Eskişehir Sanat Derneği’nin,  Eskişehir’in sivil sanat kurumu olmanın bilinciyle uyguladığı “Eskişehir’de Sanatı Yaygınlaştırma ve Geliştirme Projesi” var. Bu projede yer alan fotoğraf alanındaki etkinliği, herkese açık “Fotoğrafını al da gel!” sergisidir. Bu sergiyi 2007 yılında başlattı, yaklaşık 15 yıldır da uyguluyor.

     Bu serginin amacı; Eskişehir’de herkesin fotoğraf çekmesine, fotoğrafla ilgilenmesine ve bunları bir sergide buluşturmayı hedefliyor. Bunların arasından fotoğraf tutkunları ve yeteneklilerini çıkarmek onları fotoğraf sanatıyla tanışmalarına ve  fotoğraf sanatında  yer almalarına  taşımayı gerçekleştiriyor.

     Eskişehir’de 2000’li yıllarda çıkmış, bugün fotoğraf sanatıyla ilgilenen ya da fotoğraf çekenlerin çoğunluğu Eskişehir Sanat Derneği’nin bu projesinin yarattığı ortamlarda fotoğraf sanatıyla tanışmıştır.

es

     Bu projeyi Eskişehir’de uygulamak o kadar kolay değildir. Çünkü; derneğin düzenlediği sergilerde ve yarışmalarda başlangıçta masraflı makine aldırma, lüks, pahalı fotoğraf kağıtlarına ya da kanvas baskı gibi pahalı baskılar yerine çok ucuz bazılarının fotokopi dediği dijital baskı istiyor. Para kazanma hedefindeki çevrelerce proje kötülenerek hedef haline getiriliyor. Oysa yetişme dönemindeki sanatçıların fazla masrafları olmaması için ülkemizde de başka ülkelerde de ucuz malzemeler kullandırılır. Nedenlerinden biri de dövüzle yurt dışından getirilen fotoğraf kağıdının israfı da düşünülür. Eskişehir Sanat Derneği bu projede kişilerin daha çok fotoğrafını bastırıp etkinliklerde yer almasıdır.

    İkinci konu da ülkemizdeki derneklerin hepsinde görülen kurslardır. Sadece fotoğraf alanında değil edebiyat alanında da  dörtyüz lira ile altıyüz lira arasında kurs ücretleri vardır. Bu paraları verenler arasından pek önemli birileri de çıkmamaktadır. Eskişehir Sanat Derneği bu kursları da yapmamaktadır. Bunun yerine “Nasıl doğru, iyi fotoğraf çekilir?”  uygulamalı seminerleri vardır ve ücret de alınmaz. Dünyanın en büyük fotoğraf sanatçıları hiçbir fotoğraf kursundan ya da üniversite eğitiminden  yetişmemiştir. Örneğin Ara Güler hangi kurstan, hangi üniversiteden mezundur.

    Bir başka konu da; Eskişehir Sanat Derneği’nin çok sık sergiler, yarışmalar düzenlemesi eleştirilmektedir. Esasında her ay bir etkinliği vardır.  Bunda da fotoğrafla ilgilenenlerin gelişmesi için daha çok fotoğraf çekmeleri, çektiklerinden seçip getirmesiyle yetişmelerininyanında aralarında ortak konuda tanış ve sosyal kültürel çevresi yaratılması gibi hedefleri de vardır.

    Herkese açık fotoğraf sergilerinin en önemli yanlarından biri de sergilerde fotoğraf çekenler, toplu  değişik anlayış ve konulardaki fotoğrafların arasında kendi fotoğraflarını görme, değerlendirme  ortamı bulmalarıdır. En iyi fotoğraf eğitimi de budur. İşte Herkese açık fotoğraf sergisinin anatomisi de budur.

     Eskişehir Sanat Derneği’nin 18 Kasım 2022 günü, derneğin Fotoğraf Birimi Başkanı Sadullah Aksu’nun küratörlüğünde Büyükşehir Sanat Merkezinde açtığı “Herkese Açık Fotoğraf Sergisi”nde 57 fotoğraf çeken ve fotoğraf sanatçısı yer aldı.Aralarında birbirini ilk kez görenler tanıştılar, fotoğraf konuştular. Çok kalabalık  bir açılışla bir araya geldiler. Çok güzel bir sergi oldu…



Emekliler ve günleri

Eskişehir Sanat Derneği’nin sergilerinde sık sık karşılaştığım, bir çok kişiyle tanıştığım kişiler oluyor. Bunların çoğu “Ben de resim yapıyorum” diye söze başlarlar. “Emekli olunca ufak ufak resime başladım” diye sürdürürler. Kimisi kurslara gittiğini, kimisi de  evde kendi kendine yaptığını anlatır. Çoğunluğu evine bir manzara, natürmort yapıp duvarlarını süslemeyi düşünür. Kimisi de biraz sergileri gezerek, sanatçılarla tanışarak, konuşarak kendisini geliştirir ve “Artık fotoğraf var, resim sanatı değişti. Ressam başka resimler yapmalı” diye konuşur yani resim, sanat kültürü edinmiştir Klasik dönemi, modern dönemi bilir ve sergileri, müzeleri, sanat etkinliklerini gezer.

     Ne kadar güzel değil mi? Evden çıkmadan bütün gün televizyon karşısında doktor ve yemek yarışmalar ya da  çok paralar kazanan medyatik artislerin kaçamaklarını, dedikodularını dinleyen hareketsizlikten her gün yeni bir rahatsızlıklar yaşayanlara karşı gerek yaparak, gerekse izleyici olarak sanatla ilgilenmek kötü mü?

     Emeklilik, insanın ülkesine, insanına hizmet ederek yıllarını vermiş karşılığında artık sen gönlünce yaşa, daha önce yapmak isteyip de ertelediğini yap denilen dönemdir. Bizim gördüğümüz ya ev kedisi gibi evden çıkmayanlar ya da sabahdan  akşama, kahvehanelerin kapanma saatine kadar kahvehanelerde pişpirik, okey oynayıp, yeni arkadaş çevresinde oturup sohbet edenler. Daha doğrusu zaman öldürenler. Onlarda evlerde ömrünün sonuna gün sayanlar gibidir.

    Gelişmiş ülkelerde okuma, sanatla ilgilenme ve gezme kültürleri daha çocuk yaşlarında verildiği için onları hep kitap-yazar etkinliklerinde, sergilerde, konserlerde, tiyatrolarda şehirleri, ülkeleri gezerken görüyoruz. Bir çoğunun da resim, fotoğraf, yazarlık çalışmaları için sanat derneklerine koşuşturduklarını görüyoruz. . Londra’da yılda düzenlenen resim kursu sayısı ikibinmiş.Bunların binde biri kırkından sonra sanatçı olma, ertelediği yeteneğini öne çıkarma hedefinde hepsi iyi bir sanat kültürü edinme ve onunla etkinleri izleme, gezme görme düşüncesinde.

Eskişehir’de  Çağdaş Cam Sanatından Karikatüre, Odunpazarı Modern’e  kadar sanat müzeleri,   Arkeolojiden Kurtuluş Müzesine kadar tarih ve Hamam Müzesinden Lületaşı Müzesine, Fotoğraf Müzesine kadar  müzeler var. Her gün en azından bir sergi açılıyor. Her akşam bir sahnede tiyatro perdesini bir oyun ile açıyor. Dünyaca tanınmış sanatçılarımızın konserleri var. Daha dolugezmek, güzel günler yaşamak varken ilgisiz, köşesinde kapanıp yaşamak niye demeli insan…