Şair, yazar Cengiz Ersöz’ün dördüncü, yeni kitabı “Türk Şiirinde Yunus Emre Teması” yani Yunus Emre için yazılmış şiirler üzerine geniş kapsamlı bir Yunus Emre kitabı.
Bütün dünyada insanlığa seslenmiş büyük şairler, sanatın her alanında sanatçıları etkilemişlerdir. Kimisi filmini yapmış, kimi tiyatroda sahneye taşımış, kimi resiminde, heykelinde yorumlamıştır. En çok da şairleri etkilemiştir. Çünkü şairler bizim kültürümüzde “pirimiz” denildiği gibi yol gösterici, öncü, kurucu, üstat olarak kabul edilirler ve ona hitabeden, methiyeler ya da anlaşırmaları için yorumlamalar yazarlar. Bunları dünya şairlerinin müzelerinde gördüğümüz gibi, arşiv kitaplıklarında kitaplaştırıldığını, antolojiler olarak yayınlandıklarını biliyoruz. Yunus Emre’miz için de yaşadığı çağdan beri şiirler yazıldığını bunlardan seçmelerle Kültür Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı ve Eskişehir Valiliği tarafından dört antoloji olarak yayınlandığını görüyoruz. Eskişehirli Cengiz Ersöz uzun zamandır bu şiirler üzerinde duran çalışmalar yaptığını biliyoruz ve hatta, yayınlanmamış dosyası ile bu çalışmasıyla Eskişehir Sanat Derneği’nin 2016 yılında “Yunus Emre Araştırma Ödülü” nü almıştı. Cengiz Ersöz şimdi bu çalışmasını genişleterek ve de güncelleştirerek kitap olarak yayınlandı.
“Türk Şiirinde Yunus Emre Teması” 264 sayfa olarak Deniz Yayınevi tarafından yayınlanmış. Kitap, bu çalışmayı iki bölümde on başlıkta ele almış. Birinci Bölümde; “Yunus Emre ve Yunus Emre’yi Konu Alan Çalışmalar” Bu başlıkta Yunus Emre hakkında bilgi verdikten sonra resimde, tiyatroda, sinemada romanda Yunus Emre üzerine çalışmaları ve edebiyat dünyasındaki yazarların Yunus Emre hakkındaki görüşlerine yer veriyor. İkinci Bölümde; “Yunus Emre için Şiir Yazan Şairler” Bu bölümde de Cumhuriyet dönemimizin, her çizgideki, yani halk şiirimizden çağdaş Türk şiirimizin şairlerine kadar şairlerimizin Yunus Emre için yazdıkları şiirlere yer veriyor. Kısaca yüzyirmi kadar şairimizin şiirlerini inceliyor. Bu kitapta Cengiz Ersöz daha önce yayınlanmış Yunus Emre’ye Şiirler Antolojilerinde yer almamış şiirleride içine almış bir çalışma gerçekleştirmiş oluyor. Esasında en son 1991 yılında yapılmış çalışmaya, Yunus Emre’ye yazılmış şiirlere bir halka da kazandırmış oluyor. Dahası şiirleri antoloji gibi değil de yorumlayarak tanıtıyor.
Bu kitap sadece şairlerimizin Yunus Emre için yazdığı şiirleri tanıtan bir kitap değil. Esasında Cengiz Ersöz şimdiye kadar yapılmamış bir çalışmayı da bu kitabın içersinde gerçekleştirmiş. Burada “Yunus Emre Üzerine Düşünceler” başlığı altında değişik görüşdeki kırksekiz edebiyatımızdaki yazar, şair, araştırmacımızın Yunus Emre yorumlamaları var.
Cengiz Ersöz Seyitgazi’nin Akin köyü doğumlu. Eskişehir Eğitim Enstitüsü mezunu, otuzyedi yıl öğretmenlik yapmış emekli öğretmen. Bir çok ödülü ve “Şiirin Sırrı”, “Şiir mi dediniz?”, “Portreler” diye yayınlanmış üç şiir kitabı var. Eskişehir’in önde gelen şairlerindendir.
Sanat yaşamı algılamaktır
Sanat bir kültür, birikim işi kadar yaşamı algılamaktır. Sanatçı yaşamı gözlemler ve eserinde iz düşümünü verir, yaşamı anlatır. Onun sunduğu eserde bin yılların yaşanmışlıklar vardır. Sıradan sanatla tanışmamış, bir roman, şiir okumamış, sergilere, konserlere tiyatroya gitmemiş bazı kişiler oturduğu yerden müziği sevmiyorum. Resim dediğin şöyle olmalı gibi konuşurlar. Böyle bir şey yoktur. Sanatla ilgisi olmayan toplumlar “Picasso’yu anlamıyorum. Onun yaptığı resim mi?” gibi konuşur ama o dünyanın en ünlü en büyük ressamların başında gelir. Anlamak isteyen iyi bakarsa çok şey görür onun eserlerinde.
Sanat binlerce yıldan beri var. Hep insanın gelişmesi içindir. Sanatçı hep güzeli, doğruyu ve yaratıcılığı göstermiştir ve insanlığın gelişmesini sağlamıştır. Yoksa insan hala mağara dönemini yaşardı. Gelişmiş toplumlar insanını yetiştiren ve geliştirmiş toplumlardır ve bunu sanatla gerçekleştirmişlerdir. Bu toplumlarda yaşam sadece çalışmak değildir. İnsanların yaşamlarının bir bölümü konserlere, tiyatrolara, edebiyat etkinlikleri gibi, kitap okuma gibi sanatı alılmamaya ayrılmaktadır. Sanat yaşamlarının bir parçası yaşama biçimidir. Tabi bu eğitim ile başlar. Daha ilkokul da hatta öncesinde, Resim, Müzik, Türkçe-Edebiyat, müsamerelerle derslerle başlar. Bu resime bakma,okuma kültürü ile sergiler, konserler okumalar, tiyatrolar çocuk yaşta yaşayarak edinilebilinir. Yunus Emre, Mevlana, Hacı Bektaş Veli, Nasreddin Hoca ne diyor? Mimar Sinan niçin yapmış eserlerini. Müzelerdeki resimler, heykeller. Arkeoloji Müzelerinde neler var. Ne anlatıyor müzeler. Ülkeler bu kadar büyük harçalar yapıp niçin kazıları yapıyor, müzeler kuruyor. Gelişmiş ülkelerde müzelerin önünde geceden oluşan uzun kuyruklarla insanlar müzeleri gezerken biz müzelerimizi niçin gezmiyoruz. Bizim televizyonlarımızda basit vurdulu kırdılı şiddet içeren diziler, yemek programları, biraz sonra diyerek gösterilen paparazi programları gösterilirken niçin gelişmiş ülkelerin televizyonları gibi kültür-sanat programları yok. Niçin dünya müzelerini göstermiyorlar.
Sanat yaşamı algılamak, sevmek içindir.