Ve geldik seçim sürecinin en kritik günlerine. Dolayısıyla da 17-18 gün kala en yoğun ve titizlik isteyen sürece. Nereden belli ;

-Hem ittifakların çıkaracağı milletvekili sayısı, hem de Cumhurbaşkanı seçiminde hangi adayın “yüzde 50 artı bir”i aşarak ülkenin kaderini ele alacağının belirlenecek olması.

Tam bu aşamada, sayıları çift hanelerde olduğu gözlenen anket şirketlerinin bir birleriyle ciddi uyum gösteren tahminlerine. Buna rağmen CB seçiminde görece bir birliktelik gözlemleniyor. O da şu;

-Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yüzde 50’ye en çok yaklaşan ve ötesine geçme aşamasına doğru yürüyen aday görünümünde olması. Yanı sıra bir o kadar önemli parlamento çoğunluğunun hangi ittifak tarafından sağlanacağı meselesi. Orada da muhalif kanattaki iki ittifakın toplamının Cumhur ittifakını geçeceği kesin görünüyor


***


Bu duygularla gitmeyi kararlaştırdım Kemal Bey’in Eskişehir mitingine. Üniversite Caddesi’nden Sıhhiye Meydanı’na giden caddede yürümeye başladığımda, ilan edilen başlaması saati geçmek üzereydi. Benim gibi telaşlı yürüyüşle meydana ulaşmaya çalışan çoğu genç insanlar vardı.

Yaklaştıkça, trafiğe kapatılan cadde de polis araçlarının yanı sıra partilere ait, kimi “özel plakalı” bazı otomobiller göze çarpıyordu. Ki onların da İYİ Partililere ait oldukları camlarına yapıştırılan afişlerden belli oluyordu. CHP’lilere ait olanlar da vardı kuşkusuz. Benim gözüme çarpan tek araç, Milletvekilimiz Utku Çakırözer posterleri ve parti sloganlarıyla donatılmış minibüstü!.


Gerçekten büyük ilgi.

Caddenin bitiminde meydan başlıyordu zaten ve kalabalık artıyordu. Hemen girişte sola dönüp, bir kahvehanenin önünde kaldırıma konulan taburelerden birini oturdum. Benim gibi yaşlılar da aynı tercihte bulunmuştu.  Beş yıl önceki Muharrem İnce mitingini de buradan izlemiştim zaten:  Çoğu kadın, gençler önümden geçip, polis barikatını dolanarak ulaşıyordu alana.

Ne var ki önümdeki alanda yoğunluk yok gibi geldi bana. Ki orası Bahçelievler tarafına uzanıyordu. Beş yıl  öncesinde orası doluydu! Dahası, O boş alana İYİ Parti’nin seçim otobüsü yerleşmişti Üstelik konuşmacılara ait platformun yönü de doğuya, yani Gaffar Okan Caddesi’ne doğru çevrilmişti.

Bir süre sonra dayanamayıp, epey bir yürüyerek ve oradaki polis barikatını geçerek meydana daldım. Tahmin ettiğim gibi esas izleyici yoğunluğu Gaffar Okkan’a doğru akıp gitmekteydi:


Eskişehir tamam, yola devam!..

Benim meydan turum başladığında sahnede Yılmaz Hoca’mız vardı. Kısa ama özlü konuşmasıyla alandan ilk ve coşkulu alkışı da alan o olacaktı.

CHP seçim otobüsünün yavaş yavaş alana girmekte olduğu yoğun alkış ve tezahürattan anlaşılıyordu. Akşam televizyondan izleyince gördüm;

-Bozkurt işareti yapan bir gencin “ülkücüler seninle” seslenişini ve Kılıçdaroğlu’nun aynı işaretle karşılık verişini!..

Kemal Bey, yanında ABB Başkanı Mansur Yavaş’ı getirmişti Eskişehir’e. Mansur Bey Ankara’da yaptığı hizmetlerden pek söz etmedi bu kez. Büyükerşen’e bir “selam” gönderdikten sonra terörist suçlamalarına değinerek sürdürdü konuşmasını.


***


Sayın Kılıçdaroğlu, meydandaki Genç Seçmen yoğunluğunu görmüş olmalı ki, Eskişehir’de ilk kez oy kullanacak genç sayısını 44 bin açıklayarak onlardan destek istedi. Bilinen vaatleri dışında ilk kez uzmanlaşmış sanayi projesinden söz etti Adana’yı örnek vererek. “Keşke” dedim kendi kendime artı değeri yüksek ürün ihracatından Türkiye ihracatının yüzde yirmisinin Eskişehir’deki kuruluşlar tarafından sağlandığı bilgisi de aktarılsaydı kendisine.

Her neyse, ilerleyen zamanlarda milletvekillerimizin tarafından bu özel durum da aktarılır kendisine.


***


Uzattık sanırım!. Demek  istediğim şu

-Eskişehir tamam, yola devam Sayın Kılıçdaroğlu…