Bugün, bir milletin tarihine altın harflerle kazınan bir günü, 15 Temmuz’u anıyoruz.
15 Temmuz 2016, yalnızca bir darbe girişimi değil, aynı zamanda bir milletin iradesine, hürriyetine ve birliğine kasteden hain bir teşebbüstü.
Lakin bu millet, o karanlık gecede, imanından aldığı güçle, cesaretle ve kararlılıkla bir destan yazdı.
Bir doktor olarak, bir vatan evladı olarak, o gece yaşananların sadece bir mücadele değil, bir milletin yeniden doğuşu olduğunu ifade etmek isterim.
O gece, tankların gölgesinde, gökyüzünü yırtan mermilerin sesinde, bir milletin kalbi attı.
Minarelerden yükselen salâlar, sadece bir çağrı değil, bir diriliş müjdesiydi.
Ömer Halisdemir’in şahadeti, bir kurşundan ibaret değildi; o, bir milletin iradesinin çelikleştiği andı. Sokaklara koşan analar, babalar, gençler, çocuklar…
Hepsi, “Bu vatan bizim!” diyerek hainlere karşı durdu.
Bu, bir partinin ya da bir kesimin değil, topyekûn bir milletin zaferiydi.
Bir hekim gözüyle bakıyorum: O gece, bir milletin nabzı, kararlılıkla ve imanla attı.
Tıpkı bir bedenin hayatta kalma mücadelesi gibi, bu millet de kendi varlığına kasteden bu ihaneti bertaraf etti.
15 Temmuz, bize şunu öğretti: Milli irade, sadece sandıkta değil, yürekte, sokakta, her bir ferdin vicdanında şekillenir.
Bu irade, bir milletin ortak değerlerine, bayrağına, ezanına ve hürriyetine olan bağlılığıdır.
Bu destan, topyekün bizlerin omuzlarında yükselecek.
Birlik ve beraberlik, vatan sevgisi ve uyanık bir bilinç, bu milletin geleceğini inşa edecek en güçlü temellerdir. Hainler, her zaman pusuda olabilir; ancak bir milletin iradesi, hiçbir tankın, hiçbir silahın ezemeyeceği kadar kudretlidir.
Gelin, 15 Temmuz’un ruhunu yaşatalım.
Bu ruh, sadece bir anı değil, bir rehberdir. Vatan için, bayrak için, hürriyet için birleşelim. Çünkü bu millet, bir olduğu sürece her zorluğu aşar, her karanlığı aydınlığa çevirir.
AZ DA SAĞLIK…
-Günde yalnızca bir şekerli meşrubat, fazla kilolu olmasanız bile Tip 2 diyabet riskini %25 artırıyor.
-Çocuklukta her gün şekerli meşrubat içen erkek çocuklar, 17 yaşına geldiklerinde insülin direncinde %34 artış ve açlık kan şekeri seviyelerinde yükselme oluyor.
-Vücuttaki her hücre tarafından kullanılan glikozun aksine, fruktoz sadece karaciğer tarafından işlenir ve fazlası yağa dönüşerek karaciğer yağlanmasına ve insülin direncine yol açar.
-Bir meyveden alınan fruktoz, lif ve besinlerle birlikte yavaşça emildiği için zararlı değildir; ancak yüksek fruktozlu mısır şurubu da dahil olmak üzere gazlı içeceklerdeki işlenmiş fruktoz, karaciğeri aşırı doldurur ve mitokondrileri aşırı yükler.
-Her gün içilen bir meşrubatı su, kahve veya çayla değiştirmek, Tip 2 diyabet riskini %17 oranında azaltır.
ESKİLERDEN…
27 Mayıs darbesinin yıldönümünü 12 Eylül darbecileri iptal edene kadar “ özgürlük ve anayasa bayramı” diye zorla kutlattılar…