Sağlığı tehdit eden zararlılar, insanlığın önemli problemi. Tütün, alkol, uyuşturucu, kumar, hapçılık, trafikte hız ve fuhuş toplumda ana sorun. Bunlara, son birkaç yıldır bir de “Sosyal Medya bağımlılığı” eklendi. Bu tür illetler, her zaman insanlığın başına belâdır.

Muzır maddelerin geniş kitlelere yayılması halk düşmanlarının işine yarar. Bu tür faaliyetler,  bir toplumu yok etmenin sinsi taktiğidir. Canı, aklı, malı, inancı ve nesli tehdit eden emelleri doğru anlamak lazım... Yaşam kalitesini bozan zararlı maddelerden alkol, tütün ile sosyal medyanın tahribatlarına karşı Yeşilay’ın faaliyetleri güdük kalıyor.

Kötü alışkanlıkların tahribatını önlemede etkin eğitim gerekir. Yaşamı mahveden alkol, sigara, uyuşturucu, kumar, hız tutkusu, fuhuş dehşeti ve Sosyal Medya faciası birer soğuk savaş silâhıdır.  

            Tütün, insan sağlığını bozan ve tedavisi mümkün olmayan hastalıklara yol oluyor. İnsani ilişkileri zayıflatıyor. İnsana zarar vermekten başka bir şeye yaramıyor.

Alkol, yuvaları ve insan anatomisini yıkıyor. İnsanın sağlık, iş ve eşiyle olan ilişkisini bozuyor. Husumete neden oluyor. İlişkilerde düşmanlığı körüklüyor. Alkol akıl, felç, karaciğer, böbrek, kalp, damar hastalıkları gibi pek çok hastalığa yol açıyor… Pek çok insan alkol tutkunluğunun bedelini hayatıyla ödüyor. Zor ama alkol bağımlılığının tedavisi gerekir.

            Kumar, temelinde hile ve aldatma olan bir haslet! Haksız kazanç aracıdır. Düşmanlığa sebeptir. Kumar, tüm dünyada yaygın bir hastalık… Eğlence gibi gösterilmeye çalışılan büyük paraların döndüğü sektör... Sömürenler ile sömürülenleri arasında yaşanan tutku. Kumar, haksız kazanç üzerine inşa edilen para yoğun bir sektör!

            İnsan ve paranın olduğu yerde her şey olur! Kumarın yol açtığı pek çok zarara her gün tanık oluyoruz. Kumar borcu yüzünden; intiharlar ve cinayetler…  Parçalanan aileler, yıkılan evlilikler, öksüz ve yetim kalan yavrular…

            Uyuşturucu, akıl ve fiziki aktiviteyi pasifize eder. Sosyal yaşamı çekilmez hale getirir. Hapçılığın zararı az değil. Tinerci dehşetleri bir başka vahşet!

            Fuhuş, aileyi ve toplumu temelden sarsıyor. Bir toplum için büyük tehlike. İnsan neslini ve toplumsal barışı bozuyor. İnsan onurunu kırar.  Tek kelime ile insan kişiliğini ifsat eder. Maalesef, tarihin her döneminde kadın ticareti yapılmış… İnsan neslinin bozulması, miras hukukunun yanında diğer hukuk dallarını da olumsuz etkiler.

             Trafikte hız tutkusu, canavarlaşıyor. Canlar yanıyor. Yuvalar yıkılıyor. Ocaklar sönüyor. Hiçler uğruna milli servet heba oluyor. Magandalar, sürekli can ve mal güvenliğini tehdit ediyor. Toplumsal huzuru bozuyor.  

“Sosyal Medya” bağımlılığı, eğitim yetersizliğinden kaynaklanır. Gençlik duyarsızlaşıyor. Beşeri ilişkiler daralıyor. Dikkat, sorumsuz nesiller yetişmesin!

Sosyal Medya, teknolojinin insana sunduğu büyük armağan! Yarar ve zarar doğru kavranmalı. Sistemli olarak yararlar ile zararlar tanıtılmalı. Bireyler duyarlı olmalı… Zararlılara karşı etkin önlem, bataklığın kurutulmasıdır. Esas olan suç işlenmeden önce yok edilmeli.

            Alkol bağımlılığı, tütün tiryakiliği, uyuşturucu müptelası, fuhuş düşkünlüğü, sosyal medya tutkunluğu vb. gibi kötü alışkanlıklardan arınmak için cehaletle mücadele gerekir. Zararlıları üretenler ile satanlar; perişan olan her gencin kendi çocuğu olabileceğini düşünsünler! Kim, çocuğunun bu kötü alışkanlıklara dadanmasını ister? Fuhuş, kumar, alkol, tütün ve uyuşturucu gibi pisliklere, gençleri kimler teşvik ediyor? Elma şekeri sunumunda özendiriyor?

