Eskişehirdeki Gümüşhaneliler Derneği Kurucu ve Onur Kurulu Üyesi, Eskişehir’de ve uluslararası alanda  çok sayıda sivil toplum kuruluşlarında aktif olarak görev yapan Prof.Dr.Metintaş, “Akciğer kanseri nasıl olmayız? Olursak nasıl tedavi oluruz” konulu sunumunda çok önemli açıklamalarda bulundu.  Akciğer kanseri ölümlerde beşinci sırada, sigara içmeyenlerde yakalanma riski 1, günde bir paket içenlerde 47, iki paket içenlerde 62 misli dedi! Prof.Dr.Metintaş yaptığı konuşmada,‘‘ Bronş adını verdiğimiz hava yollarının içini döşeyen zar hücrelerinden köken alan kötü huylu (malign) tümörlere akciğer ya da bronş kanseri adı verilir.Küresel olarak en sık görülen ve en fazla ölüm nedeni olan kanser türüdür. Akciğer kanseri tüm ölüm nedenleri içinde de sıklık olarak 5. ölüm nedenidir. Bir yılda, tüm dünyada 2,088 000 akciğer kanseri olgusu ortaya çıkar, akciğer kanseri nedenli 1,800 000 ölüm olur. Ülkemizde de yılda yaklaşık 50,000 civarında akciğer kanserli olgu ortaya çıkmaktadır.”dedi. ‘‘Akciğer kanseri, çevre ile genetik yapı arasındaki ilişki/etkilenim sonucu gelişir’’ diyen Prof. Dr. Metintaş sunumunun devamında:‘‘Bu anlamda nedensel ilişkisi çok iyi bilinmektedir. Olguların yüzde 50’sinde neden sigara içimidir. İkinci sıklıkta görülen neden mesleksel risk faktörleri ile karşılaşma; aliminyum, kadmiyum, nikel, kobalt, asbest, kuartz, odun talaşı, radyasyon ile temastır. Üçüncü nedensel ilişki ise doğal radyasyon, dizel gazı, fosil yakıtlar ve pasif sigara içimidir. Bu haliyle akciğer kanseri, sahip olduğu ağır bireysel ve toplumsal yüke rağmen, aslında önlenebilir bir kanserdir. Tütünle mücadele, sanayide işçi sağlığı ve çevre sağlığı çalışmaları bu büyük sağlık yükünü ortadan kaldırma hususunda önemlidir. Akciğer kanseri, kötü huylu bir tümör olarak, yerleşme ve tutum yerine, yayıldığı yapılara bağlı olarak şikayet ve fizik muayene bulgularına neden olur. Tipik şikayet ve fizik muayene bulguları beklenmemelidir. Esas olan risk faktörü taşıyan kişilerde akciğer kanseri için uyumlu şikayetlerin olmasıdır. Örneğin sigara içen ya da mesleksel riski olan birisinde karakteri değişen öksürük, tekrar eden kanlı balgam, omuz, boyun, kol ağrısı, uzayan ses kısıklığı, aynı yerde tekrar eden zatürre, bilinen bir hastalık olmadan gelişen nefes darlığı, bunlara eşlik edebilen iştahsızlık, zayıflama, halsizlik önemli olabilecek yakınmalardır. Teşhis, muayene, radyolojik değerlendirmeler sonrası, tümör dokusuna ulaşarak parça alınması, alınan parçanın patolojik incelemesi ile konulur” diye konuştu. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof.Dr.Muzaffer Metintaş sözlerini şu cümlelerle tamamladı:”Tanı sonrası hastalığın seyri hakkında analizler yapılır, hastalığın yaygınlığı, yerleşimi, komşuluk ilişkileri ve hastanın diğer hastalıkları dikkate alınarak tedavi planı yapılır. Tedavi için cerrahi işlemler, radyoterapi, kemoterapi, hedefe yönelik tedaviler ve nefes yolları içinden tedaviler şeklinde yapılabilir. Ayrıca her hastada ağrı kontrolü, uyku düzenleme, beslenmenin sağlanması, psikolojik stabilite hedefli destek tedavi uygulamaları yapılır.”  Konuşmasının sonunda Eskişehirdeki Gümüşhaneliler Derneği Yönetim Kurulu Üyeleri Hemşerileri Prof. Dr. Muzaffer Metintaş’a çiçek takdim ederek tebrik ettiler. Gümüşhane’nin çok değerli bir evladını, kariyeri başarılarla dolu bilim insanını bu akşam soluksuz dinlediklerini ve çok istifade ettiklerini söyleyen Dernek Başkanı İrfan Ataman, aynı sunumu ileriki zamanlarda memleketimiz Gümüşhane’de hocamızla birlikte giderek yapmak istediklerini belirtti.

Muhabir: Milli İrade