Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ve TEMA Vakfı iş birliğiyle yürütülen “İklim Değişikliğine Karşı Güçlü Eskişehir Projesi” kapsamında yurttaşların yoğun katılımıyla
düzenlenen Halk Toplantısında, iklim krizinin etkilerine dikkat çekilerek kentte sürdürülebilir çözümler için ortak adımların önemi vurgulandı.
Avrupa Birliği’nin finanse ettiği ve Türkiye Belediyeler Birliği ile Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı’nın lider kurum olduğu, UNDP tarafından yürütülen Sivil Katılım
Projesi kapsamında uygulanan İklim Değişikliğine Karşı Güçlü Eskişehir Projesi çerçevesinde Halk Toplantısı gerçekleştirilirken İklim Eylem Merkezi de hayata geçirildi.
Eskişehir’deki Ergin Orbey Sahnesi’nde gerçekleştirilen Halk Toplantısına Seyitgazi Belediye Başkanı Uğur Tepe, Eskişehir Büyükşehir Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık
Dairesi Başkanı Dr. Aytaç Ünverdi, TEMA Vakfı Çevre Politikaları ve Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Eylem Tuncaelli, UNDP Sivil Katılım Projesi Hibe Yöneticisi Dilek Erarslan
Meral ve Eskişehir Kent Konseyi Başkanı Ahmet Kapanoğlu’nun yanı sıra belediye bürokratları, yerel yönetimler, çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile vatandaşlar katıldı.
İklim değişikliğine uyumun ancak ortak hareketle mümkün olduğunu vurgulayan Eylem Tuncaelli, “İklim Değişikliğine Karşı Güçlü Eskişehir Projesi ve İklim Eylem Merkezi ile
hedefimiz, Eskişehir’de iklim farkındalığını artırmak ve krize karşı güçlü bir yerel dayanışma modeli oluşturmak. Bu merkez, Eskişehirlilerin kendi şehirlerine dair söz söyleyebileceği, birlikte çözüm üretebileceği ve dayanışmayı büyütebileceği bir alan olacak.
İklim krizi hepimizin ortak meselesi. Yarattığı sorunlara karşı çözümü de ancak
hep birlikte üretebiliriz. Bu projenin iki önemli ayağı bulunuyor; teknik çalışmalar ve
halkın katılımı. 2030 yılına kadar Eskişehir’in aşırı sıcaklıklar, sel ve taşkınlar, orman
yangınları ve kuraklık gibi iklim değişikliği kaynaklı risklerden nasıl etkileneceğini
belirliyoruz. Bu çalışmayı bitirmek üzereyiz. Böylece karşılaşacağımız riskleri
netleştirip, kentin en kırılgan gruplarının nasıl etkileneceğini görecek ve kenti daha
dirençli hale getirecek adımları planlayacağız. Bu projenin süresi sona erse bile
Eskişehir halkının iklim krizine karşı bu çalışmayı sahiplenerek sürdürmeye devam
edeceğine, İklim Eylem Merkezi’ni aktif olarak kullanacağına ve hep birlikte çözümler
üreteceğine yürekten inanıyoruz.” dedi.
Konuşmasında iklim değişikliğine vurgu yapan Aytaç Ünverdi de “Artık bu sorun uzak
ülkelerin değil, bizim şehrimizin, bizim mahallelerimizin gerçeği. Yazlar uzuyor,
sıcaklıklar artıyor, yağışlar azalıyor, ani fırtınalar ve seller günlük yaşamımızın bir
parçası haline geliyor. Bu değişim yalnızca doğayı değil, tarımı, suyu, ekonomiyi,
sağlığımızı ve sosyal hayatımızı da etkiliyor. İşte bu nedenle Eskişehir Büyükşehir
Belediyesi olarak iklim değişikliğini en öncelikli gündemimiz haline getirdik. Bizim için
mesele sadece çevre değil, kent güvenliği ve halk sağlığı meselesidir. Bu bilinçle
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanımız Ayşe Ünlüce önderliğinde hem iklim
değişikliğinin etkilerini azaltmak hem de şehrimizi bu yeni koşullara uyumlu hale
getirmek için çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.
Bu yıl Eskişehir’in Seyitgazi ilçesinde gerçekleşen yangını hatırlatan ve büyük üzüntü
duyduklarını ifade eden Seyitgazi Belediye Başkanı Uğur Tepe ise “İklim değişikliği artık
gözle görülür bir noktaya ulaşmış durumda. Seyitgazi ilçemizde 2019, 2023 ve son
olarak 2025 yılında büyük yangın felaketleri yaşadık. Ne yazık ki bu yangınlarda 10
şehidimiz oldu. Şehitlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır diliyorum. Bu
felaketler, iklim değişikliğinin etkilerini somut olarak gösteriyor. Seyitgazi, Eskişehir’in
orman varlığının önemli bir kısmına sahip bir tarım ilçesidir. Ancak su kaynaklarımız
hızla tükeniyor. 670 bin dekar ekilebilir alanımızın yalnızca 180 bin dekarını
sulayabiliyoruz. Kunduzlar Barajı şu anda yalnızca yüzde 7, Çatören Barajı ise yüzde
17 doluluk oranında. Yeraltı su seviyemiz her geçen yıl düşüyor; 5-6 yıl önce 120
metreden çıkan su bugün 200 metreden çıkıyor. Bu gidişle birkaç yıl içinde içme suyu
sıkıntısı yaşamamız kaçınılmaz. Bu nedenle hem kurumlarımız hem de bireyler olarak
suyu tasarruflu kullanmalı, ormanlarımıza ve yeşil alanlarımıza sahip çıkmalıyız. İklim
değişikliğine karşı yerel yönetimlerin iş birliği ve halkın bilinçlenmesi büyük önem
taşıyor.” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından EBB İklim Değişikliği ve Enerji Yönetimi Şube Müdürü Sibel
Benek, ESTÜ öğretim üyesi Dr. Hakan Uyguçgil ile TEMA Vakfı Çevre Politikaları ve
Uluslararası İlişkiler Bölümü Proje Koordinatörü Yasemin Korkmaz iklim değişikliğiyle ilgili
sunumlarını gerçekleştirdi.





