Hepimizin kendine ait küçük bir “konfor alanı” var. Bu alan; alıştığımız rutinler, bildiğimiz insanlar ve bizi zorlamayan işler demek. Bu rahatlık fark etmesek de aslında bizi kafese kapayan bir alan.
Burada yanılma, başarısız olma ya da mahcup olma ihtimalimiz en düşük seviyededir. Fakat hayatın sunduğu en güzel değişimler genellikle bu bölgenin hemen dışında başlar. Yeni bir işe başlamak, yeni bir şehre taşınmak, yeni insanlarla tanışmak… Hepsi en başında korkutucu gelse bile aslında insana büyüdüğünü hissettiren olaylardır.
Konfor alanından çıkmak, kocaman adımlar atmak zorunda olduğumuz anlamına gelmez. Bazen sadece her gün yaptığımız bir şeyi biraz farklı yapmak bile değişimin kapısını açar. Burada asıl olay atılan bir adımın küçük veya büyük olması değil, adım atabildiğimizi görmektir.
Kısacası, konfor alanı sandığımız kadar konforlu değildir. Bazen bizi sessizce yerimizde saydırır. O yüzden arada bir kendimize “Bugün neyi farklı yapabilirim?” diye sormak iyi gelir. Cevap her zaman büyük bir değişim olmak zorunda değil. Sadece içimizdeki değişimi başlatacak ufak bir hareket yeter.

