"Senelerden beri çalıştığımız uğraştığımız Yeni Aile Kanunu'na en nihayet kavuşmuş bulunuyoruz.(31 Ocak 1951) Biz Kıbrıs Türk'ü için bu hiç de kolay elde edilmiş bir şey sayılmaz.Bu ancak uzun seneler çok yorucu ve inatla çalışmanın bir semeresidir".1951                                                                                                                                               Dr.Fazıl Küçük

 

        Seri katile dönüşen Korona Virüs'ü bütün dünyayı kendi esareti altına almış bulunuyor.Olayı küçümseyen gelişmiş ülkelerin de esaretin altına girmiş olması bazı sorulara da neden oluyor.Nasıl olsa bu işin üstesinden gelebiliriz yaklaşımının çözüme yaramadığı noktada bulunuyorlar.Bu yaklaşım ölenlerin sayısının yükselmesinin nedeni oluyor.

      Halen dünyada uygulanan küreselleşme modelinin bu olumsuz süreci desteklediğini de kaydetmek olasıdır.Gelinen bu noktada emperyal amaç güden ülkelerin bile salgını önleyebilmek için geç kalmış olsalar dahi yoğun çaba içine girdikleri görülüyor.Bir dönem sosyal uygulamaları ve yabancılara karşı yaptıkları ile herkesin yoğun ilgisini çeken İskandinav ülkeleri bile bu seri katille yapılan mücadelede ilk dönemde ilgisiz davranmışlardır.Bu ilgisizlik konusunda yazılanlardan özet bir bölümü sizlerle paylaşmak istiyoruz.

     Pandemi diye tanımlanan salgınla boğuşmak zorunda kalınacağı belirtiliyor.Nedense kaygı verici gelişme sokağa yansımıyor.İsveçliler sanki dokunulmazlık zırhına bürünmüş gibi davranıyor.Kafeler barlar dolu,restoranlar da dolu.Oysa Çin'den,İtalya'dan dönenler var.Bazıları evlerinde bazıları da hastanede diyerek önlem alınmadığı belirtiliyor.Aynı umursuzluğun diğer ülkelerde de yaşanıyor olması tehdidin büyümesinin nedeni oluyor.

    Son yıllarda yaşanan benzer virüs salgınlarında son olayda yaşandığı kadar ölümler yaşanmadığı biliniyor.Pandeminin birincil nedeni özellikle Koruyucu Hekimlik Sisteminin gözardı edilmesidir.Bu sistemin yanı sıra gelişmiş ülkelerin Küreselleşme uygulamaları ile insanları para olarak görmelerinin acı sonuçlarıdır.Bunun sonucu olarak da sağlık sisteminin el birliğiyle çökertilmesi ve buna koşut Özel Hastaneciliğin özendirilmesi ortalık yere çıkmıştır.

   Küreselleşme olgusu öne çıkarılarak dünyayı bir köye dönüştüren sistem gelişmiş ülkelerde ırkçılığın ivme kazanmasının bir nedeni olarak karşımıza çıkıyor.Sosyal devlet olgusunun önde olduğu İsveç'te ırkçı partinin birinci parti olması düşündürücüdür.İsveçli siyasetçiler bu noktaya gelinmesinin sosyal devlet yapısının çökertilmesi olduğunu söylüyorlar.Seri katili suçlamadan öncelikle kendilerini sorguluyor olmalarını güzel bir yaklaşım olarak alıyoruz.

     Çin kökenli olarak bilinen seri katilin adını Amerikalı Trump ilk dönemlerde doğru söylerken şimdilerde "Çin Virüsü"tanımını kullanıyor.Bunun da ülkesinin ekonomik olarak çökertileceği kuşkusunu taşıdığını satır aralarında dillendirmiş oluyor.Herkes can derdinde iken O , mal derdinde olduğunu kanıtlıyor.Trump'un bu yaklaşımına karşın Ticaret Bakanı Wilburr Rosa 30 Ocakta yaptığı açıklamasında "Bu salgın Amerikan ekonomisine yarayacak.İstihdam Kuzey Amerika'ya geri dönecek"değerlendirmesini yapıyor.

       Bu açıklamalardan sonra ister istemez insanın aklına,seri katile dönüşen Korona Virüs'ün emperyal bir oyun olduğu geliyor.Seri katil bir süre sonra görevini tamamladıktan sonra dünyanın yeniden yapılandırılmasının yolunu da açmış olacaktır.Çünkü kapitalist sistem iyice çürümüştür.

      Salgının kısa sürede ortalıklardan kaldırılması için ülke liderlerinin birlikte hareket etmeleri gerekiyor mu ne...

        SEVGİ ile kalınız...