Kaat-ı sanatı bir Osmanlı sanatıdır. Katı, sözlük anlamında kesmektir. Kağıt veya deri üzerine kesme ve oyma sanatıda denilir. Daha çok kağıt üzerine ince iş olarak uygulanmasından kağıt oyma sanatı olarak da bilinir. Güzel yazı ve motifleri “Revregen” denilen ucu çok keskin eğri bir bıçakla oyarak renkli zemin oluşturacak başka bir kağıt üzerine yapıştırılması ile yaratılan sanat eseridir. 14.yüzyıldan beri örnekleri bilinse de 15. yüzyılda bunu tanıtan ustası Heratlı Abdullah Kaatolduğu  veen eski eserin Topkapı Sarayı Koleksiyonunda Şair Câmi tarafından Akkoyunlulardan Sultan Yakup’a yazılan methiyeyi Heratlı Abdullah’ın yaptığı ve altında da imzası olduğu biliniyor. Osmanlı döneminde daha çok kitap kapaklarında deri olarak uygulanmış.Kanuni Süleyman döneminde çok önemli sanat olarak geçiyor. Bu sanatta yazılar kadar süslemeler, çiçekler, vazoda çiçekler, ağaçlar,  doğa görüntüleri ve kuş gibi hayvanlarda  yaygın olarak kullanılmış. Zamanla da üsluplaşmış soyutlamalarda yapılmıştır.

     Bu sanat günümüz de Çin’den Romanyalı sanatçılara kadar yaygın olarak kullanılan sanat olmuş, hatta 2-3 metre boyutlarında dekor amaçlı da kullanım alanı bulmuştur.

    Bu günler Eskişehir Sanat Derneği’nin e-galerisinde üyelerinden Nagihan Yılmaz Sezgin kişisel Kaat-ı Sergisini açtı. Sezgin’in 30 eserlik sergisi III. Murat Albümündeki bahçe gibi Kırmızı karanfilden, nar çiçeğine, kına çiçeğine kadar çiçekler ve hayat ağaçındankiraz ağaçına kadar ağaçlarla bir cennet bahçesi gibi çiçeklerin biçim ve renklerini toplayıp sergiliyor.

    Herkes yağlıboya, suluboya resimler yaparken Nagihan Yılmaz Sezgin bu ince ve zor sanatı seçmiş. Türk –İslam Sanatları uzmanı, ünlü sanatçı Süheyl Ünver’in kızı GülbünMesara’nın kitabıyla  tanışarak başlamış.Araştırmlarıyla kendisini geliştirmiş.

Nagihan Yılmaz Sezgin 1964 Bursa Gemlik doğumlu Ankara Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Resim Öğretmenliği Bölümü mezunu, 35 yıl resim öğretmenliğinden sonra emekli olmuş, sergiler açıyor, karma sergilere katılıyor. Eskişehir Sanat Derneği üyesi.

Eskişehir’in Modern  İl Halk Kütüphanesi var

eskişehir-halk-kutuphanesi-004-44

Eskişehir’de kütüphane ile ilk tanışmam Odunpazarı’ndaki çocuk kütüphanesiydi. Öğretmenlerimiz hep kütüphanede kitap okumamızı ve eve kitap almamızı önerirlerdi ve sınıfta da hangi kitabı okuduğumuz anlatılırdı. Sonra ki yaşlarımda hep kütüphane yaşamımda önemli yer aldı. Eskişehir ile, Yunus Emre ile ilk araştırmalarımı hep Eskişehir İl Halk Kütüphanesinde yaptım. Kütüphanede masalar dolu olur ve cıt çıkmazdı. Bir kütüphane kültürü vardı. Adalet İlkokulunun yanındaki iki küçük odalı kütüphane 1964 yılında 2 katlı yeni büyük kütüphaneye taşındığında çok sevinmiştik. Zamanla işlevini tamamlamış evinde ders yapma ortamı bulamayan öğrencilerin yeri olmuştu. Başka şehirlerde gördüğümüz kütüphaneler gibi değildi. Örneğin önemli dergiler ve yeni yayınları göremiyorduk. En önemlisi de çatlakları kapatılmış, deprem sorunlu idi. 2016 yılında yeniden yapılmak üzere o eski 2 katlı kütüphane binası yıkıldı ve yerine 5 katı kütüphane 6. Katı da Devlet Güzel Sanatlar Galerisi ve 120 kişilik konferans salonu  olan yeni, modern ve çağa uygun donanımlı bir İl Halk Kütüphanesi yapıldı ve 2021 Eylül’ünde hizmete açıldı. İçersinde okul öncesi çocuklarından araştırmacılara kadar bölümler var. Hatta, görme engellilerinden cep sinemasına, bilgisayar bölümünden süreli yayınlara kadar, kafeterya ya kadar her şeyin düşünüldüğü bir kütüphane yaratılmış. Gerçekten de arı kovanı gibi her dakika girip çıkanı, kitap okuyanını, araştırma yapanını görüyoruz. Bu kütüphaneye Eskişehir’in sivil sanat kurumu olan Eskişehir Sanat Derneği,  20 yıldır şehir adına düzenlediği doğru yapılanları, başarıları öne çıkarmak amacıyla düzenlediği ve verdiğive  Eskişehir Sanat Ödülleri arasında 2022 Özel Ödülünü Eskişehir İl Halk Kütüphanesine verdi. Gerçekten Eskişehir’e yakışır ve büyük ilgi gören, 135 bin civarında materyası bulunan çağdaş, modern bir İl Halk Kütüphanemiz oldu.