Türk Kızılayı’nın ülkenin en saygın kurumlarından olduğunu ve afet denilince akla ilk gelen kurum olduğunu hatırlatan Ünal, ‘‘ Bir işlemin yasal olması onun etik olduğu anlamına gelmez. Yapılan yardımların, verilen bağışların adil dağıtılması gerekirken, belli bir camiaya yapılan bu ayrımcılığın nedeni nedir? Yardım alanlar, aldıkları yardımı nerede ve nasıl kullandılar? Ülkemize ne gibi yararları oldu da fahiş miktardaki bağışları transfer ettiniz? Yapılan işlem yasal diyerek, bu Milletin vebalinden kurtulamazsınız. Aldığınız yüksek maaşlarınız veya lüks içerisindeki makamlarınız sizi vebalden kurtarmaz. En şeffaf kurum olmanız gerekirken, emanet ettiğimiz Kızılay’ımızı skandallar tarihine geçirmeye hakkınız yoktu’’ ifadelerini kullandı.

‘EĞİTİM BİNALARI KONTROL EDİLMELİ’

Bugün itibariyle, eğitim ve öğretim kaldığı yerden devam edeceğini söyleyen Ünal,‘‘ Bu defa farklı olarak, deprem kabusu ile başlangıç yapacağız. Eğitim binalarımızın kontrol edilerek, yavrularımızın can güvenliğinin sağlanması gerekiyor. Umarız yetkililer, ehil insanlara danışarak, okulların fiziki denetimini yapmışlardır. Yavrularımızın canı her şeyden çok ama çok önemlidir. Gerekirse bir hafta geç başlanmalı ama tüm tedbirlerin alındığından emin olmalıyız. Ayrıca nasıl ki maddi depremin vereceği zarardan korkuyorsak, manevi depremlerden de o derece korkmalıyız. Zira, Saygı ve sevginin yerini, günümüz bilgisayar oyunları ve TV dizileri sayesinde şiddet ve egoizme bırakmaya başladı. Daha çok para kazanma ve yüksek makam arzusu, dürüst ve erdemli bir hayata tercih ediliyor. Bunlar yetmiyormuş gibi uyuşturucu ve alkol belası okul yollarında yavrularımızı ağına düşürmeye devam ediyor. Bu milletin inançlı evlatlarını sarsan manevi depremlere karşı da tedbir almak zorundayız’’ şeklinde konuştu.

‘MİTİNG DÜZENLENECEK’

Konuşmasında ABD’yi de topa tutan Ünal,‘‘ABD’nin baş aktör olduğu ve  işgalci terör devleti İsrail ile imzaladığı “Yüzyıl’ın Paçavrası” depremi de yaşadığımız bir diğer deprem. Bu sözleşme ile İsrail’in terörü ve işgali meşru hale getirilmiştir. Mazlum Filistinli kardeşlerimizin yaşam hakkı sınırlanmıştır. Biz Müslümanların ilk kıblesi, ilk göz ağrısı Kudüs doğusu ile batısı ile işgalcilerin başkenti ilan edilmiştir. Kısacası, işgalci terör devleti adım adım hedefine yürümektedir. Bu paçavra sözleşmeyi destekleyen İslam Ülkelerini kınıyorum. Allah bu kardeşlerimize şuur versin. Akıl, fikir ve feraset versin. Bir kısmı dışında, Ümmet büyük bir duruş sergilemiştir. Yetkisi olmayanlar kar, kış, soğuk demeden meydanlara inerek Fislistin’e, Kudüs’e sahip çıkmıştır. İnşaAllah, Saadet Partisi olarak bizler de 9 Şubat 2020 Pazar Günü İstanbul’da Büyük Kudüs Mitingi düzenleyeceğiz. Tüm vatandaşlarımız ile tek vücut olup zulme karşı haykıracağız. Öte yandan, yetki sahiplerinin de ellerindeki yetkiyi kullanarak İsrail ve ABD’nin bu rezil eylemine karşı resmi yaptırım uygulamalarını bekliyoruz. Resmi adım derken, birkaç yöneticiyi makamında kabul etmeyi ve hiçbir fonksiyonu olmayan birkaç uluslararası toplantıda şaşalı konuşmalar yapmayı kast etmiyorum’’ şeklinde konuştu.