Acıbadem Kartal Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. Tural Khalilov, Halluks Valgus’un kadınlarda erkeklere nazaran 15 kat daha fazla görüldüğünü belirterek, “Ülkemizde kadın nüfusunun yaklaşık yüzde 30’unda, yani her 3 kadından 1’inde Halluks Valgus teşhis edilmektedir. Bu deformitenin kadınlarda daha fazla görülmesinde ayağın anatomisine uygun olmayan ayakkabı kullanımının, bağ dokusunda esnekliğin ve hormonal faktörlerin etkili olduğu düşünülmektedir” diyor.
Stres kırığına yol açabilir!
Halluks Valgus’un ilerleyici bir özelliğe sahip olması nedeniyle deformite ilerledikçe ağrının şiddeti de artıyor ve ayağın yük dengesi bozuluyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. Tural Khalilov, bu durumun komşu parmaklarda da deformiteye ve aşırı yüklenmeye bağlı stres kırıklarına neden olabileceğine işaret ederek, “Stres kırıkları göz ardı edildiğinde ağrı şiddetlenerek çok acı veren bir hale dönüşebilmektedir. Ayrıca, deformite şiddetlendikçe ayakta artroza, yani kireçlenmeye yol açabilir. Bu durum Halluks Valgus tedavisini zorlaştırarak daha büyük cerrahi müdahalelere gerek duyulmasına sebep olabilir. Bu nedenle, erken teşhis etmek, çok daha önemlisi önlem almak bu deformasyonda büyük önem taşımaktadır. Hastalarımıza önlem olarak, pençesi dar olmayan ve ayak iç kavisini destekleyen, topuğu yüksek olmayan rahat ayakkabı kullanmalarını önermekteyiz” bilgisini veriyor.
Genetik faktörlerden dar ayakkabılara…
Kesin bir nedeni olmamakla beraber Halluks Valgus’un gelişiminde genetik ve çevresel faktörler etkili oluyor. Her iki başparmağın da etkilenebildiği bu deformitede genetik yatkınlıkta risk yüzde 70 gibi oldukça yüksek bir oranda seyrediyor. Ayak başparmak deformitesinde önemli sebeplerden olan genetik yatkınlık içsel faktör olarak nitelendiriliyor. Bağ dokusu esnekliği, düztabanlık, serebral palsi ve romatolojik eklem rahatsızlıkları diğer içsel faktörleri oluşturuyor. Yüksek topuklu ve dar ayakkabı kullanımı ise dışsal faktör olarak nitelendiriliyor.
Deformite arttıkça ağrı daha çok şiddetleniyor!
Halluks Valgus’un belirtileri başparmaktaki deformite arttıkça daha çok büyüyor. Hastalar en çok ayak başparmağındaki kemik çıkıntısının ayakkabıya sürtünmesi nedeniyle oluşan ağrıdan yakınıyorlar. Başlangıçta sadece ayak başparmağı kenarında oluşan ağrı tablo ilerledikçe daha çok şiddetleniyor ve ayak tarak kemiğinin altında bile hissediliyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. Tural Khalilov, Halluks Valgus’un belirtilerini şöyle özetliyor:
- Başparmakta dışa doğru yamukluk ve başparmak çıkıntısında ağrı
- Ayak tarak kemiğinin altında ağrı
- Ayakkabı giymede güçlük
- Ayakta deformasyona bağlı nasır oluşması
- Diğer komşu parmakların üst-üste binmesi
Tedavi hastalığın şiddetine göre planlanıyor
Ayak başparmağındaki kemik çıkıntısında tedavinin şekli hastalığın şiddetine göre planlanıyor. Deformiteyi düzeltmeden semptomları kontrol etmek amacıyla başvurulan konservatif (ameliyat dışı) yöntemlerde; ayakkabı modifikasyonu, pedler, parmak arası silikon makaralar ve Halluks Valgus atellerinden faydalanılıyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. Tural Khalilov, ancak ameliyat dışındaki hiçbir yöntemin ayak başparmağındaki şekil bozukluğunu düzeltmediğini hatırlatarak, “Halluks Valgus’ta kesin sonuç ancak cerrahi müdahale ile mümkün olabilmektedir” diyor.
Ameliyatla deformite düzeltiliyor
İlk basamak tedaviler fayda sağlayamadığında, hastada ağrı ve ayakkabı giymekte zorluk gibi şikayetlerin devamında, ameliyat seçeneği gündeme geliyor. Ayakta başparmak çıkıntısı ameliyatında deformitenin düzeltilmesi ve böylece ağrı ve ayakkabı giymekte zorluk gibi semptomların kontrol altına alınması hedefleniyor. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Dr. Tural Khalilov, günümüzde bu işlemlerin minimal invaziv cerrahi, bir başka deyişle küçük kesilerle yapıldığını belirterek, “Ameliyatta başparmak ve tarak kemiğini aynı eksene getirip vidayla tespit ediyor ve böylece aralıklı duran tarak kemiklerini yaklaştırıyoruz. İşlemleri küçük kesiler ile gerçekleştirdiğimiz için dokular fazla hasar görmemekte ve bu sayede iyileşme süresinin kısalmasına olanak sunmaktadır“ diyor. Hastaların genellikle bir gün sonra hastaneden taburcu olduklarını söyleyen Dr. Tural Khalilov, ameliyat sonrasındaki iyileşme sürecini ise şöyle özetliyor: “Hastaların 3-4 hafta ayağın üzerine yük vermemelerini ve özel ayakkabıyla yürümelerini önermekteyiz. İyileşme dönemi deformitenin şiddetine bağlı olarak 4-6 hafta arasında değişebilmekte ve bu sürecin sonunda hastalarımız iş ile sosyal yaşamlarına geri dönebilmektedirler.”