Her 29 Ekim sabahı, Türkiye’nin dört bir yanında aynı coşku dalga dalga yayılır. Bayraklar balkonları, sokakları, kalpleri süsler. Kırmızıyla beyazın yan yana durduğu her yerde bir milletin gururu parlar. Çünkü bugün, sadece bir tarih değil; bir yeniden doğuşun, bir dirilişin, bir mucizenin yıldönümüdür.

Türkiye’nin her köşesinde yaşanan bu coşku, geçmişe saygının günümüze yansıması ve emanetimizi geleceğe gururla taşımaktır. Bugün 102 yıl önceki o ilk heyecanı yeniden hissetmek, Cumhuriyet’i yalnızca kutlamak değil; anlamak ve yaşatmaktır. Çünkü Cumhuriyet, her sabah yeniden doğan bir fikirdir. O fikir, özgürlük, eşitlik, adalet ve umutla büyür. Bu bayram, sadece geçmişe saygı değil; geleceğe verilen bir sözdür. Cumhuriyet’i kuranlar, “en büyük eserimiz” dedikleri bu değeri bizlere emanet ettiler. Şimdi biz, onu her yıl biraz daha büyütmekle, yaşatmakla, anlamakla yükümlüyüz.

Cumhuriyet, sadece geçmişin bir hatırası değil; geleceğin de pusulasıdır. Gençler, kadınlar, işçiler, sanatçılar… Her biri bu büyük hikâyenin yaşayan kahramanlarıdır. Eskişehir, bu kahramanların nefes aldığı, ürettiği, hayal kurduğu bir Cumhuriyet şehridir. Eskişehir’in toprağına düşen her ter damlası, her kurşun sesi, her dualı sesleniş, bu yeniden doğuşun sessiz tanıklarıdır. Bugün, o mirası yaşatmak hepimizin görevidir.

Eskişehir, Cumhuriyet’in kalbinin attığı şehirlerden biridir. Kurtuluş Savaşı’nın en kritik duraklarından biri olan bu topraklar, yalnızca savaş meydanlarında değil, Cumhuriyet’in fikirsel temelinde de iz bırakmıştır. İnönü Savaşları’yla bu milletin kaderini değiştiren adımlar, bugün hâlâ bu şehrin rüzgarında yankılanır. Her sokakta, her taşta, bir mücadele, bir umut, bir direniş hikâyesi vardır.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Eskişehir’e her gelişinde halkın gözlerinde o ışığı görmüştü. Çünkü Eskişehir, Cumhuriyet’in ruhunu erken benimsemiş, çağdaşlaşmanın öncüsü olmuş bir şehirdir. Eğitimde, sanatta, bilimde, üretimde ve düşüncede hep ileriyi hedeflemiştir. Bugün bu şehirde yükselen fabrikalar, üniversiteler, tiyatrolar, müzeler, aslında Cumhuriyet’in 102 yılda meyveye duran ağacıdır.

Bu 29 Ekim’de, hep birlikte gökyüzüne bakalım ve o parlayan yıldızlara bir kez daha fısıldayalım:

Yaşasın Cumhuriyet!

Yaşasın özgürlüğün, barışın ve umudun şehri Eskişehir!

Nice yüzyıllara aynı coşkuyla, aynı inançla!