Ne yazık ki alkol, uyuşturucu ve fuhuş âlemleri yaşam tarzının gereği gibi takdim ediliyor. Kötü alışkanlıklar sağlığın yanında sosyoekonomik yapıyı da tahrip ediyor. Boşanmalara, tecavüzlere, magandalığa, iş terkine, aile içi şiddete, cinnet ve cinayete kadar uzanıyor.

Bir zamanlar kötü alışkanlıkları olmayanlar, kişilik zafiyeti varmış gibi gösterilmeye çalışıldı.  Kumar oynamayan, alkol almayan veya sigara kullanmayan “anti-sosyal” tanıtıldı. Fuhuş karşıtları, çağdışı zihniyet olarak gösterildi. Karşı tarafa zarar verilmesi halinde alkollü olmak mazeretmiş gibi gösterildi. Alkollü olarak suç işleyene masumiyet kisvesi giydirilmeye çalışıldı. “Alkol bütün kötülüklerin anasıdır” sözüne itibar edenler medeniyet dışı düşünenler olarak tanıtıldı.

Hz. Ömer’e bir gün arkadaşları sordular:

-Ya Ömer! Müslüman olduktan sonra içki içmediğini, kumar oynamadığını ve zina yapmadığını biliyoruz. Sen, Müslüman olmadan öncede bu kötü işleri yapmazdın, sebebi ne idi? Hz. Ömer, cevaben:

-Ben, onurlu bir insanım. Kendi onur ve şerefimi koruduğum gibi başaklarınınkini de düşünürüm. Şunun için kumar oynamazdım. Olur ya! Kumarda ütülürüm de borçlanmak zorunda kalabilirim.  Alacaklı, olur olmaz bir yerde kumar borcu alacağını ister de, ödeyemeyecek durumda kalırsam ne hale düşebileceğimi düşündüğüm için itibarımı korudum.

Kumarda üten ben olursam, bir başkasının nafakasını haksız şekilde nasıl yerim. O kirli parayı çoluk çocuğuma nasıl yediririm, diye düşündüm. Çoluk çocuğuma kirli para yedirmeyi asla kendime yakıştıramadım. Kumarı, bu gibi durumlar için oynamadım.   İşte Ömer’in adaleti budur!

Arkadaşları kumar işini anladık da, ya içkiye ne dersin? Hz. Ömer:

-Olur ya, içkiden sarhoş olup da bir köşede sızar kalırsam, biri gelir ayağının ucu ile bu sarhoş da kimmiş diyerek beni aşağılamasına mahal vermemek için içmedim.  İnsanın kendi onur ve duruşunu koruması, yapacağı en büyük adalettir. İşte Ömer’de adalet anlayışı budur.

Arkadaşları:

-İçkiyi de niye içmediğini anladık ya zina yapmayışına ne demeli? Hz. Ömer cevaben:

-Her kadın bir anadır. Her kadın bir avrattır. Her kadın bir evlattır. Bir avrat, kocasının, babasının ve evladının şeref ve şanıdır. Kendi itibarını koruyamayan kadının kardeşleri, anası, babası, evladı, akrabaları daha ilerisi yakın çevresi olmaz mı? Bu insanları itibarsızlaştırmaya ve üzmeye kimin ne hakkı olabilir?

Ben bir erkeğim. Zina yapacağım kadının erkek olarak ya babası, ya kocası, ya kardeşleri ya da evlatları yok mudur? Onların onur ve şerefiyle oynamayı kendime yakıştıramadım. Olur ya, benim zina yaptığım da, biriler de benim yakınımdan bir kadınla zina yapacak olursa o aşağılık duygunun altından kalkamam. Kahrıma ölürüm diye zinaya yaklaşmadım. İşte Ömer’in adalet anlayışı bu!

Günümüzde zararlı madde bağımlılığı gençlikten öte toplum sorunu haline geldi. Bu zararlılardan dinli-dinsiz hangi ülke insanı olursa olsun zarar görüyor. Dünya gelişiyor. Zararlılar çeşitlenerek artıyor. Çocuklar üzerinde çevrenin etkisi aileye göre baskın durumda.

            Tedaviden önce tedbir gerekir. Baş tedbir eğitimdir. Denetim esastır. Cezalar caydırıcı olmalı. Sivrisinekle baş mücadele, bataklığın kurutulmasıdır.

Kötü alışkanlıklar, dönüşü olmayan yola götürür. Kötü hasletle behemehâl olanlar önünü göremez ve sonunu düşünemez duruma düşüyor. Akıbet, hüsran oluyor. Sağlıklı ve güvenli yaşam, zararlılardan uzaklaşmakla mümkün... İllegal örgütler, varlıklarını sürdürmek için zararlıları cazipleştirmeye çalışırlar. Geniş kitlelere yayılmak onlar için amaçtır. Kötülerin besin kaynağı kötülüktür. Kötü alışkanlıklara karşı, topyekûn milli mücadele şarttır.

Ömrünüz uzun, kazancınız bereketli olsun! Hoşça kalın! Dostça kalın!