Bağrı yanıkların, gönlü kırıkların, mağdurların, mazlumların, mahzunların sesi Yunus Emre’den yakın tarihte yine birkaç şiir okudum. Her biri farklı anlam ve anlatımlı şiirlerinden “DOLDUR BİZE SUN KADEHİ ey saki” dediği şiirde aklın kulağına şiirin sesiyle “aşk şarabın” anlatmış. O, bu şiirinde bağırların yanmaması, gönüllerin kırılmaması, mağdurların olmaması için ilacının “aşk şarabı” olduğunu dile getirmiş. Aşk şarabını öyle anlatmış ki bir sonraki mısra ile önceki dizenin altını doldurmuş. Zincirin halkaları gibi şiirin diliyle maksadını dize, dize ifade etmiş.

“Doldur bize sun kadehi aşk şarabından ey saki / Ol denizden içir bize ki ondan içer şeyh ü fakı

Hırka ile taç yol vermez fereciyle âlim olmaz / Din diyanet olmayacak okusan yüz bin varakı

 Okudun yedi mushafı ha itaat gösterir safi / Çünkü amel eylemedin gerekse yüz yıl oku

 Bin kez hacca vardın ise bin kez kaza kıldın ise / Bir kez gönül kırdın ise gerekse var yollar doku

 Gönül mü yeğ Kâbe mi yeğ anlat bana aklı eren / Gönül yeğ durur zira kim gönüldedir dost durağı”

Yunus Emre’nin bu şiirini anlamak için şu dizelerin: “İlim ilim bilmektir / İlim kendin bilmektir. Ya sen kendin bilmezsen / Bu nice okumaktır.” savına dikkat gerekir.  Kendini bilmeyen, ne idim ne oldum demeyen, ne olacağını bilmeyen ne kadar okursa okusun okuduğu kendisini “Kaf Dağı” ötesine taşımaz. Kaf dağının görünmeyen yüzünü irdelemeden görünen yüzüyle kifayet nakıstır, nakıs! O, aşk şarabını adaletin ve merhametin ilim deryası olarak addetmiş.  Aşk şarabından kastı Allah’ın insandan öğrenip uygulamaya koymasını istediği ilimdir. O ilim hem ilahi ve hem de insani boyutludur. Din hukukçusu, din âliminin o ilim deryasından bize de içir ki, ilmiyle amil olup sözümüz doğru, işimiz dürüst olsun ilkesine dikkat çekmiş.

Yunus Emre’nin bu şiirde dikkat çektiği bir başka husus: Gönül kıran davranış neye yarar, demiş.  O ilim deryasından içen erişir baki kalacak mürüvvete. Hırka, taç gibi kisveler insana değer kazandırmaz. Kisve, kuzu postu bürünmüş kurt misalidir. Hangi giysi ya da görünüm altında olursa olsun böyle durum kötü niyetliliktir. Kisvelerin altında yatan niyet hilekârlık, sahtekârlık ve riyakârlıktan başka hâl ne olabilir? İnsana değer kazandıran adil, dürüst ve hoş görülü davranışlardır. Kisveyle âlim, arif olunmaz.  Aşk şarabı denilen ilimle amil olunmadıkça yüz yıl okumak kimin neyine yarar? Bir mazlumun gönlünü kırıp bin kez hacca gitmek faydasız. Kırık gönüllülerin önüne yollar dokumak kime ne çare? 

Kutsal kitapların iniş gayesi insanların toplumsal hayatta bozgunculuk olmadan, fesat çıkarmadan, kötülükler yapmadan yaşamaları içindir. Bir kötülük bin zulüm, bir zulüm bin kötülüktür. Hangi vicdan sahibi kötülüğe, zulme rıza gösterir? Mazlumların gönül dağlarını yalanla, hileyle yakıp yıkan zulme hangi insaf sahibi sessiz kalır? Yunus Emre gönül kazanmak mı, Kâbe’ye gidip gelmek mi daha iyi olur? Aklı eren biri bana anlatsın, demiş. Gönül nedir? Gönül, dost evidir. Dostların durak mahallidir.

Bakara suresi ayet 63 ile 66’da,  anlatılan bir kıssadan özetle: “Hatırlayın bir zaman sizden yeminli söz almış ve Tur Dağı’nı üstünüze kaldırıp demiştik ki: “Verdiğimiz kitaba sımsıkı tutunun ve içindekilerden gafil olmayın. Sonra sözünüzde durmadınız. Cumartesi yasağını çiğneyenleri biliyorsunuz. Onlara “Sefil maymunlar olun!” dedik. Bu durumu kendilerine ve sonraki nesillere birer ibret kıldık.” buyuran Allah: Onları verdikleri sözde durmadıkları için insan olmanın en önemli özelliği olan ilim, irfan, idrakten mahrum bırakıp şekli ve zihni olarak maymuna çevirdik uyarısını yapmış. Maymun ile insan arasındaki fark kıl ile kuyruktan ibaret değil akıl, mantık ve ahlaki değerlerdir.  

Maymun taklitçi, insan mucittir. Maymun ceviz yemesini bilir ama ceviz yetiştirmesini düşünemez. İnsanları kötülüğe karşı uyarmak ve engel olmak Müslümanın üzerine “farz-ı kifaye”  dir. Cumartesi günleri balık avı yasağı gelmiş. Halkın bir kısmı bu toplumsal yasağı çiğnemiş. Bir kısmı yasağı çiğneyenleri ikaz ederken bir kısmı da: “Bize dokunmayan bin yaşasın” mantığı ile duyarsız kalmış. Yalnız bu yasağa uymayanlar Allah’ın gazabına çarpılmakla kalmayıp kötülüklere sesiz kalanlar da cezaya tabi tutulmuşlar. Kötülüğün yayılmasına önlem olmayan veya gerekli ikazı yapmayan suçludur.

Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!







Yunus Emre GÜLLÜ - 11 MART 2023 / Milli irade