Kimi meslektaşlar bu türden ilk yazılarına “Başlarken” türünden başlıklar koymayı tercih ederler. İster meslekteki ilk yazıları olsun, ister gazete değiştirdiğinde, bu böyledir.

Kaldı ki ben de kullanmışıdır o başlığı. Aynısını yapmak üzereyken aklıma geldi;

-Ne ilki, ne başlaması!..

Öyle ya, sen ki bu anlamda merhum Süleyman Demirel’in “yedi kere gittim, sekiz kere geldim!” ironisine,  bazı gazetelere gidip-gelişimlerime de göndermelerde bulunmuş adamsın!

Bir başka gerekçe daha buldum kendimce. Şu anda bir köşesini paylaştığın  gazete, daha kısa süre öncesine kadar “yazarlarımız” köşesinde ismini-resmini korumuyor muydu? Öyleyse nasıl oluyor da, Yeni “intisap” kabul edecektim kendimi…

Şartlar, Korona derken

Konunun bir parça daha  aydınlatılmasına ilişkin kısa bilgi de vereyim.

Ayrılık süresi az-buz bir zaman süreci de değil. Üç yıla yaklaşan bir süre. Zamanın yönetimi,  ara vermemi istedi yazılarıma. Ödemeler de aksar olmuştu. Doğrusu, bende de bıkkınlık, bezginlik oluşmaktaydı. “Yeter be Hüsnü” tesellisine sarılmak çok zor olmadı!..

Bir de o sürece dünya ile birlikte “Korona belası” eklenmez mi. Pek çok kişi gibi sosyal hayat, aktiviteler durma noktasına geliverdi. Mecburen kapandık evlerimize.

Kapanmanın epey sonrasında bir araştırma-soruşturma işine giriştim. Bir kitap yazma. Konu bana ilginç gelmişti;

-1920 ilk meclisinden günümüze Eskişehir Milletvekilleri.

Ve de;

-Eskişehir’de seçimler!..

Umarım bu “yeni, yeniden” başlangıcı, epey ilerleyen bu çabamı da bir sonuca  ulaştıracak!..

Kurtlar kıpırdanırken!.

Derken, son zamanlarda geçmişi 60 yıla yaklaşan meslek hayatıma egemen olan kurt  “dürtüklemeye” başladı. Böyle “miskin-küskün” oturmak olmazdı!..  Camiada kimi dostlara kıpırdaşan kurtları “hissettirmeye” çalıştım!..

Anlamak mı istemediler, anlayıp da anlamazdan mı geldiler;

-Anlayamadım vesselam!..

Sonunda Bülent Özyazıcı’ya yekten söyledim;

“-Ben yönetim ile bi konuşayım abi.”

Epey bir süre sonra da “kabul gördüğüm” yanıtıyla, geldik bu güne…

***

Gazetenin el değiştirdiğini en son duyanlardanım. Yılmaz Karaca dostum, Baba yadigarı gazeteyi gözden çıkarmış, Eskişehir’in genç ve de başarılı iş insanlarından,

-Merve Öztürk Tütüncü’ye devretmişti…

***

Ben “hoş buldum”  da…

-Siz de Eskişehir basın camiasına hoş geldiniz Merve hanım.

Yine, Yeniden’in hikayesi bu kadar…