Tepebaşı Belediyesi’nin bu yıl 13.’sünü düzenlediği Uluslararası Eskişehir Şiir Buluşması öncesinde yapılan basın toplantısına katıldım. Her yıl olduğu gibi yine güzel bir heyecan vardı. Fakat benim için toplantının en özel yanı, mekânın kendisiydi: Gökkuşağı Kafe.

Ne zaman Gökkuşağı Kafe’de bir etkinliğe katılsam aynı düşünce geçiyor içimden; “Buraya daha sık gelmeliyim.” Çünkü orası yalnızca bir kafe değil, insanın içini ısıtan, emeğin, sevginin, samimiyetin bir araya geldiği çok özel bir yer. Ama sonra hayatın koşturmacası içinde unutuyoruz, ihmal ediyoruz. İşte bu yüzden bu yazıyı bir hatırlatma niyetiyle kaleme almak istedim: Gökkuşağı Kafe’yi daha çok hatırlamalıyız.

Tepebaşı Belediyesi’nin 2011 yılında hayata geçirdiği Gökkuşağı Kafe projesi, Türkiye’de örnek gösterilen bir sosyal belediyecilik uygulaması. Burada zihinsel yetersizliği bulunan bireyler görev yapıyor, servis yapıyor, insanlarla iletişim kuruyor. Kısacası hayatın tam içinde yer alıyorlar. 12 özel bireyin çalıştığı kafede onların gelişimi sadece gözle değil, bilimsel yöntemlerle de takip ediliyor. Böylece hem bireylerin özgüveni artıyor hem de ailelerinin yaşadığı zorluklar bir nebze olsun hafifliyor.

Bununla da bitmiyor. Gökkuşağı Kafe sadece bir işletme değil, aynı zamanda bir üretim alanı. Özel bireyler burada takı, sabun, punch ve filografi gibi el sanatlarıyla uğraşıyor, hem el becerilerini geliştiriyor hem de sosyal bağlarını güçlendiriyor. Bu yönüyle kafe, bir dayanışma ve gelişim merkezi gibi işliyor. Her ziyaret ettiğimde yüzlerdeki o içten gülümseme, bana iyi ki böyle yerler var dedirtiyor.

Ve işte tam da bu güzel mekânda, şiirin büyülü dünyasına kapı aralayan bir buluşmanın basın toplantısı yapıldı. 6-8 Kasım tarihleri arasında düzenlenecek olan 13. Uluslararası Eskişehir Şiir Buluşması, bu yıl da dopdolu bir programla geliyor. Fransa’dan Türkiye’nin dört bir yanına kadar 16 şair Eskişehir’de buluşacak. Şiir, direniş, lezzet, futbol, roman gibi farklı temalar etrafında gerçekleştirilecek oturumlar, hem edebiyatseverlere hem de gençlere yeni ufuklar açacak.

Etkinliğin en güzel taraflarından biri de çocuklar için düzenlenen özel bölümler. Çünkü şiirin sadece yetişkinlere değil, çocukların da kalbine dokunması gerektiğine inanılıyor. Onların gözlerindeki o pırıltı, geleceğe dair umut veriyor.

Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ın da dediği gibi, bu buluşmalar sadece şiirin evrensel dilini Eskişehir’den dünyaya taşımakla kalmıyor, aynı zamanda Yunus Emre’nin “Sevelim, sevilelim” çağrısını da yeniden hatırlatıyor. Her yıl farklı dillerde, farklı kültürlerde yankılanan bu çağrı, aslında hepimizin özlediği insani sıcaklığın bir yansıması.

Basın toplantısından çıktığımda hem etkinlik hem de mekân üzerine uzun uzun düşündüm. Şiir, insanı güzelleştiriyor; ama bu güzelliğin yaşanabileceği mekânlar da en az şiir kadar değerli. Gökkuşağı Kafe, işte tam da bu yüzden özel. Orada bir kahve içmek, bir basın toplantısına katılmak ya da sadece birkaç dakika oturmak bile insana iyi geliyor.

Bundan sonra kendi adıma söz veriyorum; Gökkuşağı Kafe’ye daha sık uğrayacağım. Çünkü bazı yerler sadece çay içmek için değil, iyi hissetmek için vardır.