İsrail'in saygın gazeteleri Maariv ve Haaretz'de yer alan son analizler, Türkiye'nin bölgedeki rolüne dair ezber bozan iddiaları ortaya koydu. Maariv gazetesine göre, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), Gazze Şeridi'nde kurulması planlanan uluslararası istikrar gücüne asker gönderme hazırlıklarını operasyonel olarak tamamlamış durumda. Kaynaklar, ordunun ihtiyaç duyulabilecek tüm birlikleri hazırladığını ve talimat verildiği an birliklerin modüler bir yapıda bölgeye sevk edilebileceğini belirtiyor. TSK'nın bir süredir Gazze görev gücü için personel ayırma hazırlığı yaptığı, ancak hangi kuvvetlerden birlik gönderileceğinin henüz kesinleşmediği ifade edildi. Türkiye'nin, ateşkesin garantörü olarak bu katılımının "hayati" bir öneme sahip olduğunun altı çiziliyor.

Öte yandan Maariv'in haberinde, Gazze hazırlıklarının yanı sıra Türk ordusunun gelecekteki gelişim için dört ana stratejik alana odaklandığı da belirtiliyor. Bu alanlar; Aselsan ile imzalanan 152,7 milyon dolarlık anlaşma ile hızlanan hava savunma sistemi "Çelik Kubbe" benzeri projelere ilerleme, kara ve deniz için insansız sistemler geliştirme, Roketsan'ın hiper-sonik füze teknolojilerinde kaydettiği ilerleme ve savaş alanındaki asker yükünü azaltmayı hedefleyen yapay zeka destekli harp sistemleri olarak sıralanıyor.

Gazze'deki olası konuşlanmaya dair en dikkat çekici detay ise "2 bin kişilik özel güç" iddiası. Maariv'e göre Türkiye, yaklaşık iki bin polis gücünü, Türk ordusunun üniformaları altında Gazze'ye konuşlanmak üzere hazırladı. Haberde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yıllardır süren Türk personelini Gazze'ye sokma hayalinin, bu kez "ana giriş kapısı olan İsrail üzerinden" gerçekleşebileceği öne sürüldü.

Haaretz gazetesinden Zvi Bar'el imzalı bir analiz ise, ABD Başkanı Trump ile Cumhurbaşkanı Erdoğan arasındaki yakınlaşmanın Gazze'de İsrail'i dışarıda bırakabilecek yeni bir denge kurduğunu iddia ediyor. Analizde, Ankara'nın Gazze planının merkezine yerleşmesiyle Tel Aviv yönetiminin Hamas karşısında zor durumda kalabileceği öngörülüyor. ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi Barrack'ın açıklamalarına geniş yer verilen analizde, Türkiye'nin uluslararası istikrar gücüne katılımının, İsrail Başbakanı Netanyahu için "yapabileceği en parlak şeylerden biri" olacağı aktarılıyor. Barrack, bu durumun Türkiye-İsrail ilişkilerinde de bir dönüm noktası yaratabileceğine inandığını belirtirken, iki ülke arasındaki güvensizlik nedeniyle gerçekleşme ihtimalinin düşük olduğunu da ekliyor.

Trump ve Erdoğan arasındaki bu "kankalığın" sadece Gazze ile sınırlı olmadığı, Türkiye'nin Rusya'dan aldığı S-400 krizi çözümüne yönelik adımlar atıldığı ve Trump'ın Türkiye'yi F-35 projesine geri döndürmekten bahsettiği de analizde yer alıyor.

Gazze planını geciktiren en önemli faktör olarak ise Hamas'ın silahsızlandırılması gösteriliyor. Haaretz'deki iddiaya göre, Katar ve Türkiye'ye "yaratıcı bir çözüm" bulma görevi verildi. Masadaki formülün, Hamas'ın silahlarını tamamen "teslim etmesini" değil, sadece "bırakmasını" ve kullanmamasını öngördüğü belirtiliyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın, örgütün erken bir aşamada tamamen silahsızlanmasının gerçekçi olmadığı görüşünü taşıdığı ve Türkiye'nin bu plana katılımının, uluslararası grupların güvenliğini garanti edebileceği, zira Hamas'ın Türk güçleriyle çatışmaya girmek istemeyeceği tahminiyle desteklendiği ifade ediliyor.

Analiz, Trump yönetiminin Ankara'nın sunduğu çözümü "pratik" bulması halinde, İsrail'in kendisini ABD ile yeni bir çatışma rotasında bulabileceği ve bu denklemde elindeki siyasi kartların Cumhurbaşkanı Erdoğan'ınkinden daha zayıf kalacağı tespitiyle sona eriyor.

Kaynak: Haber Merkezi