Artan denetimler, velilerin beklentilerindeki değişim ve kamuoyunda yükselen farkındalık, yemek hizmeti sunan şirketlerin operasyonel ve yönetsel yapılarını gözden geçirmesine neden oluyor. Bu süreçte bazı firmalar, ölçek büyütmenin ötesine geçerek kalite, şeffaflık ve insan kaynağı odaklı yeni modeller geliştirmeye yöneliyor.
Sektörde Genel Görünüm: Ölçek Büyüyor, Risk de Büyüyor
Gıda ve toplu yemek hizmetleri sektörü son yıllarda hızlı bir büyüme sergilerken, özellikle okul beslenmesi alanında risklerin de aynı hızla arttığı görülüyor. Çocuklara sunulan öğünlerde kalori dengesi, ürün tedarik zinciri, üretim hijyeni ve operasyonel süreklilik, sektörün en hassas başlıkları arasında yer alıyor. Bu tablo, hizmet sağlayıcıların yalnızca mutfak kapasitesini değil, kalite yönetim sistemlerini ve insan kaynağı yapılarını da yeniden kurgulamasını zorunlu kılıyor.
Okul Beslenmesinde Yaklaşım Değişiyor: Menüden Sürece
Okul ve kurumsal yemek hizmetleri alanında faaliyet gösteren Mamabüs Catering, bu dönüşüm sürecinde okul beslenmesini yalnızca “menü hazırlama” başlığıyla ele almayan şirketler arasında yer alıyor. Şirketin okul beslenmesine yaklaşımı; diyetisyen kontrolünde hazırlanan menüler, yaş gruplarına göre belirlenen kalori dengesi ve ürün içeriklerinin düzenli olarak gözden geçirilmesi üzerine kurulu.
Mamabüs’ün üretim ve servis süreçlerinde, kalite yönetim sistemleriyle desteklenen operasyonel yapı dikkat çekiyor. Ürün tedarikinde izlenebilirlik, üretim aşamasında hijyen kontrolleri ve sevkiyat–servis zincirinin standartlara uygun biçimde yönetilmesi, okul beslenmesinde risklerin azaltılmasını hedefleyen bir yapı oluşturuyor.
Okul–Veli–Öğrenci Döngüsünde Şeffaflık
Şirketin öne çıkan uygulamalarından biri de okul, veli ve öğrenci arasında kurulan iletişim döngüsünün yönetimi. Menü içeriklerinin şeffaf biçimde paylaşılması, geri bildirim mekanizmalarının açık tutulması ve operasyonel süreçlere ilişkin bilgilendirme yaklaşımı, okul beslenmesinde güven unsurunu güçlendiren başlıklar arasında değerlendiriliyor.
Bu yaklaşım, sektörde sıkça karşılaşılan “kapalı mutfak” algısının tersine, denetime ve iletişime açık bir hizmet modeli oluşturmayı hedefliyor.
“Okul Beslenmesi Ticari Bir Başlık Değil, Sorumluluk Alanı”
Mamabüs Catering Kurucusu Metin Aydın, okul beslenmesine bakışlarını şu sözlerle ifade ediyor: “Okul beslenmesini yalnızca operasyonel bir hizmet olarak görmüyoruz. Çocuklar için hazırlanan her öğün, doğrudan sağlık ve gelişimle ilişkili. Bu nedenle menüden üretime, servisten geri bildirime kadar tüm süreci kontrol altında tutmak zorundayız.Büyürken bu hassasiyeti kaybetmemek, bizim için ticari bir tercih değil, temel bir sorumluluk.”
İnsan Kaynağında Ayrışan Bir Başlık: Cinsiyet Eşitliği
Gıda ve yemek hizmetleri sektöründe insan kaynağı genellikle operasyon odaklı kurgulanırken, yönetim kademelerinde cinsiyet dengesizliği dikkat çekiyor. Bu noktada sektördeki birçok şirketten ayrışan bir yaklaşım benimsiyor. Şirket, yönetim ve saha organizasyonunda kadın çalışanların temsiline özel önem verirken, karar alma süreçlerinde kadın yöneticilerin aktif rol almasını teşvik eden bir yapı kurmuş durumda.
Bu yaklaşım, yalnızca sosyal bir tercih olarak değil; ekip dengesi, operasyonel verimlilik ve sürdürülebilir yönetim modeli açısından değerlendiriliyor.





