın, Allah’a olan evlat borcunu ödemesinin vefa göstergesidir. Kurban, insanın Allah’a şükrünü arzıdır. Kurban, insanoğluna kendi eliyle kesip kurban edeceği evladını Allah’ın bağışlamasının bildirgesidir. Kurban, verilen sözün veya adanan adağın ciddiyetini insanoğluna Allah’ın ikazdır.  Veren Allah, alan Allah ve bağışlayan Allah olduktan sonra O’nun kararlarına kim itiraz edebilir?

            Kurbanın tarihi sürecine baktığımızda; tarihi değerinden daha önemli olarak dinsel boyutu ile karşımıza çıkar. Kurban, İbrahim Peygamberin kendisine Allah’ın bir erkek evladı vermesi hâlinde onu, Allah’a kurban edeceğine dair verdiği sözün karşılığında Allah’ın kendisine İsmail’i oğul olarak verdiğinde Hz. İbrahim’e sözünde durmasını, buyurmasıdır.  Hz. İbrahim, Allah’a verdiği sözü yerine getirmek için oğlu İsmail’i kurban kesmek istediğinde Allah’ın kendisini af ettiğini ve İsmail’in canına karşılık bir koç ile sözün kefaretinin ödeneceğini buyurmuştur. O günden günümüze kadar süregelen kurban olayının temeli bu esasa dayanır.

Allah, Kur’an’ın Hac suresinde kurban üzerinde kurban kesilirken adının tekbir ile anılarak yüceltilmesini buyuruyor. Kurban yalnız Allah için kesilir. Kurbanın, kurban olabilmesi için birinci şart Allah için Allah’ın tekbir ile zikredilerek kesilmesidir. İkinci şart kurban üzerinde hak sahibi olanlara paylarının ikram edilmesidir. Kurban, bu şartlar dâhilinde kesildiğinde ibadet hükmü kazanır.  Kurban için kesilen hayvanların ne etleri ne de kanları Allah’a ulaşmaz. Kurban, Allah’ın kuluna bir ikramının olduğunun bilinmesidir. Bir de, Allah’a kişinin şükretmesidir. Kurban, bir ibadet türüdür.

Kurban, iktisadi bir vakıadır. Sosyolojik bir olgudur. Toplumsal barış, huzur, paylaşmaya, dayanışma ve kaynaşmaya sebeptir. Kurban, bir mal üzerinde kişinin kendi hakkının yanında Allah’ın hakkının, fakirin hakkının, komşu hakkının, akraba hakkının, misafir ve toplum hakkının olduğunun İslam inancı gereği temsili beyanıdır. Kişi malında nispetince başta kişinin kendisinin, ailesinin, çocuklarının, torunlarının, anne, baba, nine ve dedelerinin hakları vardır. İslam fıkhında bu silsileye usul ve füru denir.

Usul ve füru hukuki terimlerdir. Hukuk haklar manzumesidir. Öz olarak hukuk, hak sahibine hakkının teslimidir. Amentü inancında yoksulun, fakirin, öksüzün, garibin, talebenin, engellinin, mağdurun, misafirin, yolcunun, hastanın ve toplumun hakkı, Allah hakkıdır. Kim bunlara haklarını teslim etmemiş ise Allah hakkına tecavüz etmiş olur. Yukarıda belirttiğim kesimlere kurban sahipleri karınca kaderince ikram etmek zorundadır. Bir kısmına hakkını vermekle de kurban payı kendi oranınca taksimat yapılmış olur.  Yoksul, fakir, muhtaç öksüz, muhtaç talebe, garip, engelli, mağdur, misafir, muhtaç yolcu, hasta ve toplumsal hizmetler kurbanlarda hak sahibi oldukları gibi diğer mali konularda da kendi paylarınca hak sahibidirler. Çünkü bu kesimler, Allah’ın o toplumdaki durumları elverişli olan insanlarına emanetidir. İslam dininde emaneti sahiplenmek en önemli görevlerden biridir.

Emaneti sahiplenmek bir tür ibadettir. Bu nedenle de, emanete sahip çıkmaya karşılık olarak verilen sevap büyüktür. Demiştim, bu kesimlerin hakları, Allah hakkıdır diye; işte bu nedenle onlara haklarının verilmesine karşılık mükâfat olarak Allah, verene sevap veriyor. Mallarını artırıyor. Kişinin aklına gelmedik daha pek çok karşılık veriyor. Allah, veren eli boş bırakmaz.

Allah, veren kullarına daha fazlasını verir. Diğer bir yönüyle mali ibadetler nedeniyle Allah, ibadet sahiplerinin başlarına gelebilecek pek çok belâ ve musibeti def ediyor. Allah, kendisi adına verilmiş olandan dolayı verene hiç borçlu kalır mı? Allah için veren verdiğinin karşılığını alamayacağından endişe duymasın! Yeter ki kişi, hayırlı işinin içerisine hile-i şerriye karıştırmasın! Allah, verilene karşılık ziyadesiyle mutlak verir. Kurban bayramında, şartları müsait olanlar için kurban kesmenin ibadet olarak hükmü vaciptir. Müslümanın yapmakla emir olunduğu hükümlerden farzdan sonraki yaptırımı en ağır olan hükümdür. Ona göre mükâfatı da o ölçüde büyüktür.

Kurbanınız makbul,  ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!