Kitabı yayınlanmış bir dostu görünce, kendi kitabım çıkmış gibi olurum. Hele bir de ilk şiir kitabı yayınlanmışsa çok daha yüreğim büyür, sevinirim. Bir şairin en büyük hayali, çocuğunu kuçağına alır gibi yüreğinden damla damla gelen şiirlerini kitap olarak eline almaktır. Şiirleriniz kitaplaşmamışsa bizim memlekette şair saymazlar, şiir yazanı. Mesela şiir festivali varsa, bir şiirini de sen oku demezler.

cengiz ersöz kitap-2    cengiz ersöz

Cengiz Ersöz’ü Eskişehir Sanat Derneği’nin kuruluşundan beri tanırım. Kimi zaman “Eskişehir Sanat” dergisinde şiirleri yayınlandığında, kimi zaman şiir yarışmalarında seçici kurullarında yer aldığında. Hep şiirdir meselemiz. Çünkü Cengiz Ersöz gerçek şairdir. Şairim de demez. Özenmeyle şiir yazanlardan, laf olsun diye şiirden konuşanlardan da değildir. İçten gelen itidir, yüreğinin söylettiğidir şiirleri, ona inanır. Orhan Peker’in “Kimimiz dağın taşın resimini yaptık, kimimiz insanın” dediği gibi öyle havadan sudan, gülden bülbülden bahseden şiirler yazanlardan da değil, insanı, çağının sancısını duyan şiirlerin şairidir.

Cengiz Ersöz, bekledi, bekledi, elinde iki şiir kitabıyla geldi. Hangisi ilk kitabı bilemedim. Biri; “Şiir mi dediniz?”, diğeri “Şiirin Sırrı” Liman Yayınevi’nden çıkmış. Çok iyi hazırlanmış işe sinen kitaplar olmuş.

“Bu şiirler gençlik yıllarım olan 1970’li yıllardan bu yana yazılmış ve birikmiş olan şiirlerim” diyor. Hatta “karalamalarım, denemelerim” diyor mütevazi olarak. İki kitabındaki şiirlerini okurken hangisi ilk şiirleridir anlayamadım. Bence şiire iyi bir kanalda başlamış yani kendi şiirini yaratarak ve özgün bir dili ve anlatımı kurarak. Kendinin olunca değişmemiş, başkalarına da özenmemiş. Kendi şiirlerini örmüş ipek böceği gibi kozasında…

“Acı biber halt etsin / Zehir zemberek / Yaşam ne acı /… / Diken gibi batar /Sağdan soldan pıtraklar / Cehennem içinde / Dünya pek acı” İster bugün yazılmış olsun, ister 1970’lerde, çağımız, ülkemiz mutlu etmiyor insanı. Ne insan insan ilişkileri, ne insan çevre ilişkileri, ne de insanın kendisi. Cengiz Ersöz onun için süslü püslü şiirlerin şairi değil. İki kitabındaki hangi şiirini okursanız yarattığı, doğal aynı çizgi. Kötümser de değildir “Kötüler cilit atar, / Dünyanın dört yanında. / Neyse ki az da olsa, / Dostlar var, iyiler var. /...”

Bazen ironi, bazen bir sesleniş, bazen didaktif  “Yaşamın içindeyim ben, neredesin sen” diyerek sen başka dünyalardamışın benden farkı, dercesine sarsıyor kimi zaman. Gerçek şair olduğunu gösteriyor bizlere…

Kimi şiirlerinde şairi, şiiri de sorguluyor. Kimi şiirlerinde Halk şiirimize girip çıkıyor (Dedim Dedi). Kısaca; işte kalıcı şiirler böyle çıkar ortaya dedirten güçlü duyuşları var Cengiz Ersöz’ün…

Cengiz Ersöz, başka şairlerinde çıktığı Seyitgazi’nin Akin köyünde doğmuş. Eskişehir Eğitim Enstitüsü mezunu Muş, Tokat, Rize ve Eskişehir’de 37 yıl öğretmen yapmış. Bir çok ödülü var. Bunlardan biri “Türk Şiirinde Yunus Emre Teması” incelemesiyle aldığı Eskişehir Sanat Derneği’nin  2016 Yunus Emre Araştırma Ödülü var.

Nurbiye Uz Heykel Sergisi

Sivrihisar’ın bir köyünden çıkıp gelmiş, Anadolu Üniversitesi’nin  Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Şahin Özyüksel’in öğrencisi olarak heykele başlamış, sonra da aynı fakültede heykel sanatının eğitimcisi olmuştur Nurbiye Uz. Sadece eğitimcisi kalmamış ülkemizin önemli heykel sanatçılarından biri de olmuştur. Eskişehir onu daha çok Orduevi önündeki Kıbrıs Şehiti Pilot Cengiz Topel heykeli ile tanıyor.

nurbiye uz

Nurbiye Uz’un iki eli, iki yüreği var. Bir tarafında çok başarılı anıt heykeller yaptı. Diğer tarafında soyut heykellerde başarılı eserler verdi.

Nurbiye Uz, sakin, sessiz, kendisini öne çıkarmayan, yaratıcı enerjisi yüksek, araştıran, kendisini geliştiren, bilgi, daha çok bilgi diyen çalışkan ve üretken heykel sanatçımızdı. Ahşaptan metale her türlü malzemeyi kullandı heykellerinde. Heykel sanatı üzerine  pek çok makale ve 4’ü yurt dışında olmak üzere 9 ödülü vardı.Heykel çalıştaylarında, bilimsel sempozyumlarında yer alıyordu. Bir çok karma sergilerde yer aldığı gibi Eskişehir Sanat Derneği’nin de tüm karma sergilerinde eserini ilk getirenlerden biri olarak yer alıyordu. 8 Mart 2021 günü vefat ederek aramızdan ayrıldı, eserlerini bırakarak.

Eskişehir Sanat Derneği bu Eskişehir çocuğu, ülkemizin tanınmış heykel sanatçısı üyesine vefa borçu olarak onun anısına etkinlik yapma, onu tanıtma ve yaşatma sorumluluğu ile sanal ortamda “Nurbiye Uz Heykel Sergisi”ni düzenledi ve ülkemizin dört bir yanından, heykel sanatımızın değişik anlayışlarından ve üniversitelerimizde heykel sanatımızın eğitimci olan 46 heykel sanatçımızın katılımıyla sergiyi gerçekleştirdi. Sergi 25 Ocak 2022 tarihine kadar derneğin www.eskisehirsanatdernegi.org/e-galeri adresinde sergilenmektedir.